İSA'NIN DAĞDAKİ VAAZ SERİSİ
| vaaz_21_hizmette_doğru_dürtüler.pdf |
Dağdaki vaaza İsa, Tanrı'nın Egemenliğinin ilkelerini özetleyip anlatarak başladı. Bir krallığın ilkeleri yasalarında ifade edilir. Tanrı'nın Egemenliğinin altında yatan ilke sevgidir. Bu sevgi, yasalarda nasıl ifade ediliyor? İsa birkaç örnek verdi. Sevgi öldürmez. Bununla kalmaz sevgi misilleme yapmaz öç almaz. Bununla da kalmaz, sevgi nefret etmez. Tanrı'nın yasası yalnız eylemlere ulaşmaz güdülere ve düşüncelere ulaşır. Kalbimizde nefret edersek katiliz. Şehvetle bakarsak zina etmiş oluruz. Yasa ruhsaldır.
Dağdaki vaazın sonraki bölümünde İsa sadaka vermekten, dua etmekten ve oruç tutmaktan bahsediyor. Şimdi bu üç eylemin hepsi din faaliyetleridir. İnsanlar din faaliyetleri yaparlarsa bu iyi değil midir? İsa, çok kişinin din faaliyetlerinin altında yatan güdünün Tanrı'yı yüceltmek değil, kendilerini yüceltmek olduğunu söylüyor. İsa, benliği seven kişinin Tanrı'nın yasasını ihlal ettiğini gösteriyor.
Matta 6:1-4 "Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. 2"Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir."
İsa, birisinin yanlış sebeplerle doğru şeyi yapabileceğini söylüyor. Siz bir sadaka verirseniz neden veriyorsunuz? Birine yardımcı olmak mı istiyorsunuz, yoksa herkese ne kadar cömert olduğunuzu göstermeye mi çalışıyorsunuz? Belki güdüleriniz karışıktır. Belki iyi bir şey yapmak için ani bir istek hissediyorsunuz ancak bununla beraber kendinizi yüceltmek isteğiniz de var. Dürtümüz benlik ise bu sevgi değildir. Tanrı'nın Egemenliği bu değildir.
Matta 6:5-6 "Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 6 Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Tanrı'ya ve başkalarına doğru gerçek sevgi, başkalarının dikkatlerini çekmeye çalışmaz. İsa gerçek dinin bir şov olmadığını söylüyor.
Matta 6:7-8 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
Birisinin dualarını saydığını gördüğünüz oldu mu hiç? Niçin böyle yapıyorlar? Büyük bir iş, bir çaba gösterdikleri için Allah'ın onlara bir ödül vermesini mi bekliyorlar? Dualarının günahları için bir kefaret mi sağlayacağını sanıyorlar? Böylesine bir düşünce, Allah'a bakışlarına dair ne söylüyor? Dua, Allah'ın beğenisini bir din faaliyeti karşılığıyla satın alan bir işlem midir? Dualar, Allah'tan kendi yasalarını devamlı ihlal etmek için izin almaya bir yol mudur?
Bu ayetlerde İsa'nın Tanrı'ya Baba olarak hitap ettiğini fark edin. İsa bize, Allah'ın bizimle ilişkisinin bir baba ile çocuk arasındaki ilişkisine benzediğini söylüyor. Çocuk babasının sevgisini kazanmaya çalışıyor mu? Hayır, Baba çocuğunu seviyor zaten. Baba çocuğuna iyi şeyler vermek istiyor. Çocuk babasına sevgiden dolayı itaat ediyor.
Matta 6:9-13 "Bunun için siz şöyle dua edin: 'Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın. 10 Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. 11 Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. 12 Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. 13 Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin'.
Bu dua çok kapsamlı; bugün ayrıntılı olarak onu inceleyemeyeceğiz. Şimdilik birkaç şeye işaret etmek istiyorum. Bu duayı kelime kelime tekrarlayınca istediğiniz şeyi alacaksınız diyen sihirli bir formül yoktur. Dua, duanın ne olabileceğini gösteren bir örnektir. Biz ilişkimizi yakın göstererek Allah'a Baba olarak hitap edebiliriz yine de Tanrı kutsaldır ismi de kutsaldır. Biz Tanrı'nın Egemenliğinin gelmesi için dua edince Tanrı'nın iradesinin, gökte olduğu gibi yeryüzünde de gerçekleşmesi için dua ediyoruz. Hayatımızı bu dünyada Tanrı'nın düzenine göre düzenlememiz gerektiği anlamına gelir. Biz Allah'a günlük ihtiyacımız için dua ediyoruz. Ayartılara karşı gücü, Şeytan ile meleklerinden korunmayı rica ediyoruz. Sonraki ayetlerde anlatacağı konuya da değindi.
Matta 6:14-15 "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. 15 Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz."
Günahlarımızın affedilmesini istersek başkalarına doğru affedici bir tavrımız olması gerekir. Önümüzdeki hafta, buna daha da odaklanacağız.
Matta 6:16-18 "Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 17 Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. 18 Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız'a oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir."
Bazı insanlar oruç tutarlar ve herkesin kendilerinin oruç tutup çok dindar olduklarnını bilmelerini isterler. Bir başkası onların önünde oruç tutmayıp yemek yerse çok öfkelenirler. Onlar öfkelenince soruyoruz: Allah için mi yoksa şov için mi oruç tutuyorlar? Siz oruç tutunca nasıl yapıyorsunuz?
İsa'nın döneminde, Yahudiler arasında bir din grubu vardı. Onlara Ferisiler denilirdi. Görünüşte Ferisiler çok dindardılar. Yukarıda İsa'nın iki yüzlüler hakkında anlattığı şekilde sadaka verir, dua eder ve oruç tutarlardı. Kutsal Yazılarda Ferisiler'e çok yer verildi. Neden? Ferisilerdeki özellikler, çağlar boyunca bütün insanlıkta mevcut olan özelliklerdir. Fersilerin ruhu bütün insanoğlunun ruhudur. Biz bencil olarak doğarız ve doğal olarak kendimizi yüceltmeye çalışırız. Doğal olarak dikkatleri kendimize çekmeye çalışırız. Dünyamızdaki zorlukları çıkaran şey benlik sevgisidir. Benlik sevgisi milyon farklı biçimde görünüyor ve pek çok zaman din kılığın içinde iyice saklanamıyor. Bu, İsa'nın döneminde böyleydi, bugün de öyle.
Ferisiler hep Tanrı'nın beğenisini kazanmaya çalışyordu. Tanrı'yı hoşnut etmenin hiç sakıncası yok. Fakat dünyasal onurun ve bolluğun, erdemin ödülü olduğunu sanarak Tanrı'nın beğenisini kazanmaya çalışıyorlardı. Dürtüleri bencilceydi.
İsa, kendi ruhu ve yöntemleri ile, Ferisi ve haham ruhu yöntemleri arasındaki tezatı gösterdi. İsa'nın öğretileri tüm çağlarda gerçerlidir.
Yaptığınızı neden yaptığınızı düşündüğünüz oldu mu hiç? Gerçek dürtüleriniz nedir? Adem'in soyu olduğunuz için, doğal olarak güdüleriniz bencildir. İyi istekleriniz varsa, Kutsal Ruh hayatınızda etkili oluyor demektir. Ancak gerçekten özverili hayatı yaşamak için sevgi ilkesinin içimizden çalışması lazım. Kutsal Ruh'un içimizde yaşaması lazım. Yeniden doğuş budur. Yeniden doğmamız lazım.
Tanrı'nın Ruhu, İsa'nın Ruhunu hayatınıza getiriyor. Bunun için sormanız lazım. Allah size Mesih'in Ruhunu vermek istiyor ancak almanız için sizi zorlamıyor. İsa'nın Kurtarıcı ve Rab olduğunu itiraf edince Kutsal Ruhu alacaksınız.
Pek çok kişi İsa'nın Mesih olduğuna inanıyor. Ancak yalnız bu, Mesih'in Ruhunu hayatlarına getirmez. Neden? İsa'yı Kurtarıcı olarak itiraf etmemiz, Allah'a bizim günahkar olduğumuzu itiraf etmemiz demektir. Tanrı'nın sevgi yasasını tutabilmemiz için bencil durumuzu değiştirme gücümüz olmadığını itiraf etmemiz gerektir. İsa'yı Rab olarak itiraf etmek Tanrı'nın hayatımızı içimizde yaşayan Kutsal Ruh aracılığıyla değiştirebileceğine ve değiştireceğine inanmak demektir. Allah'ın iradesine hayatın teslim edilmesi olması lazımdır.
Yuhanna 6:28-29 Onlar da şunu sordular: "Tanrı'nın istediği işleri yapmak için ne yapmalıyız?" 29 İsa, "Tanrı'nın işi O'nun gönderdiği kişiye iman etmenizdir" diye yanıt verdi.
Dağdaki vaazın sonraki bölümünde İsa sadaka vermekten, dua etmekten ve oruç tutmaktan bahsediyor. Şimdi bu üç eylemin hepsi din faaliyetleridir. İnsanlar din faaliyetleri yaparlarsa bu iyi değil midir? İsa, çok kişinin din faaliyetlerinin altında yatan güdünün Tanrı'yı yüceltmek değil, kendilerini yüceltmek olduğunu söylüyor. İsa, benliği seven kişinin Tanrı'nın yasasını ihlal ettiğini gösteriyor.
Matta 6:1-4 "Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. 2"Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir."
İsa, birisinin yanlış sebeplerle doğru şeyi yapabileceğini söylüyor. Siz bir sadaka verirseniz neden veriyorsunuz? Birine yardımcı olmak mı istiyorsunuz, yoksa herkese ne kadar cömert olduğunuzu göstermeye mi çalışıyorsunuz? Belki güdüleriniz karışıktır. Belki iyi bir şey yapmak için ani bir istek hissediyorsunuz ancak bununla beraber kendinizi yüceltmek isteğiniz de var. Dürtümüz benlik ise bu sevgi değildir. Tanrı'nın Egemenliği bu değildir.
Matta 6:5-6 "Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 6 Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Tanrı'ya ve başkalarına doğru gerçek sevgi, başkalarının dikkatlerini çekmeye çalışmaz. İsa gerçek dinin bir şov olmadığını söylüyor.
Matta 6:7-8 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
Birisinin dualarını saydığını gördüğünüz oldu mu hiç? Niçin böyle yapıyorlar? Büyük bir iş, bir çaba gösterdikleri için Allah'ın onlara bir ödül vermesini mi bekliyorlar? Dualarının günahları için bir kefaret mi sağlayacağını sanıyorlar? Böylesine bir düşünce, Allah'a bakışlarına dair ne söylüyor? Dua, Allah'ın beğenisini bir din faaliyeti karşılığıyla satın alan bir işlem midir? Dualar, Allah'tan kendi yasalarını devamlı ihlal etmek için izin almaya bir yol mudur?
Bu ayetlerde İsa'nın Tanrı'ya Baba olarak hitap ettiğini fark edin. İsa bize, Allah'ın bizimle ilişkisinin bir baba ile çocuk arasındaki ilişkisine benzediğini söylüyor. Çocuk babasının sevgisini kazanmaya çalışıyor mu? Hayır, Baba çocuğunu seviyor zaten. Baba çocuğuna iyi şeyler vermek istiyor. Çocuk babasına sevgiden dolayı itaat ediyor.
Matta 6:9-13 "Bunun için siz şöyle dua edin: 'Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın. 10 Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. 11 Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. 12 Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. 13 Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin'.
Bu dua çok kapsamlı; bugün ayrıntılı olarak onu inceleyemeyeceğiz. Şimdilik birkaç şeye işaret etmek istiyorum. Bu duayı kelime kelime tekrarlayınca istediğiniz şeyi alacaksınız diyen sihirli bir formül yoktur. Dua, duanın ne olabileceğini gösteren bir örnektir. Biz ilişkimizi yakın göstererek Allah'a Baba olarak hitap edebiliriz yine de Tanrı kutsaldır ismi de kutsaldır. Biz Tanrı'nın Egemenliğinin gelmesi için dua edince Tanrı'nın iradesinin, gökte olduğu gibi yeryüzünde de gerçekleşmesi için dua ediyoruz. Hayatımızı bu dünyada Tanrı'nın düzenine göre düzenlememiz gerektiği anlamına gelir. Biz Allah'a günlük ihtiyacımız için dua ediyoruz. Ayartılara karşı gücü, Şeytan ile meleklerinden korunmayı rica ediyoruz. Sonraki ayetlerde anlatacağı konuya da değindi.
Matta 6:14-15 "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. 15 Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz."
Günahlarımızın affedilmesini istersek başkalarına doğru affedici bir tavrımız olması gerekir. Önümüzdeki hafta, buna daha da odaklanacağız.
Matta 6:16-18 "Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 17 Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. 18 Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız'a oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir."
Bazı insanlar oruç tutarlar ve herkesin kendilerinin oruç tutup çok dindar olduklarnını bilmelerini isterler. Bir başkası onların önünde oruç tutmayıp yemek yerse çok öfkelenirler. Onlar öfkelenince soruyoruz: Allah için mi yoksa şov için mi oruç tutuyorlar? Siz oruç tutunca nasıl yapıyorsunuz?
İsa'nın döneminde, Yahudiler arasında bir din grubu vardı. Onlara Ferisiler denilirdi. Görünüşte Ferisiler çok dindardılar. Yukarıda İsa'nın iki yüzlüler hakkında anlattığı şekilde sadaka verir, dua eder ve oruç tutarlardı. Kutsal Yazılarda Ferisiler'e çok yer verildi. Neden? Ferisilerdeki özellikler, çağlar boyunca bütün insanlıkta mevcut olan özelliklerdir. Fersilerin ruhu bütün insanoğlunun ruhudur. Biz bencil olarak doğarız ve doğal olarak kendimizi yüceltmeye çalışırız. Doğal olarak dikkatleri kendimize çekmeye çalışırız. Dünyamızdaki zorlukları çıkaran şey benlik sevgisidir. Benlik sevgisi milyon farklı biçimde görünüyor ve pek çok zaman din kılığın içinde iyice saklanamıyor. Bu, İsa'nın döneminde böyleydi, bugün de öyle.
Ferisiler hep Tanrı'nın beğenisini kazanmaya çalışyordu. Tanrı'yı hoşnut etmenin hiç sakıncası yok. Fakat dünyasal onurun ve bolluğun, erdemin ödülü olduğunu sanarak Tanrı'nın beğenisini kazanmaya çalışıyorlardı. Dürtüleri bencilceydi.
İsa, kendi ruhu ve yöntemleri ile, Ferisi ve haham ruhu yöntemleri arasındaki tezatı gösterdi. İsa'nın öğretileri tüm çağlarda gerçerlidir.
Yaptığınızı neden yaptığınızı düşündüğünüz oldu mu hiç? Gerçek dürtüleriniz nedir? Adem'in soyu olduğunuz için, doğal olarak güdüleriniz bencildir. İyi istekleriniz varsa, Kutsal Ruh hayatınızda etkili oluyor demektir. Ancak gerçekten özverili hayatı yaşamak için sevgi ilkesinin içimizden çalışması lazım. Kutsal Ruh'un içimizde yaşaması lazım. Yeniden doğuş budur. Yeniden doğmamız lazım.
Tanrı'nın Ruhu, İsa'nın Ruhunu hayatınıza getiriyor. Bunun için sormanız lazım. Allah size Mesih'in Ruhunu vermek istiyor ancak almanız için sizi zorlamıyor. İsa'nın Kurtarıcı ve Rab olduğunu itiraf edince Kutsal Ruhu alacaksınız.
Pek çok kişi İsa'nın Mesih olduğuna inanıyor. Ancak yalnız bu, Mesih'in Ruhunu hayatlarına getirmez. Neden? İsa'yı Kurtarıcı olarak itiraf etmemiz, Allah'a bizim günahkar olduğumuzu itiraf etmemiz demektir. Tanrı'nın sevgi yasasını tutabilmemiz için bencil durumuzu değiştirme gücümüz olmadığını itiraf etmemiz gerektir. İsa'yı Rab olarak itiraf etmek Tanrı'nın hayatımızı içimizde yaşayan Kutsal Ruh aracılığıyla değiştirebileceğine ve değiştireceğine inanmak demektir. Allah'ın iradesine hayatın teslim edilmesi olması lazımdır.
Yuhanna 6:28-29 Onlar da şunu sordular: "Tanrı'nın istediği işleri yapmak için ne yapmalıyız?" 29 İsa, "Tanrı'nın işi O'nun gönderdiği kişiye iman etmenizdir" diye yanıt verdi.