İSA'NIN DAĞDAKİ VAAZ SERİSİ
31. YETKİYLE KONUŞMAK

vaaz_31_yetkiyle_konuşmak_.pdf |
Matta 7:28-29 İsa konuşmasını bitirince, halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. 29 Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.
İsa, yetkiyle konuştu. İlginçtir ki, kutsal yazıları açıklayan din bilginleri yetkiyle konuşmuyorlardı. Peki nasıl konuştular?
Genelde din bilginleriyle Ferisiler, kendi geleneklerini ve törelerini öğrettiler. Bu gelenekleri Tanrı'nın Yasası'nın bile üstüne koydular.
Mark 7:1-13 Yeruşalim'den gelen Ferisiler ve bazı din bilginleri, İsa'nın çevresinde toplandılar. 2 O'nun öğrencilerinden bazılarının murdar, yani yıkanmamış ellerle yemek yediklerini gördüler. 3 Ferisiler, hatta bütün Yahudiler, atalarının töresi uyarınca ellerini iyice yıkamadan yemek yemezler. 4 Çarşıdan dönünce de, yıkanmadan yemek yemezler. Ayrıca kâse, testi ve bakır kapların yıkanmasıyla ilgili başka birçok töreye de uyarlar. 5 Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya, "Öğrencilerin neden atalarımızın töresine uymuyorlar, niçin murdar ellerle yemek yiyorlar?" diye sordular. 6 İsa onları şöyle yanıtladı: "Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi, 'Bu halk, dudaklarıyla beni sayar, Ama yürekleri benden uzak. 7 Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.' 8 Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz." 9 İsa onlara ayrıca şunu söyledi: "Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz! 10 Musa, 'Annene babana saygı göstereceksin' ve, 'Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir' diye buyurmuştu. 11 Ama siz, 'Eğer bir adam annesine ya da babasına, benden alacağın bütün yardım kurbandır, yani Tanrı'ya adanmıştır derse, artık annesi ya da babası için bir şey yapmasına izin yok' diyorsunuz. 12 13 Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz."
İsa, Tevrat'ın hakikatlarını tazelik ve güçle vaaz etti. Tanrı'nın Sözü'nü insanların geleneklerinin üstüne yükseltti. Din bilginleri gibi tereddüt ve belirsizlikle konuşmadı. Sakin bir güven ve serbestlikle konuştu. İsa'nın döneminde hakim olan din, büyük çapta anlamsız tekrarlamalardan oluşuyordu.
Yahudilerin el ve kase yıkamaları Tanrı'nın buyruğu değildi. Genellikle temizlik, Tanrı'nın buyruklarından biridir ama din bilginleri ve Ferisilerin yaptıkları bu değildi. Onlar, temiz olmayan hayvan murdardır, Yahudi olmayan insan da murdardır dediler. Bunların dokunduğu şeylere dokunan Yahudi de , Allah'ın nezdinde murdar hale gelir diye öğrettiler. Kendilerini bu sözde murdarlıktan kurtarmak için ellerini kaselerini filan yıkadılar. Bütün bu temizlik kurallarını yerine getirmek büyük bir işti. İsa bu yapay kuralları kınadı. İnsanlar Allah'ın buyurmadığı kurallarla meşgulken, yasanın büyük ilkeleri olan sevgi ve merhamet dikkatlerinden kaçtı.
Yahudiler, Tanrının yasasında öğrettiği gibi ebeveynlerine bakmak istemediler. Din bilginleri ve Ferisiler yan çizmek için şöyle bir yol buldular: Eşyalarına ve mallarına 'Korban' dediler. Böylece bu mallar Tanrı’ya adanıyordu ve ebeveynlerine bakmak için elden çıkarılamazdı. Fakat bu adanmış eşyalar hayatları boyunca kendileri tarafından kullanabilirdi. Sonra tapınağa verilecekti. Bu şekilde din kisvesinin altında mallarını ellerinde tutarak, ebeveynlerine bakmadılar. Kendi yarattıkları geleneklerine tutundular, mallarını ellerinde tuttular ama beşinci emri tutmadılar.
İsa, yetkiyle öğretti. Günümüzde yetki olmadan öğreten çok öğretmen var. Bir çene bir çene ama sadece kendi fikirlerini yorumluyorlar. Kalabalıklar bu hocalar sanki Allah adında konuşan peygamberlermiş gibi, sözlerine bayılıyorlar ve yutuyorlar.
Bu hocalar Tanrı'nın sözünü öğretmezler. İnsan doktrinlerini öğretirler. Ancak insanlar bunu bilemezler çünkü kendileri Kutsal Yazıları okumazlar. Yalnız eğitimli ve tatlı konuşan vaizlerin söylediklerine inanırlar. Bu şekilde insanlar kolayca kandırılırlar.
Bazı insanlar kendi fikirlerine göre öğreten bir hoca bulana kadar hocadan hocaya gezerler. Onlar, "Bu öğretmen iyidir, gerçeği anlatır" derler. Fakat Kutsal Yazıları incelemeden hocanın öğretisinin gerçek olup olmadığını nasıl bilebilirler ki? Bu insanlar sadece kendileri gibi düşünen hocayı bulup, öğretisine gerçek derler.
Yanımda bir elektrik süpergesi var. Biz burada tadilat yaparken çok toz çıktı. Tabii ki elektrik süpürgesini tozu almak için kullanıyoruz. Süpürge, hava ve tozu bu uçtan alır. Sonra tozun çoğu çöp torbasında kalır. Sonra hava daha temiz olmasına rağmen bir filtreden daha geçer.
Buna benzer bir şekilde biz her gün doğru ve yanlış bilgi alırız. Yalanları dinleriz ve umuyorum ki gerçekleri de dinleriz. Gerçeği yalanlardan nasıl ayırırız? Kirden kurtulup temiz havayı tutabilmemizi sağlayan filtre sistemimiz nedir?
Çoğu kişi için, kullandıkları torba ve filtre, sadece kendi kişisel fikirleri ve eğilimleridir. Yeni bilgiyi severlerse gerçek olduğunu düşünerek kabul ederler. Başkalarının filtreleri ise ebeveynleri ve içinde yaşadıkları toplumlarıdır. Onlar büyürken öğrendiklerinin gerçek olduğunu düşünürler. Büyürken öğrenmediklerinin yanlış olması gerektiğini düşünürler. Bazıları için ise sanki hiçbir filtre yokmuş gibidir. Ne duyarlarsa ona inanırlar. Onların inandıkları, televizyondan duyduklarının, ve rağbetteki hocaların söylediklerinin ve kendi fikirlerinin karışımıdır.
Siz neye inanıyorsunuz? Siz yalnız annenizin babanızın söylediklerine mi inanıyorsunuz? Siz sadece din öğretmenlerinizden öğrendiğinize mi inanıyorsunuz? Siz yalnız kendi fikirlerinize mi inanıyorsunuz? Gerçeğin ne olduğunu nasıl bilebilirsiniz?
İsa yetkiyle konuştu çünkü Kutsal Yazıları öğretiyordu. Allah'ın peygamberi olarak dağdaki vaazı vaaz etmeden önce bütün gece dua etmişti. Allah'tan bir mesaj alıyordu. İsa, hakikati tam olarak nereden bulabileceğimizi anlattı.
Yuhanna 17:17 Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir.
Tanrı, hakikati peygamberler aracılığıyla açığa vurur. Tevrat ve İncil budur. Gerçeği yanlıştan ayırmak için kullandığımız filtre budur. Allah bu vahiyleri kıstas olarak kurdu.
Yeşaya 8:20 Tanrı'nın öğretisine ve bildirisine dönmek gerek! Böyle düşünmezlerse, onlar için hiç şafak sökmeyecek.
Bütün öğretilerin önceki vahiylerle karşılaştırılması lazım. Yeni öğreti eskisine uymazsa, yeni öğreti yanlıştır ve atılması gerektir. İsa, Tevrat'ı gerçek kıstas olarak işaret etti. İsa yetkiyle öğretti çünkü Kutsal Yazıları öğretti.
Yuhanna 14:6 İsa, "Yol, gerçek ve yaşam Ben'im" dedi. "Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez."
İsa, bir peygamberin ötesindeydi. Kendisinin gerçek olduğunu söyledi. Hayatı ve mevcudiyeti, Tanrı'nın sevgisi ve karakterinin bir vahyi idi.
Yuhanna 14:7-11 "Beni tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız. Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz." 8 Filipus, "Ya Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter" dedi. 9 İsa, "Filipus" dedi, "Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, 'Bize Baba'yı göster' diyorsun? 10 Benim Baba'da, Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11 Bana iman edin; ben Baba'dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.
İsa bu sözleri söyledi ve günahsız hayatıyla ve yaptığı mucizeleriyle sözleri teyit edildi.
Gerçeği mi arıyorsunuz yoksa sadece zaten bildiğinize uyan şeyi mi? Aralarındaki farkı nasıl anlayabilirsiniz? Ben dahil, öğretmenlere güvenmemelisiniz. Gerçeği anlatığımı nasıl anlayabilirsiniz? Kendiniz için Kutsal Yazıları okumanız lazım. İnsanların öğrettiklerini değişmeyen kıstas olan Kutsal Kitap'la kıyaslamanız lazım. Fakat Kutsal Kitap'ı okumazsanız gerçeği ayırt edebileceğiniz kesin filtreniz yoktur. Sizin filtreniz, sadece ebeveyniniz, toplumunuz veya kendi hayalinizdir. Tarih boyunca, din konusunda çoğunluk her zaman yanlış çıkmıştır. Eğer herkesin inandığı şeyde güvenlik buluyorsanız, o yanlış bir filtredir.
Tanrı'nın sözünü okuyamayacak kadar meşgul müsünüz? Yargı gününde Allah'a, "Ya Kutsal Yazıları okuyacak vaktim yoktu; Facebook'ta komik vidyoları izlemem lazımdı" mı diyeceksiniz? Sonsuz akıbetinizi bir hocaya, ebeveyninize ya da çoğunluğa emanet etmeyin. Tanrı'nın sözüne güvenin. O gerçektir. Fakat ona güvenmek için onu bilmeniz lazım. Kendiniz için okumanız lazım.
İsa, yetkiyle konuştu. İlginçtir ki, kutsal yazıları açıklayan din bilginleri yetkiyle konuşmuyorlardı. Peki nasıl konuştular?
Genelde din bilginleriyle Ferisiler, kendi geleneklerini ve törelerini öğrettiler. Bu gelenekleri Tanrı'nın Yasası'nın bile üstüne koydular.
Mark 7:1-13 Yeruşalim'den gelen Ferisiler ve bazı din bilginleri, İsa'nın çevresinde toplandılar. 2 O'nun öğrencilerinden bazılarının murdar, yani yıkanmamış ellerle yemek yediklerini gördüler. 3 Ferisiler, hatta bütün Yahudiler, atalarının töresi uyarınca ellerini iyice yıkamadan yemek yemezler. 4 Çarşıdan dönünce de, yıkanmadan yemek yemezler. Ayrıca kâse, testi ve bakır kapların yıkanmasıyla ilgili başka birçok töreye de uyarlar. 5 Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya, "Öğrencilerin neden atalarımızın töresine uymuyorlar, niçin murdar ellerle yemek yiyorlar?" diye sordular. 6 İsa onları şöyle yanıtladı: "Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi, 'Bu halk, dudaklarıyla beni sayar, Ama yürekleri benden uzak. 7 Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.' 8 Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz." 9 İsa onlara ayrıca şunu söyledi: "Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz! 10 Musa, 'Annene babana saygı göstereceksin' ve, 'Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir' diye buyurmuştu. 11 Ama siz, 'Eğer bir adam annesine ya da babasına, benden alacağın bütün yardım kurbandır, yani Tanrı'ya adanmıştır derse, artık annesi ya da babası için bir şey yapmasına izin yok' diyorsunuz. 12 13 Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz."
İsa, Tevrat'ın hakikatlarını tazelik ve güçle vaaz etti. Tanrı'nın Sözü'nü insanların geleneklerinin üstüne yükseltti. Din bilginleri gibi tereddüt ve belirsizlikle konuşmadı. Sakin bir güven ve serbestlikle konuştu. İsa'nın döneminde hakim olan din, büyük çapta anlamsız tekrarlamalardan oluşuyordu.
Yahudilerin el ve kase yıkamaları Tanrı'nın buyruğu değildi. Genellikle temizlik, Tanrı'nın buyruklarından biridir ama din bilginleri ve Ferisilerin yaptıkları bu değildi. Onlar, temiz olmayan hayvan murdardır, Yahudi olmayan insan da murdardır dediler. Bunların dokunduğu şeylere dokunan Yahudi de , Allah'ın nezdinde murdar hale gelir diye öğrettiler. Kendilerini bu sözde murdarlıktan kurtarmak için ellerini kaselerini filan yıkadılar. Bütün bu temizlik kurallarını yerine getirmek büyük bir işti. İsa bu yapay kuralları kınadı. İnsanlar Allah'ın buyurmadığı kurallarla meşgulken, yasanın büyük ilkeleri olan sevgi ve merhamet dikkatlerinden kaçtı.
Yahudiler, Tanrının yasasında öğrettiği gibi ebeveynlerine bakmak istemediler. Din bilginleri ve Ferisiler yan çizmek için şöyle bir yol buldular: Eşyalarına ve mallarına 'Korban' dediler. Böylece bu mallar Tanrı’ya adanıyordu ve ebeveynlerine bakmak için elden çıkarılamazdı. Fakat bu adanmış eşyalar hayatları boyunca kendileri tarafından kullanabilirdi. Sonra tapınağa verilecekti. Bu şekilde din kisvesinin altında mallarını ellerinde tutarak, ebeveynlerine bakmadılar. Kendi yarattıkları geleneklerine tutundular, mallarını ellerinde tuttular ama beşinci emri tutmadılar.
İsa, yetkiyle öğretti. Günümüzde yetki olmadan öğreten çok öğretmen var. Bir çene bir çene ama sadece kendi fikirlerini yorumluyorlar. Kalabalıklar bu hocalar sanki Allah adında konuşan peygamberlermiş gibi, sözlerine bayılıyorlar ve yutuyorlar.
Bu hocalar Tanrı'nın sözünü öğretmezler. İnsan doktrinlerini öğretirler. Ancak insanlar bunu bilemezler çünkü kendileri Kutsal Yazıları okumazlar. Yalnız eğitimli ve tatlı konuşan vaizlerin söylediklerine inanırlar. Bu şekilde insanlar kolayca kandırılırlar.
Bazı insanlar kendi fikirlerine göre öğreten bir hoca bulana kadar hocadan hocaya gezerler. Onlar, "Bu öğretmen iyidir, gerçeği anlatır" derler. Fakat Kutsal Yazıları incelemeden hocanın öğretisinin gerçek olup olmadığını nasıl bilebilirler ki? Bu insanlar sadece kendileri gibi düşünen hocayı bulup, öğretisine gerçek derler.
Yanımda bir elektrik süpergesi var. Biz burada tadilat yaparken çok toz çıktı. Tabii ki elektrik süpürgesini tozu almak için kullanıyoruz. Süpürge, hava ve tozu bu uçtan alır. Sonra tozun çoğu çöp torbasında kalır. Sonra hava daha temiz olmasına rağmen bir filtreden daha geçer.
Buna benzer bir şekilde biz her gün doğru ve yanlış bilgi alırız. Yalanları dinleriz ve umuyorum ki gerçekleri de dinleriz. Gerçeği yalanlardan nasıl ayırırız? Kirden kurtulup temiz havayı tutabilmemizi sağlayan filtre sistemimiz nedir?
Çoğu kişi için, kullandıkları torba ve filtre, sadece kendi kişisel fikirleri ve eğilimleridir. Yeni bilgiyi severlerse gerçek olduğunu düşünerek kabul ederler. Başkalarının filtreleri ise ebeveynleri ve içinde yaşadıkları toplumlarıdır. Onlar büyürken öğrendiklerinin gerçek olduğunu düşünürler. Büyürken öğrenmediklerinin yanlış olması gerektiğini düşünürler. Bazıları için ise sanki hiçbir filtre yokmuş gibidir. Ne duyarlarsa ona inanırlar. Onların inandıkları, televizyondan duyduklarının, ve rağbetteki hocaların söylediklerinin ve kendi fikirlerinin karışımıdır.
Siz neye inanıyorsunuz? Siz yalnız annenizin babanızın söylediklerine mi inanıyorsunuz? Siz sadece din öğretmenlerinizden öğrendiğinize mi inanıyorsunuz? Siz yalnız kendi fikirlerinize mi inanıyorsunuz? Gerçeğin ne olduğunu nasıl bilebilirsiniz?
İsa yetkiyle konuştu çünkü Kutsal Yazıları öğretiyordu. Allah'ın peygamberi olarak dağdaki vaazı vaaz etmeden önce bütün gece dua etmişti. Allah'tan bir mesaj alıyordu. İsa, hakikati tam olarak nereden bulabileceğimizi anlattı.
Yuhanna 17:17 Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir.
Tanrı, hakikati peygamberler aracılığıyla açığa vurur. Tevrat ve İncil budur. Gerçeği yanlıştan ayırmak için kullandığımız filtre budur. Allah bu vahiyleri kıstas olarak kurdu.
Yeşaya 8:20 Tanrı'nın öğretisine ve bildirisine dönmek gerek! Böyle düşünmezlerse, onlar için hiç şafak sökmeyecek.
Bütün öğretilerin önceki vahiylerle karşılaştırılması lazım. Yeni öğreti eskisine uymazsa, yeni öğreti yanlıştır ve atılması gerektir. İsa, Tevrat'ı gerçek kıstas olarak işaret etti. İsa yetkiyle öğretti çünkü Kutsal Yazıları öğretti.
Yuhanna 14:6 İsa, "Yol, gerçek ve yaşam Ben'im" dedi. "Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez."
İsa, bir peygamberin ötesindeydi. Kendisinin gerçek olduğunu söyledi. Hayatı ve mevcudiyeti, Tanrı'nın sevgisi ve karakterinin bir vahyi idi.
Yuhanna 14:7-11 "Beni tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız. Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz." 8 Filipus, "Ya Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter" dedi. 9 İsa, "Filipus" dedi, "Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, 'Bize Baba'yı göster' diyorsun? 10 Benim Baba'da, Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11 Bana iman edin; ben Baba'dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.
İsa bu sözleri söyledi ve günahsız hayatıyla ve yaptığı mucizeleriyle sözleri teyit edildi.
Gerçeği mi arıyorsunuz yoksa sadece zaten bildiğinize uyan şeyi mi? Aralarındaki farkı nasıl anlayabilirsiniz? Ben dahil, öğretmenlere güvenmemelisiniz. Gerçeği anlatığımı nasıl anlayabilirsiniz? Kendiniz için Kutsal Yazıları okumanız lazım. İnsanların öğrettiklerini değişmeyen kıstas olan Kutsal Kitap'la kıyaslamanız lazım. Fakat Kutsal Kitap'ı okumazsanız gerçeği ayırt edebileceğiniz kesin filtreniz yoktur. Sizin filtreniz, sadece ebeveyniniz, toplumunuz veya kendi hayalinizdir. Tarih boyunca, din konusunda çoğunluk her zaman yanlış çıkmıştır. Eğer herkesin inandığı şeyde güvenlik buluyorsanız, o yanlış bir filtredir.
Tanrı'nın sözünü okuyamayacak kadar meşgul müsünüz? Yargı gününde Allah'a, "Ya Kutsal Yazıları okuyacak vaktim yoktu; Facebook'ta komik vidyoları izlemem lazımdı" mı diyeceksiniz? Sonsuz akıbetinizi bir hocaya, ebeveyninize ya da çoğunluğa emanet etmeyin. Tanrı'nın sözüne güvenin. O gerçektir. Fakat ona güvenmek için onu bilmeniz lazım. Kendiniz için okumanız lazım.