05_hristiyanlığın_yozlaşması.docx |
2. Selanikliler 2:1 Rabbimiz İsa Mesih'in gelişine ve O'nunla birlikte olmak üzere toplanmamıza gelince: Kardeşler, size rica ediyoruz, Rab'bin gününün geldiğini ileri süren herhangi bir ruh, bir söz ya da bizden gelmiş gibi gösterilen bir mektup hemen aklınızı karıştırmasın, sizi telaşlandırmasın. 2 3 Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü imandan dönüş [isyan] başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. 4 Bu adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta kendisini Tanrı ilan ederek Tanrı'nın Tapınağı'nda oturacaktır.
Geçen sefer biz bu ayetlerde Hristiyan aleminde büyük bir imandan dönüşü, büyük bir yozlaşmayı gördük. Bu yozlaşma küçük bir şey olsaydı, Kutsal Yazılarda yer almazdı. Bu yozlaşmanın ruhsal özelliği olacaktı çünkü yasa tanımaz adam ortaya çıkınca kendisini Tanrı olarak ilan edecekti. Bu iş Pavlus’un zamanında başladı.
2. Selanikliler 2:7 Evet, yasa tanımazlığın gizli gücü şu anda bile etkindir; ama bu gücü şimdilik engelleyen ortadan kaldırılıncaya dek görevini sürdürecektir.
Bu yozlaşma, bu isyan nedir?
Geçen sefer biz Şeytan’ın B Planından bahsettik. İlk 3 yüzyılında Şeytan, inanlı topluluğunu, yani kiliseyi zulmederek yok etmeye çalıştı. Zulüm işe yaramadı, kilise büyüdü. Ancak Şeytan işi burada bırakmadı, B Planına geçti.
B Planı doğrultusunda, Şeytan kiliseye katıldı. İmparator Diokletianus’un başlatığı zulüm zamanı, Konstanin’in tahta gelmesiyle kapandı. Konstantin, Hristiyanlığı yasal haline getirdi, Hristiyanlara ayrıcılıklar tanıdı ve ihtida olmayan kişiler bu ayrıcılıklardan faydanlanmak için kiliseye katıldılar. Konstantin’in kendisi, katedralları yaptırıp kendisini Hristiyan olarak ilan ederken sadece ölümü yaklaştığı zaman vaftiz adayı eğitimine girerek sonunda vaftiz oldu. Konstantin’in bu yaptıkları, insanlar için örnek oldu. Mesela, hayatını istediğin gibi yaşa, son dakikada vaftiz olarak cenneti garantile.
Ayrıca, putperestler kiliseye katıldıkları zaman, İsa ve elçilerinin mütevazı ve alçakgönüllü hayat tarzlarını kabul etmekten ziyade kiliseye kibir, lüks ve debdebe getirdiler. Putperestliğin ruhu kiliseyi yönetiyordu. Putperest öğretileri, ayinleri ve batıl inançları, Hristiyanların inancına ve ibadetlerine karıştırıldılar. Kilise liderleri, kilisenin daha hızlı büyümesi için, putperestlerin Hristiyanlığı daha kolay kabul etmeleri için tasvirlere ve kutsal emanetlere tapınmaları azar azar kiliseye getirdiler. Sonunda M.S. 787 yılında 2. İznik Konseyinde bu putperest sistem kiliseye yerleşti. Roma Kilisesi, putlara tapınmasını yasaklayan On Emir’den ikincisini çıkardı ve On Emir’in sayısını korumak için onuncu emri ikiye ayırdı.
Yozlaşma bununla da kalmadı. Şeytan, Allah’ın kendi ağzıyla konuştuğu On Emir’i, kilise aracılığıyla daha da bozmaya çalıştı. Allah, dünyada bir Hristiyan, bir Yahudi veya bir Müslüman yokken Şabat Günü’nü şöyle belirledi:
Yaratılış 2:1-3 Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. 2 Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi. 3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
Başlangıçta, günah bile henüz çıkmadan önce, Allah bütün insanlık için yaratılışın abidesi olarak haftanın yedinci gününü kutsadı. Bu kutsal gün bugünkü cumartesi günüdür. Allah bu kutsamayı hiçbir zaman kaldırmadı. Bugün de geçerlidir. Bütün Kutsal Yazılardaki peygamberler ve İsa’nın Kendisi bu günü kutsal olarak tuttular. İsraillilere tüm insanlara iletmeleri için verilen On Emir, Allah’ın kendi eliyle son derece dayanıklı taş levhalar üzerine yazıldı. On Emir’in ortasında, Yasanın vericisini tespit eden bir emir var. İşte dördüncü emir.
Mısır’dan Çıkış 20:8-11 “Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa. 9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. 10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. 11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında bu yasa İsa’nın takipçileri tarafından tutuldu. Fakat Şeytan, insanların dikkatlerini Allah’tan kendisine çekmek işini sinsice başlattı. Yapacağı değişikliği yavaş yavaş tevhit etti. Şabat Günü Hristiyanlar tarafından kutsal tutulurken Şeytan, İsa’nın diriliş gününün bir abidesi olarak pazar gününü bir festival günü yaptırdı.
İmparator Konstantin, 7 Mart 321’de, tüm Roma İmparatorluğunda, pazar gününü bir festival günü ilan etti. Putperestler pazar günü güneşe taparlardı. İmparator Konstantin, putperestliğin ve Hristiyanlığın çelişkili davalarını birleştirmek istedi. Kilise liderleri, İmparator Konstantin’e putperestler ve Hristiyanlar aynı günü kutsal tutarlarsa, bunun, putperestlerin Hristiyanlığı daha kolay kabul etmelerine yol açacağını söylediler.
M.S. 5. yüzyılda yaşayan Hristiyan tarihçi Sokrates Skolastikus şunları yazdı:
“Çünkü dünyadaki neredeyse bütün kiliseler kutsal sırları (Rabb’in Sofrasını) her haftanın Şabat Günü’nde kutluyor, ancak İskenderiye ve Roma’daki Hristiyanlar , eski bir gelenekten ötürü , bunu terk etmişlerdir.” Ecclisiastical History [Kilise Tarihi] 5. kitap bölüm 22. (The Nicaean and Post Nicaean Fathers [NPNF][“İznik Konseyi Zamanı ve Sonra Kilise Babaları] Seri 2, cilt 2, s. 132).
Sokrates’in çağdaşı olan Sozomen de şöyle yazdı:
“Konstantinopolis (İstanbul) halkı ve neredeyse her yerde (imanlılar) haftanın ilk gününde olduğu gibi Şabat Günü’nde bir araya geliyor, bu gelenek Roma ve İskenderiye’de asla uygulanmıyor.” Ecclisiastical History [Kilise Tarihi], 7. kitap, bölüm 19 NPNF, Seri 2, Cilt 12, s. 7, 8).
Yüzyıllar boyunca her kilise konseyinde Şabat Günü’nün önemi azaltıldı ve pazar günü yüceltildi. Sonunda Roma Katolik Kilisesi, Şabat Günü’nün kutsallığını, kendi otoritesine dayanarak, pazar gününe aktardığını ilan etti. Şabat Günü’nü tutanlar lanetlendiler.
Katolik Kilisesi, kendisinin İsa’nın evrensel kilisesinin görülen başı olduğu iddiasında bulunmaktadır. Kendisine tüm kilise liderlerinin üzerine bir yetkiyi atfediyor. Tarihte bazı insanlar Papa’ya, “Rab Allah Papa” ünvanını verdiler. Bazı örneklere bakalım:
“Biz bu dünyada Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın yerini tutuyoruz” Papa XIII. Leo’nun Papalık Mektubu, 20 Haziran, 1894.
“Papa öyle büyük itibara sahip ve öylesine yüceltilmiş ki, sadece bir adam değil, fakat aslında Allah yerinde ve Allah’ın vekili…”
(Lucius Ferraris, “Papa” makale 2, Promta Biblitheca Canonica, Juridica, Moralis, Theologica, Ascetica, Polemica, Rubristica, Historica, Cilt 5, Petit-Montrouge (Paris)’te J. P. Migne tarafından yayınlanmıştır, 1858 basım, sutün 1823, Latince, "Papa tantae est dignitatis et cesitudinis, ut non sit simplex homo, sed quasi Deus, et Dei vicarius.") (http://biblelight.net/prompta.htm)
Kim Allah’ın yasasını değiştirebelir? Kim Allah’ın yerini tutabilir?
2. Selanikliler 2:3-4 Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. 4 Bu adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta kendisini Tanrı ilan ederek Tanrı'nın Tapınağı'nda oturacaktır.
Geri gidelim, Eski Ahit’e. Daniel peygamber bir görüm gördü. Tarih, aşağı yukarı M.Ö. 553. Daniel, görümünde, görümünü açıklayan bir kişiyi gördü:
Daniel 7:23-25 “Bana şu açıklamayı yaptı: ‘Dördüncü yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dördüncü krallıktır. Bütün öbür krallıklardan farklı olacak, bütün dünyayı yiyip bitirecek, çiğneyip parçalayacak. 24 On boynuz bu krallıktan çıkacak on kraldır. Bunlardan sonra öncekilerden farklı bir başka kral ortaya çıkıp üç kralı tahtlarından indirecek. 25 Yüceler Yücesi'ni kötüleyen sözler söyleyecek, O'nun kutsallarına baskı yapacak. Belirlenen zamanları, yasaları değiştirmeyi amaçlayacak. Kutsallar üç buçuk yıl için eline teslim edilecekler.
Yüceler Yücesi'ni kötüleyen sözler söyleyecek. Belirlenen zamanları, yasaları değiştirmeyi amaçlayacak.
Çok kişi bana Hristiyanlığın yanlış olduğunu söylüyor. Peki hangi Hristiyanlık? Kutsal Kitap’taki Hristiyanlık mı yoksa tarihteki Hristiyanlık mı? Hristiyanlığın yozlaşması var. Eleştirenlerin bilmedikleri şudur: Hristiyanlıktaki yozlaşmalar, Hristiyanlığın ortaya çıkışından 550 sene önce Daniel peygamber tarafından önbildirildi. Pavlus da bunu önbildirdi. Habersiz değiliz.
Daniel peygamberliğinde, yasa tanımaz adamla ilgili şöyle söyledi: [Allah’ın] O'nun kutsallarına baskı yapacak. Başka bir vaazda biz buna daha detaylı bir şekilde bakacağız.
Gelecek sefer biz Papalığın güç ve yetki konusunda yükselmesine bakacağız.
Şimdi bunların önemi bizim için nedir?
Şu an Allah bizi bir reforma, bir ıslaha davet ediyor. Allah’ın On Emri neredeyse tüm dünya tarafından çiğneniyor. Şeytan neredeyse bütün insanları kandırıyor. İsa gelmeden önce, Allah’ın yasası, O’nun halkı tarafından yüceltilecek. Çoğu kişi On Emir’i reddedecek ve kurtulmayacak. Allah’ın yasasını reddedenler, yasayı vereni reddediyor.
Dünya, papalığın peşinde koşarak, sahte şabat ve Katolik Kilisesinin yetki simgesi olan pazar gününü tutacak. Şimdi biliyorsunuz, pazar günü Türkiye’de resmi dinlenme günüdür. Peki pazar dinlenmesi nereden çıktı? Kriz ortaya çıkınca, siz ne yapacaksınız?
Geçen sefer biz bu ayetlerde Hristiyan aleminde büyük bir imandan dönüşü, büyük bir yozlaşmayı gördük. Bu yozlaşma küçük bir şey olsaydı, Kutsal Yazılarda yer almazdı. Bu yozlaşmanın ruhsal özelliği olacaktı çünkü yasa tanımaz adam ortaya çıkınca kendisini Tanrı olarak ilan edecekti. Bu iş Pavlus’un zamanında başladı.
2. Selanikliler 2:7 Evet, yasa tanımazlığın gizli gücü şu anda bile etkindir; ama bu gücü şimdilik engelleyen ortadan kaldırılıncaya dek görevini sürdürecektir.
Bu yozlaşma, bu isyan nedir?
Geçen sefer biz Şeytan’ın B Planından bahsettik. İlk 3 yüzyılında Şeytan, inanlı topluluğunu, yani kiliseyi zulmederek yok etmeye çalıştı. Zulüm işe yaramadı, kilise büyüdü. Ancak Şeytan işi burada bırakmadı, B Planına geçti.
B Planı doğrultusunda, Şeytan kiliseye katıldı. İmparator Diokletianus’un başlatığı zulüm zamanı, Konstanin’in tahta gelmesiyle kapandı. Konstantin, Hristiyanlığı yasal haline getirdi, Hristiyanlara ayrıcılıklar tanıdı ve ihtida olmayan kişiler bu ayrıcılıklardan faydanlanmak için kiliseye katıldılar. Konstantin’in kendisi, katedralları yaptırıp kendisini Hristiyan olarak ilan ederken sadece ölümü yaklaştığı zaman vaftiz adayı eğitimine girerek sonunda vaftiz oldu. Konstantin’in bu yaptıkları, insanlar için örnek oldu. Mesela, hayatını istediğin gibi yaşa, son dakikada vaftiz olarak cenneti garantile.
Ayrıca, putperestler kiliseye katıldıkları zaman, İsa ve elçilerinin mütevazı ve alçakgönüllü hayat tarzlarını kabul etmekten ziyade kiliseye kibir, lüks ve debdebe getirdiler. Putperestliğin ruhu kiliseyi yönetiyordu. Putperest öğretileri, ayinleri ve batıl inançları, Hristiyanların inancına ve ibadetlerine karıştırıldılar. Kilise liderleri, kilisenin daha hızlı büyümesi için, putperestlerin Hristiyanlığı daha kolay kabul etmeleri için tasvirlere ve kutsal emanetlere tapınmaları azar azar kiliseye getirdiler. Sonunda M.S. 787 yılında 2. İznik Konseyinde bu putperest sistem kiliseye yerleşti. Roma Kilisesi, putlara tapınmasını yasaklayan On Emir’den ikincisini çıkardı ve On Emir’in sayısını korumak için onuncu emri ikiye ayırdı.
Yozlaşma bununla da kalmadı. Şeytan, Allah’ın kendi ağzıyla konuştuğu On Emir’i, kilise aracılığıyla daha da bozmaya çalıştı. Allah, dünyada bir Hristiyan, bir Yahudi veya bir Müslüman yokken Şabat Günü’nü şöyle belirledi:
Yaratılış 2:1-3 Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. 2 Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi. 3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
Başlangıçta, günah bile henüz çıkmadan önce, Allah bütün insanlık için yaratılışın abidesi olarak haftanın yedinci gününü kutsadı. Bu kutsal gün bugünkü cumartesi günüdür. Allah bu kutsamayı hiçbir zaman kaldırmadı. Bugün de geçerlidir. Bütün Kutsal Yazılardaki peygamberler ve İsa’nın Kendisi bu günü kutsal olarak tuttular. İsraillilere tüm insanlara iletmeleri için verilen On Emir, Allah’ın kendi eliyle son derece dayanıklı taş levhalar üzerine yazıldı. On Emir’in ortasında, Yasanın vericisini tespit eden bir emir var. İşte dördüncü emir.
Mısır’dan Çıkış 20:8-11 “Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa. 9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. 10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. 11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında bu yasa İsa’nın takipçileri tarafından tutuldu. Fakat Şeytan, insanların dikkatlerini Allah’tan kendisine çekmek işini sinsice başlattı. Yapacağı değişikliği yavaş yavaş tevhit etti. Şabat Günü Hristiyanlar tarafından kutsal tutulurken Şeytan, İsa’nın diriliş gününün bir abidesi olarak pazar gününü bir festival günü yaptırdı.
İmparator Konstantin, 7 Mart 321’de, tüm Roma İmparatorluğunda, pazar gününü bir festival günü ilan etti. Putperestler pazar günü güneşe taparlardı. İmparator Konstantin, putperestliğin ve Hristiyanlığın çelişkili davalarını birleştirmek istedi. Kilise liderleri, İmparator Konstantin’e putperestler ve Hristiyanlar aynı günü kutsal tutarlarsa, bunun, putperestlerin Hristiyanlığı daha kolay kabul etmelerine yol açacağını söylediler.
M.S. 5. yüzyılda yaşayan Hristiyan tarihçi Sokrates Skolastikus şunları yazdı:
“Çünkü dünyadaki neredeyse bütün kiliseler kutsal sırları (Rabb’in Sofrasını) her haftanın Şabat Günü’nde kutluyor, ancak İskenderiye ve Roma’daki Hristiyanlar , eski bir gelenekten ötürü , bunu terk etmişlerdir.” Ecclisiastical History [Kilise Tarihi] 5. kitap bölüm 22. (The Nicaean and Post Nicaean Fathers [NPNF][“İznik Konseyi Zamanı ve Sonra Kilise Babaları] Seri 2, cilt 2, s. 132).
Sokrates’in çağdaşı olan Sozomen de şöyle yazdı:
“Konstantinopolis (İstanbul) halkı ve neredeyse her yerde (imanlılar) haftanın ilk gününde olduğu gibi Şabat Günü’nde bir araya geliyor, bu gelenek Roma ve İskenderiye’de asla uygulanmıyor.” Ecclisiastical History [Kilise Tarihi], 7. kitap, bölüm 19 NPNF, Seri 2, Cilt 12, s. 7, 8).
Yüzyıllar boyunca her kilise konseyinde Şabat Günü’nün önemi azaltıldı ve pazar günü yüceltildi. Sonunda Roma Katolik Kilisesi, Şabat Günü’nün kutsallığını, kendi otoritesine dayanarak, pazar gününe aktardığını ilan etti. Şabat Günü’nü tutanlar lanetlendiler.
Katolik Kilisesi, kendisinin İsa’nın evrensel kilisesinin görülen başı olduğu iddiasında bulunmaktadır. Kendisine tüm kilise liderlerinin üzerine bir yetkiyi atfediyor. Tarihte bazı insanlar Papa’ya, “Rab Allah Papa” ünvanını verdiler. Bazı örneklere bakalım:
“Biz bu dünyada Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın yerini tutuyoruz” Papa XIII. Leo’nun Papalık Mektubu, 20 Haziran, 1894.
“Papa öyle büyük itibara sahip ve öylesine yüceltilmiş ki, sadece bir adam değil, fakat aslında Allah yerinde ve Allah’ın vekili…”
(Lucius Ferraris, “Papa” makale 2, Promta Biblitheca Canonica, Juridica, Moralis, Theologica, Ascetica, Polemica, Rubristica, Historica, Cilt 5, Petit-Montrouge (Paris)’te J. P. Migne tarafından yayınlanmıştır, 1858 basım, sutün 1823, Latince, "Papa tantae est dignitatis et cesitudinis, ut non sit simplex homo, sed quasi Deus, et Dei vicarius.") (http://biblelight.net/prompta.htm)
Kim Allah’ın yasasını değiştirebelir? Kim Allah’ın yerini tutabilir?
2. Selanikliler 2:3-4 Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. 4 Bu adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta kendisini Tanrı ilan ederek Tanrı'nın Tapınağı'nda oturacaktır.
Geri gidelim, Eski Ahit’e. Daniel peygamber bir görüm gördü. Tarih, aşağı yukarı M.Ö. 553. Daniel, görümünde, görümünü açıklayan bir kişiyi gördü:
Daniel 7:23-25 “Bana şu açıklamayı yaptı: ‘Dördüncü yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dördüncü krallıktır. Bütün öbür krallıklardan farklı olacak, bütün dünyayı yiyip bitirecek, çiğneyip parçalayacak. 24 On boynuz bu krallıktan çıkacak on kraldır. Bunlardan sonra öncekilerden farklı bir başka kral ortaya çıkıp üç kralı tahtlarından indirecek. 25 Yüceler Yücesi'ni kötüleyen sözler söyleyecek, O'nun kutsallarına baskı yapacak. Belirlenen zamanları, yasaları değiştirmeyi amaçlayacak. Kutsallar üç buçuk yıl için eline teslim edilecekler.
Yüceler Yücesi'ni kötüleyen sözler söyleyecek. Belirlenen zamanları, yasaları değiştirmeyi amaçlayacak.
Çok kişi bana Hristiyanlığın yanlış olduğunu söylüyor. Peki hangi Hristiyanlık? Kutsal Kitap’taki Hristiyanlık mı yoksa tarihteki Hristiyanlık mı? Hristiyanlığın yozlaşması var. Eleştirenlerin bilmedikleri şudur: Hristiyanlıktaki yozlaşmalar, Hristiyanlığın ortaya çıkışından 550 sene önce Daniel peygamber tarafından önbildirildi. Pavlus da bunu önbildirdi. Habersiz değiliz.
Daniel peygamberliğinde, yasa tanımaz adamla ilgili şöyle söyledi: [Allah’ın] O'nun kutsallarına baskı yapacak. Başka bir vaazda biz buna daha detaylı bir şekilde bakacağız.
Gelecek sefer biz Papalığın güç ve yetki konusunda yükselmesine bakacağız.
Şimdi bunların önemi bizim için nedir?
Şu an Allah bizi bir reforma, bir ıslaha davet ediyor. Allah’ın On Emri neredeyse tüm dünya tarafından çiğneniyor. Şeytan neredeyse bütün insanları kandırıyor. İsa gelmeden önce, Allah’ın yasası, O’nun halkı tarafından yüceltilecek. Çoğu kişi On Emir’i reddedecek ve kurtulmayacak. Allah’ın yasasını reddedenler, yasayı vereni reddediyor.
Dünya, papalığın peşinde koşarak, sahte şabat ve Katolik Kilisesinin yetki simgesi olan pazar gününü tutacak. Şimdi biliyorsunuz, pazar günü Türkiye’de resmi dinlenme günüdür. Peki pazar dinlenmesi nereden çıktı? Kriz ortaya çıkınca, siz ne yapacaksınız?