5.vahiy_olayının_kutsal_kıtapla_uymu_kky5_.pdf |
Şimdiye kadar vaaz serimizde doğru Kutsal Kitap yorumu ile ilgili dört konu ortaya koyduk.
1-Bilgelik ve anlayış için Tanrı’ya dua etmemiz lazım.
2-Gerçeğe uymaya istekli olmamız gerekir.
3-Kutsal Kitap yorumuna açık fikirli olmamız lazım
4-Yeni şeyler öğrenmeyi beklememiz lazım.
Yakında dünyaya bir krizin geleceğini gördük. O bir din meselesi olacak. Tıpkı İbrahim’e İsraillilere ve İsa’nın dönemindekilere yeni gerçek yeni sorumluluklar nasıl geldiyse yeni gerçek bize de gelecek. Bizim ayrıcalığımız ve mesuliyetimiz, o yeni hakikati bilip yerine getirmektir.
Bugünkü konumuz ise vahiy olayının Kutsal Kitap’la uyumu. Her iddialı peygamberlik, Kutsal Kitap ile uyum içerinde olmalıdır. Bunu, Yeşaya kitapçığından birkaç ayetle tanıtalım.
Yeşaya 8:19-20 Birileri size, “Fısıldaşıp mırıldanan medyumlarla ruh çağıranlara danışın” dediğinde, “Halk kendi Tanrısı'na danışmaz mı; yaşayanlar için ölülere mi danışılır?” deyin. 20 Tanrı'nın öğretisine ve bildirisine dönmek gerek! Böyle düşünmezlerse, onlar için hiç şafak sökmeyecek.
Bu ayette Yeşaya, medyumlar ve ruh çağıranlar aracılığıyla sözde ölülerle iletişimde olanlara sesleniyor. Medyumlar ve ruh çağıranlar, sık sık gelecekle ilgili hakikatleri ileteceklerini iddia ediyorlar. Yeşaya ise gerçeğin kıstası olarak, Tanrı’nın öğretisine ve bildirisine işaret ediyor. Burada öğreti olarak çevrilen İbrani kelimesi torah’dır. Bu kelime, bütün peygamberlik öğretilerine işaret ediyor. Bildiri olarak çevrilen kelime, tanıklık veya peygamberlik sözlerine atıfta bulunuyor. Yeşaya, yeni hakikate sahip olduğu iddiasinda bulunan birisi ortaya çıkarsa, insanların bu iddiayı Kutsal Kitap öğretisi ve bildirisiyle kıyaslamaları gerek diyor. Tanrı’nın verdiği önceki vahiy, yeni iddiaları değerlendireceğimiz kıstastır. Bu o kadar önemli ki, ne kadar vurgulasak yetmez. Neden?
Çünkü her nesilde insanlar sözde yeni vahiylerle ortaya çıkıyor. Biz bu yeni çıkan öğretinin veya vahyin Allah’tan geldiğini nasıl bilebiliriz? İlk yapmamız gereken şey, yeni olanı, öğretiyle ve bildiriyle yani önceki peygamberlik sözleriyle karşılaştırmaktır. Yenisi öncekine ters öğretirse yenisinin atılması gerekiyor.
Tarih boyunca insanlar, peygamberlik sözlerinin değiştirildiğini ve artık güvensiz olduğunu iddia ediyorlar. Fakat Allah peygamberlik sözünü bir kıstas olarak korumayacak olsaydı Yeşaya’nın söylediği sözleri neden esinledi ki? Böyle bir şey mantıksızdır ve Tanrı’nın karakterine aykırıdır.
Yasanın Tekrarı 13:1-4 “Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse, 2 ‘Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım’ derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile, 3 o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız RAB kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır. 4 Tanrınız RAB'bin ardınca yürüyün, O'ndan korkun. Buyruklarına uyun, O'nun sözüne kulak verin. O'na kulluk edin, O'na bağlı kalın.”
Tanrı halka sahte peygamberin ortaya çıkıp belirtiler ve mucizeler yapacağını uyarıyor. Belirtiler, mucizeler yapabilseler bile Allah, ‘Onlara inanmayın’ diyor. Neden? On Emir’e karşı öğretiyorlar. On Emir, tüm halklar için tüm çağlarda Allah’ın ahlak kıstasıdır. Birisi ortaya çıkıp On Emir’den biri geçersiz olduğunu söylerse kesinlikle o kişi Tanrı’dan gelen mesajı iletmiyor. Allah, On Emir’i taş levhalarına Kendi parmağıyla yazdı. Onlar değişmez.
Geçen vaazda biz Tanrı’nın çeşitli zamanlarda peygamberlere yeni talimat verdiğini gördük. Yeni vahiylerin eski vahiyleri ortadan kaldırmadığını ancak önceki verilen vahyin anlayışını genişletebildiğini gördük. Yeni sorumlulukları açığa vurabilirler.
Fakat şöyle sorabilirsiniz: “David, yeni vahiylerin her zaman öncekilerine hep uyarsa İsa’nın çarmıhtaki ölümünün, tapınak kurban sistemini geçersiz hale getirdiğini nasıl söyleyebilirsin? Bu, yeni vahyin öncekini iptal ettiği anlamına gelmez mi?” İyi bir soru. Kutsal Kitap yanıtlasın.
Amos 3:7 Gerçek şu ki, Egemen RAB kulu peygamberlere sırrını açmadıkça bir şey yapmaz.
Bu ayete göre, bir gün İsraillilerin kurban sistemi ve tapınak hizmetleri sona erecek olursa Allah bunu peygamberler aracılığıyla iletmeliydi. Allah bunu yaptı mı? Evet. İbrani peygamberliklerde Allah kurbanların sona ereceğini söyledi.
Daniel 9:26-27 “Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek. Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı. 27 Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. Kararlaştırılan yıkım başına gelinceye dek yok edici önder tapınağın üst bölümüne yıkıcı iğrenç şeyler yerleştirecek.”
Daniel’in peygamberliği Mesih’ten 500 küsür sene önce yazıldı. Peygamberlik Mesih’in öldürüleceğini söylüyor. İsa kendi günahları için öldmedi. Günahsızdı. Allah’a bir kurban olarak, bizim suçlarımız için öldü. Mesih, kurbanı da sunuyu kaldırdı. İşte bu, İbrani peygamberlerin yazılarındadır. Bu konuda tek peygamberlik değildir bu.
Mezmurlar 110:1-4 RAB efendime: “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” diyor. 2 RAB Siyon'dan uzatacak kudret asanı, Düşmanlarının ortasında egemenlik sür! 3 Savaşacağın gün gönüllü gidecek askerlerin. Seherin bağrından doğan çiy gibi Kutsal giysiler içinde Sana gelecek gençlerin. 4 RAB ant içti, kararından dönmez: “Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kâhinsin sen!” dedi.
Bu peygamberlik Mesih’le ilgilidir. Mesih, Davut’un soyundan gelecekti. Fakat peygamber Davut Mesih’e efendim olarak hitap ediyor. Hiçbir baba, soyuna ‘efendim’ demez çünkü yaşlılar genç olanlara hizmet etmez. Fakat bu ayette Davut Mesih’e efendim diyor. Bir de Davut, Mesih’in sonsuza dek kahin yani rahip olacağını söylüyor. Fakat İsa, Yahuda kavmindendi. Sadece Levili olan Harun'un oğulları rahip olabilirdi. O zaman Mesih nasıl bir rahip olabilir? Allah, peygamber Davut aracılığıyla şunu önbildiriyordu: Mesih'in gelmesiyle Harun’un rahipliği ve bunun getirdiği bütün kurban sistemi ve tapınak sistemi ve sunular sona ermiştir. İsa yeni bir rahiplikte yeni rahip olacaktı. Değişik bir tapınak olacaktı, o yüzden tapınakla ilgili yasalar da değişti. Tanrı söz verdiği gibi, bunu önceden halkına önbildirdi.
Kutsal Kitap yorumu için bu noktayı hatırlamamız gerektir. Allah büyük değişiklikler yapmadan çok önce peygamberler aracılığıyla bu değişiklikleri açığa vuruyor. Bu yüzden birisi sözde Allah'tan yeni bir vahiyle sözde yeni buyruklar ve kurallarla ortaya çıkarsa o kişinin daha önceki vahyinde o değişiklilerin önbildirisini göstermek zorundadır.
İsa, hizmetinde dinleyicilerini söylediklerinin gerçerliliğini kanıtlamak için Eski Ahit'e yani Tevrat'a sürekli işaret ediyordu, başka bir deyişle, göndermede bulunuyordu. Yahudiler, Kutsal Yazıları değiştirselerdi Allah bunu İsa'ya iletirdi. İsa'dan önce, Kutsal Yazıların değiştirilmesi mümkün değildir.
Peki İsa'dan sonra İbrani peygamberlerin yazıları değiştirildi mi? Yüzyıllar boyunca bunu iddia eden çoktur. 1947 yılından önce bilinen en eski Tevrat, İ.S. 895 yılında yazılmıştır. Şüpheciler, bu elyazısının önceden değiştirilmiş olduğunu söylediler. Hiç kimse bu şüphecilerin yanlış olduğunu gösteremedi. Fakat 1947 yılında Qumran'daki keşifle bu durum değişti. Tevrat'ın 39 kitapçığından 38 nühası bulundu. Tarihleri, İsa'dan önceye aitti. Ne olduğunu biliyor musunuz? Süpheciler haksız çıktılar. Birkaç heceleme farklılıkları hariç, elimizdeki Tevrat neredeyse İsa'nın kullandığı aynı Tevrat'tır. Allah Kutsal Yazıları korumuş. O yazılar, gecerlilik için yeni vahiyleri kontrol ettiğimiz kıstastır.
İsa, Kendisini Mesih, dünyanın kurtarıcısı olarak göstermek için Tevrat'ı kullandı. Allah, bu iddiayı kanıtlamak için belirtiler ve mucizeler yaptı. İsa Mesih, On Emir'e hep itaat etti.
Peki Yeni Ahit, yani İncil değiştirildi mi? Hayır, ama bu konuya ilerideki vaazda daha zaman vereceğiz.
Allah, peygamberlerin yazılarını her hangi sonraki vahyin değerlendirilmesi için kıstas yaptı. İncil'in Tevrat'la ahenk içinde olması lazım. “Yeni vahyim var” diyen her hangi birisi, yeni vahyin Tevrat'la İncil'le uyum içinde olduğunu göstermek zorundadır. Yapamazsa, yeni vahiy Allah'tan değildir. Allah, kıstası kurdu. Allah kıstası korudu. Çünkü sözünü tuttu. Siz de o’na kurtuluşunuz için güvenebilirsiniz.
1-Bilgelik ve anlayış için Tanrı’ya dua etmemiz lazım.
2-Gerçeğe uymaya istekli olmamız gerekir.
3-Kutsal Kitap yorumuna açık fikirli olmamız lazım
4-Yeni şeyler öğrenmeyi beklememiz lazım.
Yakında dünyaya bir krizin geleceğini gördük. O bir din meselesi olacak. Tıpkı İbrahim’e İsraillilere ve İsa’nın dönemindekilere yeni gerçek yeni sorumluluklar nasıl geldiyse yeni gerçek bize de gelecek. Bizim ayrıcalığımız ve mesuliyetimiz, o yeni hakikati bilip yerine getirmektir.
Bugünkü konumuz ise vahiy olayının Kutsal Kitap’la uyumu. Her iddialı peygamberlik, Kutsal Kitap ile uyum içerinde olmalıdır. Bunu, Yeşaya kitapçığından birkaç ayetle tanıtalım.
Yeşaya 8:19-20 Birileri size, “Fısıldaşıp mırıldanan medyumlarla ruh çağıranlara danışın” dediğinde, “Halk kendi Tanrısı'na danışmaz mı; yaşayanlar için ölülere mi danışılır?” deyin. 20 Tanrı'nın öğretisine ve bildirisine dönmek gerek! Böyle düşünmezlerse, onlar için hiç şafak sökmeyecek.
Bu ayette Yeşaya, medyumlar ve ruh çağıranlar aracılığıyla sözde ölülerle iletişimde olanlara sesleniyor. Medyumlar ve ruh çağıranlar, sık sık gelecekle ilgili hakikatleri ileteceklerini iddia ediyorlar. Yeşaya ise gerçeğin kıstası olarak, Tanrı’nın öğretisine ve bildirisine işaret ediyor. Burada öğreti olarak çevrilen İbrani kelimesi torah’dır. Bu kelime, bütün peygamberlik öğretilerine işaret ediyor. Bildiri olarak çevrilen kelime, tanıklık veya peygamberlik sözlerine atıfta bulunuyor. Yeşaya, yeni hakikate sahip olduğu iddiasinda bulunan birisi ortaya çıkarsa, insanların bu iddiayı Kutsal Kitap öğretisi ve bildirisiyle kıyaslamaları gerek diyor. Tanrı’nın verdiği önceki vahiy, yeni iddiaları değerlendireceğimiz kıstastır. Bu o kadar önemli ki, ne kadar vurgulasak yetmez. Neden?
Çünkü her nesilde insanlar sözde yeni vahiylerle ortaya çıkıyor. Biz bu yeni çıkan öğretinin veya vahyin Allah’tan geldiğini nasıl bilebiliriz? İlk yapmamız gereken şey, yeni olanı, öğretiyle ve bildiriyle yani önceki peygamberlik sözleriyle karşılaştırmaktır. Yenisi öncekine ters öğretirse yenisinin atılması gerekiyor.
Tarih boyunca insanlar, peygamberlik sözlerinin değiştirildiğini ve artık güvensiz olduğunu iddia ediyorlar. Fakat Allah peygamberlik sözünü bir kıstas olarak korumayacak olsaydı Yeşaya’nın söylediği sözleri neden esinledi ki? Böyle bir şey mantıksızdır ve Tanrı’nın karakterine aykırıdır.
Yasanın Tekrarı 13:1-4 “Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse, 2 ‘Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım’ derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile, 3 o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız RAB kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır. 4 Tanrınız RAB'bin ardınca yürüyün, O'ndan korkun. Buyruklarına uyun, O'nun sözüne kulak verin. O'na kulluk edin, O'na bağlı kalın.”
Tanrı halka sahte peygamberin ortaya çıkıp belirtiler ve mucizeler yapacağını uyarıyor. Belirtiler, mucizeler yapabilseler bile Allah, ‘Onlara inanmayın’ diyor. Neden? On Emir’e karşı öğretiyorlar. On Emir, tüm halklar için tüm çağlarda Allah’ın ahlak kıstasıdır. Birisi ortaya çıkıp On Emir’den biri geçersiz olduğunu söylerse kesinlikle o kişi Tanrı’dan gelen mesajı iletmiyor. Allah, On Emir’i taş levhalarına Kendi parmağıyla yazdı. Onlar değişmez.
Geçen vaazda biz Tanrı’nın çeşitli zamanlarda peygamberlere yeni talimat verdiğini gördük. Yeni vahiylerin eski vahiyleri ortadan kaldırmadığını ancak önceki verilen vahyin anlayışını genişletebildiğini gördük. Yeni sorumlulukları açığa vurabilirler.
Fakat şöyle sorabilirsiniz: “David, yeni vahiylerin her zaman öncekilerine hep uyarsa İsa’nın çarmıhtaki ölümünün, tapınak kurban sistemini geçersiz hale getirdiğini nasıl söyleyebilirsin? Bu, yeni vahyin öncekini iptal ettiği anlamına gelmez mi?” İyi bir soru. Kutsal Kitap yanıtlasın.
Amos 3:7 Gerçek şu ki, Egemen RAB kulu peygamberlere sırrını açmadıkça bir şey yapmaz.
Bu ayete göre, bir gün İsraillilerin kurban sistemi ve tapınak hizmetleri sona erecek olursa Allah bunu peygamberler aracılığıyla iletmeliydi. Allah bunu yaptı mı? Evet. İbrani peygamberliklerde Allah kurbanların sona ereceğini söyledi.
Daniel 9:26-27 “Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek. Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı. 27 Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. Kararlaştırılan yıkım başına gelinceye dek yok edici önder tapınağın üst bölümüne yıkıcı iğrenç şeyler yerleştirecek.”
Daniel’in peygamberliği Mesih’ten 500 küsür sene önce yazıldı. Peygamberlik Mesih’in öldürüleceğini söylüyor. İsa kendi günahları için öldmedi. Günahsızdı. Allah’a bir kurban olarak, bizim suçlarımız için öldü. Mesih, kurbanı da sunuyu kaldırdı. İşte bu, İbrani peygamberlerin yazılarındadır. Bu konuda tek peygamberlik değildir bu.
Mezmurlar 110:1-4 RAB efendime: “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” diyor. 2 RAB Siyon'dan uzatacak kudret asanı, Düşmanlarının ortasında egemenlik sür! 3 Savaşacağın gün gönüllü gidecek askerlerin. Seherin bağrından doğan çiy gibi Kutsal giysiler içinde Sana gelecek gençlerin. 4 RAB ant içti, kararından dönmez: “Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kâhinsin sen!” dedi.
Bu peygamberlik Mesih’le ilgilidir. Mesih, Davut’un soyundan gelecekti. Fakat peygamber Davut Mesih’e efendim olarak hitap ediyor. Hiçbir baba, soyuna ‘efendim’ demez çünkü yaşlılar genç olanlara hizmet etmez. Fakat bu ayette Davut Mesih’e efendim diyor. Bir de Davut, Mesih’in sonsuza dek kahin yani rahip olacağını söylüyor. Fakat İsa, Yahuda kavmindendi. Sadece Levili olan Harun'un oğulları rahip olabilirdi. O zaman Mesih nasıl bir rahip olabilir? Allah, peygamber Davut aracılığıyla şunu önbildiriyordu: Mesih'in gelmesiyle Harun’un rahipliği ve bunun getirdiği bütün kurban sistemi ve tapınak sistemi ve sunular sona ermiştir. İsa yeni bir rahiplikte yeni rahip olacaktı. Değişik bir tapınak olacaktı, o yüzden tapınakla ilgili yasalar da değişti. Tanrı söz verdiği gibi, bunu önceden halkına önbildirdi.
Kutsal Kitap yorumu için bu noktayı hatırlamamız gerektir. Allah büyük değişiklikler yapmadan çok önce peygamberler aracılığıyla bu değişiklikleri açığa vuruyor. Bu yüzden birisi sözde Allah'tan yeni bir vahiyle sözde yeni buyruklar ve kurallarla ortaya çıkarsa o kişinin daha önceki vahyinde o değişiklilerin önbildirisini göstermek zorundadır.
İsa, hizmetinde dinleyicilerini söylediklerinin gerçerliliğini kanıtlamak için Eski Ahit'e yani Tevrat'a sürekli işaret ediyordu, başka bir deyişle, göndermede bulunuyordu. Yahudiler, Kutsal Yazıları değiştirselerdi Allah bunu İsa'ya iletirdi. İsa'dan önce, Kutsal Yazıların değiştirilmesi mümkün değildir.
Peki İsa'dan sonra İbrani peygamberlerin yazıları değiştirildi mi? Yüzyıllar boyunca bunu iddia eden çoktur. 1947 yılından önce bilinen en eski Tevrat, İ.S. 895 yılında yazılmıştır. Şüpheciler, bu elyazısının önceden değiştirilmiş olduğunu söylediler. Hiç kimse bu şüphecilerin yanlış olduğunu gösteremedi. Fakat 1947 yılında Qumran'daki keşifle bu durum değişti. Tevrat'ın 39 kitapçığından 38 nühası bulundu. Tarihleri, İsa'dan önceye aitti. Ne olduğunu biliyor musunuz? Süpheciler haksız çıktılar. Birkaç heceleme farklılıkları hariç, elimizdeki Tevrat neredeyse İsa'nın kullandığı aynı Tevrat'tır. Allah Kutsal Yazıları korumuş. O yazılar, gecerlilik için yeni vahiyleri kontrol ettiğimiz kıstastır.
İsa, Kendisini Mesih, dünyanın kurtarıcısı olarak göstermek için Tevrat'ı kullandı. Allah, bu iddiayı kanıtlamak için belirtiler ve mucizeler yaptı. İsa Mesih, On Emir'e hep itaat etti.
Peki Yeni Ahit, yani İncil değiştirildi mi? Hayır, ama bu konuya ilerideki vaazda daha zaman vereceğiz.
Allah, peygamberlerin yazılarını her hangi sonraki vahyin değerlendirilmesi için kıstas yaptı. İncil'in Tevrat'la ahenk içinde olması lazım. “Yeni vahyim var” diyen her hangi birisi, yeni vahyin Tevrat'la İncil'le uyum içinde olduğunu göstermek zorundadır. Yapamazsa, yeni vahiy Allah'tan değildir. Allah, kıstası kurdu. Allah kıstası korudu. Çünkü sözünü tuttu. Siz de o’na kurtuluşunuz için güvenebilirsiniz.