
8_peçesiz_bakmak__kky8_.pdf |
Geçenlerde bir göz doktoruna gittim. Tabii ki bu doktor kendi dalında bir uzmandı. Sıradan göz doktorlarında, sol gözümün diopterini ölçecek aletler bulunmuyor genellikle. Sol gözümün korneası feci halde şekilsiz. Kontakt lenslerim var ama bunlar yetmiyor ve üzerine hala okuma gözlüğü takmak zorunda kalıyorum.
Göz doktorları, muayenelerine genellikle gözlere birer damla ilaç damlatarak başlarlar. Bu ilaç göz bebeğini büyütür. Ondan sonra da doktor bütün gözün sağlığını kontrol eder bir şekilde.
Fakat ben doktorun ofisinden çıkarken, mutlaka koyu renkli güneş gözlükleri takmak zorunda kalırım. Heryer çok parlak gelir bana. Bazen onlar bana, siyaha yakın koyu renk plastik gözlük verirler. Eğer bunları bir kaç saat takmazsam gözlerim çok acır.
Eski İsrailliler de bu plastik gözlüklere ihtiyaç duydular.
Mısır’dan Çıkış 34:27-35 RAB Musa'ya, “Bunları yaz” dedi, “Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım.” 28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların üzerine yazdı. 29Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi. 30 Harun'la İsrailliler Musa'nın ışıldayan yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular. 31 Musa onları yanına çağırdı. Harun'la İsrail topluluğunun bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa onlarla konuştu. 32 Sonra herkes ona yaklaştı. Musa RAB'bin Sina Dağı'nda kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi. 33 Konuşmasını bitirdikten sonra, yüzüne bir peçe taktı. 34 Ama ne zaman konuşmak için RAB'bin huzuruna çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. Dönünce de kendisine verilen buyrukları İsrailliler'e bildirir, 35 İsrailliler de onun ışıldayan yüzünü görürlerdi. Sonra Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar yine peçeyi takardı.
Tıpkı güneşin ışığının ayda parladığı gibi belki de Rabb’in ihtişamı da Musa’nın yüzünde parlıyordu. İsrailliler onun yüzüne bakamadılar. Çok parlaktı. Buna dayanamadılar. Güneş gözlüklerine ihtiyaç duydular. Fakat bunun yerine, Musa yüzüne bir peçe koydu.
Peygamber Pavlus, bu olaya Yeni Ahit’te değinir. Bu olaya ruhani bir anlam da ekler. Bunu 2. Korintliler 3’de okuyalım. Pavlus Korintlilere yazıyor çünkü bazı kişiler Pavlus’un otoritesine saygı göstermediler. Pavlus kendisini nasıl koruyabilirdi? Allah tarafından gönderildiğini nasıl gösterebilirdi?
2 Korintliler 3:1-6 Kendimizi yine tavsiye etmeye mi başlıyoruz? Yoksa bazıları gibi size ya da sizden tavsiye mektuplarına ihtiyacımız mı var? 2 Bütün insanlarca bilinen ve okunan, yüreklerimize yazılmış mektubumuz sizsiniz. 3 Hizmetimizin sonucu olup mürekkeple değil, yaşayan Tanrı'nın Ruhu'yla, taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmış Mesih'in mektubu olduğunuz açıktır. 4Mesih sayesinde Tanrı'ya böyle bir güvenimiz vardır. 5 Herhangi bir şeyi kendi başarımız olarak saymaya yeterliyiz demek istemiyorum; bizi yeterli kılan Tanrı'dır. 6 O bizi yazılı yasaya değil, Ruh'a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olmaya yeterli kıldı. Yazılı yasa öldürür, Ruh ise yaşatır.
Pavlus “Kimseden tavsiye mektubuna ihtiyacım yok“ dedi. Yaşayan Allah’ın Ruhu, imanlıların kalplerinde yaşadığı zaman bu onları o kadar değiştirir ki, diğer insanlar bu değişikliği farkedebilirler. Onlar birer yaşayan mektupturlar. Bu da Pavlus’un Allah tarafından gönderildiğini ispatladı.
Siz, Allah tarafından yazılmış bir mektupsunuz. İnsanlar sizi seyrediyor. İçinizde yaşayan Kutsal Ruh tarafından değiştirildiğinizi görüyorlar mı? Yoksa, sizin hayatınız da herkesin hayatı gibi mi? Birisi sizin için şöyle diyebilir mi: “Onlar değişik birileri. İsa için yaşarlar. Doğruluğa inanırlar ve bunu yaşarlar. Onlar bu dünyadan değiller”?
Pavlus “Yazılı yasayı öldürür fakat Ruh hayat verir” dediği zaman ne demek istedi? Allah’ın yasasını, O’nun Ruhu içinizde yaşamadan uygulamaya çalışıyorsanız, bir din şekline sahip olabilirsiniz fakat yasalara uymanız sadece bir şovdan ibarettir. Yasalara uyma dürtünüz bencillikle karışmıştır. Bencil olmayan Tanrı sevgisi içinizde yaşamıyordur ve bunu da Allah kabul etmez. Bu şekilde cennete gidemezsiniz. Günahlarınızın içinde boğulup öleceksiniz. İçten değişmelisiniz.
On Emri duyan İsrailliler, yasaya uyacaklarına yemin ettiler. Ama sadece birkaç gün sonra altın buzağıya tapınıyorlardı! Hayatlarında, günahın üstesinden gelecek gerçek bir güç yoktu. Allah’ın inayetinin değişimi sağlayacak gücü olmadan da, kendilerinin yasaya uygulayacak kadar güçlü olduklarını düşündüler. Biz buna ‘yasal din’ veya ‘kuralcılık’ diyoruz. Allah, kanununun kalıcı olduğunu göstermek için, On Emri taş tabletlerin üzerinde verdi. Fakat, içlerinde yaşayan Kutsal Ruhun değiştirici gücü olmazsa dinleri onları kurtaramaz. Hayatlarındaki günahın üstesinden gelmiyorlardı. Günahlarının içinde öleceklerdi.
2 Korintliler 3:7-18 Ölümle sonuçlanan hizmet, yani taş üzerine harf harf kazılan yasa yücelik içinde geldiyse -öyle ki, İsrailoğulları geçici olan parlaklığından ötürü Musa'nın yüzüne bakamadılar- Ruh'a dayalı hizmetin yücelik içinde olacağı daha kesin değil mi? 8 9 İnsanı suçlu çıkaran hizmetin yüceliği varsa, aklanmayı sağlayan hizmetin yüceliği çok daha aşkındır. 10 Çünkü eskiden yüceltilmiş olanın, şimdi yücelikte aşkın olana göre yüceliği yoktur. 11 Geçici olan, yücelik içinde geldiyse, kalıcı olanın yüceliği çok daha büyüktür. 12Böyle bir umuda sahip olduğumuz için büyük cesaretle konuşabiliriz. 13 Yüzündeki parlaklığın giderek söndüğünü İsrailoğulları görmesin diye yüzünü peçeyle örten Musa gibi değiliz. 14 İsrailoğulları'nın zihinleri körelmişti. Bugün bile Eski Antlaşma okunurken zihinleri aynı peçeyle örtülü kalıyor. Çünkü bu peçe ancak Mesih aracılığıyla kalkar. 15 Ne var ki, bugün bile Musa'nın yazıları okunduğunda yüreklerini bir peçe örtüyor. 16 Oysa ne zaman biri Rab'be dönerse, o peçe kaldırılır. 17 Rab Ruh'tur, Rab'bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır. 18 Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab'bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O'na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.
Bugun Israilliler, Eski Ahit’i okuduklarında, bunun tamamen İsa ile ilgili olduğunu görmüyorlar. Eski Ahit ayetlerinin ihtişamının İsa Mesih olduğunu göremezler. Bugün Eski Ahit’i okur da, O’nun dünyanın kurtarıcısı hakkında konuştuğunu, insanları O’na, İsa Mesih’e yönlendirdiğini göremezseniz, kalbinizde bir peçe vardır ve Kutsal Yazıları anlayamazsınız demektir. Güneş gözlükleri takıyorsunuz ve Kutsal Kitap’ın ihtişamını görmüyorsunuz.Fakat eğer kalbinizi Allah’a açarak Kutsal Ruh’u alırsanız, bütün Kutsal Kitap’ta İsa’yı göreceksiniz.
İsa şöyle dedi:
Yuhanna 5:39-40 Kutsal Yazılar'ı araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır! 40 Öyleyken siz, yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz.
Isa Kutsal Yazıların kendisi hakkında konuştuğunu belirtti. Siz de eski Yahudiler gibi misiniz? Kibirinizi kırıp, İsa’yı kabul etmeyerek sonsuz yaşamı reddediyor musunuz? Eğer öyleyse, hala koyu renkli plastik güneş gözlüklerini takıyorsunuz demektir. Kalbinizde bir peçe var ve Kutsal Kitap’ı anlamıyorsunuz.
İsa ölümden dirildikten sonra iki öğrenci ile konuşarak yürüyordu.
Luka 24:25-27 İsa onlara, “Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! 26 Mesih'in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?” dedi. 27 Sonra Musa'nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar'ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
Kutsal Yazılar, İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak gösterirler. O, Musa’nın ve bütün peygamberlerin Kendisi hakkında yazdıklarını söyledi.
Eski Ahit’i, Yahudilerin yaptığı gibi orijinal İbranice dilinde okuyabilirsiniz, fakat eğer kalbinizde İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmeye karşı bir direniş varsa, bütün Eski Ahit okumalarınız boşunadır. Eğer kalbinizde İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmeye karşı bir direniş varsa, bütün Yeni Ahit okumalarınız da boşunadır. Günahlarınız affedilmemiştir, cennete gidemezsiniz.
Yuhanna 1:29 Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”
Kutsal Kitap’ı anlamak istiyorsanız, yüzünüzde peçe olmadan bakmalısınız. İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmekten sizi geri tutan nedir? Aileniz mi? İnanmaktan utanıyor musunuz? Gururunuz mu? Kendinizi alçaltarak, kendi hakkaniyetinizin sizi cennete götüremeyeceğini kabul etmek çok mu zor geliyor? Etrafınızdakilerin sizinle alay edeceklerinden mi korkuyorsunuz?
Matta 10:32-39 32 “İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerdeki Babam'ın önünde açıkça kabul edeceğim. 33 İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerdeki Babam'ın önünde inkâr edeceğim.” 34 “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. 35 Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. 36 ‘İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.’ 37 Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 38 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. 39 Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.”
Göz doktorları, muayenelerine genellikle gözlere birer damla ilaç damlatarak başlarlar. Bu ilaç göz bebeğini büyütür. Ondan sonra da doktor bütün gözün sağlığını kontrol eder bir şekilde.
Fakat ben doktorun ofisinden çıkarken, mutlaka koyu renkli güneş gözlükleri takmak zorunda kalırım. Heryer çok parlak gelir bana. Bazen onlar bana, siyaha yakın koyu renk plastik gözlük verirler. Eğer bunları bir kaç saat takmazsam gözlerim çok acır.
Eski İsrailliler de bu plastik gözlüklere ihtiyaç duydular.
Mısır’dan Çıkış 34:27-35 RAB Musa'ya, “Bunları yaz” dedi, “Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım.” 28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların üzerine yazdı. 29Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi. 30 Harun'la İsrailliler Musa'nın ışıldayan yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular. 31 Musa onları yanına çağırdı. Harun'la İsrail topluluğunun bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa onlarla konuştu. 32 Sonra herkes ona yaklaştı. Musa RAB'bin Sina Dağı'nda kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi. 33 Konuşmasını bitirdikten sonra, yüzüne bir peçe taktı. 34 Ama ne zaman konuşmak için RAB'bin huzuruna çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. Dönünce de kendisine verilen buyrukları İsrailliler'e bildirir, 35 İsrailliler de onun ışıldayan yüzünü görürlerdi. Sonra Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar yine peçeyi takardı.
Tıpkı güneşin ışığının ayda parladığı gibi belki de Rabb’in ihtişamı da Musa’nın yüzünde parlıyordu. İsrailliler onun yüzüne bakamadılar. Çok parlaktı. Buna dayanamadılar. Güneş gözlüklerine ihtiyaç duydular. Fakat bunun yerine, Musa yüzüne bir peçe koydu.
Peygamber Pavlus, bu olaya Yeni Ahit’te değinir. Bu olaya ruhani bir anlam da ekler. Bunu 2. Korintliler 3’de okuyalım. Pavlus Korintlilere yazıyor çünkü bazı kişiler Pavlus’un otoritesine saygı göstermediler. Pavlus kendisini nasıl koruyabilirdi? Allah tarafından gönderildiğini nasıl gösterebilirdi?
2 Korintliler 3:1-6 Kendimizi yine tavsiye etmeye mi başlıyoruz? Yoksa bazıları gibi size ya da sizden tavsiye mektuplarına ihtiyacımız mı var? 2 Bütün insanlarca bilinen ve okunan, yüreklerimize yazılmış mektubumuz sizsiniz. 3 Hizmetimizin sonucu olup mürekkeple değil, yaşayan Tanrı'nın Ruhu'yla, taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmış Mesih'in mektubu olduğunuz açıktır. 4Mesih sayesinde Tanrı'ya böyle bir güvenimiz vardır. 5 Herhangi bir şeyi kendi başarımız olarak saymaya yeterliyiz demek istemiyorum; bizi yeterli kılan Tanrı'dır. 6 O bizi yazılı yasaya değil, Ruh'a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olmaya yeterli kıldı. Yazılı yasa öldürür, Ruh ise yaşatır.
Pavlus “Kimseden tavsiye mektubuna ihtiyacım yok“ dedi. Yaşayan Allah’ın Ruhu, imanlıların kalplerinde yaşadığı zaman bu onları o kadar değiştirir ki, diğer insanlar bu değişikliği farkedebilirler. Onlar birer yaşayan mektupturlar. Bu da Pavlus’un Allah tarafından gönderildiğini ispatladı.
Siz, Allah tarafından yazılmış bir mektupsunuz. İnsanlar sizi seyrediyor. İçinizde yaşayan Kutsal Ruh tarafından değiştirildiğinizi görüyorlar mı? Yoksa, sizin hayatınız da herkesin hayatı gibi mi? Birisi sizin için şöyle diyebilir mi: “Onlar değişik birileri. İsa için yaşarlar. Doğruluğa inanırlar ve bunu yaşarlar. Onlar bu dünyadan değiller”?
Pavlus “Yazılı yasayı öldürür fakat Ruh hayat verir” dediği zaman ne demek istedi? Allah’ın yasasını, O’nun Ruhu içinizde yaşamadan uygulamaya çalışıyorsanız, bir din şekline sahip olabilirsiniz fakat yasalara uymanız sadece bir şovdan ibarettir. Yasalara uyma dürtünüz bencillikle karışmıştır. Bencil olmayan Tanrı sevgisi içinizde yaşamıyordur ve bunu da Allah kabul etmez. Bu şekilde cennete gidemezsiniz. Günahlarınızın içinde boğulup öleceksiniz. İçten değişmelisiniz.
On Emri duyan İsrailliler, yasaya uyacaklarına yemin ettiler. Ama sadece birkaç gün sonra altın buzağıya tapınıyorlardı! Hayatlarında, günahın üstesinden gelecek gerçek bir güç yoktu. Allah’ın inayetinin değişimi sağlayacak gücü olmadan da, kendilerinin yasaya uygulayacak kadar güçlü olduklarını düşündüler. Biz buna ‘yasal din’ veya ‘kuralcılık’ diyoruz. Allah, kanununun kalıcı olduğunu göstermek için, On Emri taş tabletlerin üzerinde verdi. Fakat, içlerinde yaşayan Kutsal Ruhun değiştirici gücü olmazsa dinleri onları kurtaramaz. Hayatlarındaki günahın üstesinden gelmiyorlardı. Günahlarının içinde öleceklerdi.
2 Korintliler 3:7-18 Ölümle sonuçlanan hizmet, yani taş üzerine harf harf kazılan yasa yücelik içinde geldiyse -öyle ki, İsrailoğulları geçici olan parlaklığından ötürü Musa'nın yüzüne bakamadılar- Ruh'a dayalı hizmetin yücelik içinde olacağı daha kesin değil mi? 8 9 İnsanı suçlu çıkaran hizmetin yüceliği varsa, aklanmayı sağlayan hizmetin yüceliği çok daha aşkındır. 10 Çünkü eskiden yüceltilmiş olanın, şimdi yücelikte aşkın olana göre yüceliği yoktur. 11 Geçici olan, yücelik içinde geldiyse, kalıcı olanın yüceliği çok daha büyüktür. 12Böyle bir umuda sahip olduğumuz için büyük cesaretle konuşabiliriz. 13 Yüzündeki parlaklığın giderek söndüğünü İsrailoğulları görmesin diye yüzünü peçeyle örten Musa gibi değiliz. 14 İsrailoğulları'nın zihinleri körelmişti. Bugün bile Eski Antlaşma okunurken zihinleri aynı peçeyle örtülü kalıyor. Çünkü bu peçe ancak Mesih aracılığıyla kalkar. 15 Ne var ki, bugün bile Musa'nın yazıları okunduğunda yüreklerini bir peçe örtüyor. 16 Oysa ne zaman biri Rab'be dönerse, o peçe kaldırılır. 17 Rab Ruh'tur, Rab'bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır. 18 Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab'bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O'na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.
Bugun Israilliler, Eski Ahit’i okuduklarında, bunun tamamen İsa ile ilgili olduğunu görmüyorlar. Eski Ahit ayetlerinin ihtişamının İsa Mesih olduğunu göremezler. Bugün Eski Ahit’i okur da, O’nun dünyanın kurtarıcısı hakkında konuştuğunu, insanları O’na, İsa Mesih’e yönlendirdiğini göremezseniz, kalbinizde bir peçe vardır ve Kutsal Yazıları anlayamazsınız demektir. Güneş gözlükleri takıyorsunuz ve Kutsal Kitap’ın ihtişamını görmüyorsunuz.Fakat eğer kalbinizi Allah’a açarak Kutsal Ruh’u alırsanız, bütün Kutsal Kitap’ta İsa’yı göreceksiniz.
İsa şöyle dedi:
Yuhanna 5:39-40 Kutsal Yazılar'ı araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır! 40 Öyleyken siz, yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz.
Isa Kutsal Yazıların kendisi hakkında konuştuğunu belirtti. Siz de eski Yahudiler gibi misiniz? Kibirinizi kırıp, İsa’yı kabul etmeyerek sonsuz yaşamı reddediyor musunuz? Eğer öyleyse, hala koyu renkli plastik güneş gözlüklerini takıyorsunuz demektir. Kalbinizde bir peçe var ve Kutsal Kitap’ı anlamıyorsunuz.
İsa ölümden dirildikten sonra iki öğrenci ile konuşarak yürüyordu.
Luka 24:25-27 İsa onlara, “Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! 26 Mesih'in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?” dedi. 27 Sonra Musa'nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar'ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
Kutsal Yazılar, İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak gösterirler. O, Musa’nın ve bütün peygamberlerin Kendisi hakkında yazdıklarını söyledi.
Eski Ahit’i, Yahudilerin yaptığı gibi orijinal İbranice dilinde okuyabilirsiniz, fakat eğer kalbinizde İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmeye karşı bir direniş varsa, bütün Eski Ahit okumalarınız boşunadır. Eğer kalbinizde İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmeye karşı bir direniş varsa, bütün Yeni Ahit okumalarınız da boşunadır. Günahlarınız affedilmemiştir, cennete gidemezsiniz.
Yuhanna 1:29 Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”
Kutsal Kitap’ı anlamak istiyorsanız, yüzünüzde peçe olmadan bakmalısınız. İsa’yı dünyanın kurtarıcısı olarak görmekten sizi geri tutan nedir? Aileniz mi? İnanmaktan utanıyor musunuz? Gururunuz mu? Kendinizi alçaltarak, kendi hakkaniyetinizin sizi cennete götüremeyeceğini kabul etmek çok mu zor geliyor? Etrafınızdakilerin sizinle alay edeceklerinden mi korkuyorsunuz?
Matta 10:32-39 32 “İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerdeki Babam'ın önünde açıkça kabul edeceğim. 33 İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerdeki Babam'ın önünde inkâr edeceğim.” 34 “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. 35 Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. 36 ‘İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.’ 37 Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 38 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. 39 Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.”