İSA'NIN DAĞDAKİ VAAZ SERİSİ
|
|
11. YERYÜZÜNÜN TUZU SİZSİNİZ
Yaratılış 18:1 İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken, RAB kendisine göründü.
"Rab İbrahim'e göründü. Ne harika bir olay. Kutsal Yazılarda İbrahim'e "Tanrı'nın dostu" dendi. (Yakup 2:23). Rab, bunu İbrahim'le açık bir şekilde iletti. Ne şaşırtıcı bir ayrıcılık o!
Rab İbrahim'e neden göründü? İbrahim ve Sara'ya çocuk sahibi olacaklarını söyledi. Ondan sonra Rab şöyle dedi:
Yaratılış 18:17-21 RAB, "Yapacağım şeyi İbrahim'den mi gizleyeceğim?" dedi, 18 "Kuşkusuz İbrahim'den büyük ve güçlü bir ulus türeyecek, yeryüzündeki bütün uluslar onun aracılığıyla kutsanacak. 19 Doğru ve adil olanı yaparak yolumda yürümeyi oğullarına ve soyuna buyursun diye İbrahim'i seçtim. Öyle ki, ona verdiğim sözü yerine getireyim." 20 Sonra İbrahim'e, "Sodom ve Gomora büyük suçlama altında" dedi, "Günahları çok ağır. 21 Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Bunları yapıp yapmadıklarını anlayacağım."
Rab İbrahim'e "bereket kaynağı olacaksın" demişti (Yaratılış 12:2). İbrahim "bereket kaynağı nasıl olacaktı? Doğru ve adil olanı yaparak Tanrı'nın yolunda yürümeyi oğullarına ve soyuna gösterip öğretecekti. İbrahim'in doğruluğu, başkalarının adil davranmalarını sağlayacaktı. İbrahim yaşadığı için dünya daha iyi bir yer olacaktı. Varlığı, kötü bir dünyada iyiliği koruyacaktı.
Rab Sodom ve Gomora'yı, büyük kötülükleri için ziyaret edecekti. İbrahim, Tarnı'nın Sodom ve Gomora ziyaretinin, onları yok etmek için olduğunu anladı. İbrahim, Tanrı'nın sözlerine şöyle söyledi:
Yaratılış 18:22-26 Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı. 23 RAB'be yaklaşarak, "Haksızla birlikte haklıyı da mı yok edeceksin?" diye sordu, 24 "Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? 25 Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." 26 RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi.
İbrahim Rabb'e elli doğru kişiyi kurtarmak için Sodom'un bütün kötü insanlarını alıkoyması için yalvardı. Rab şehirde elli doğru kişi olsa bile şehri yok etmeyeceğini vaat etti.
Doğru kişilerin mevcudiyetleri, dünyada iyiliği korur. Doğru kişilerin mevcudiyetleri, kötü olanları ani yıkımdan kurtarır.
İbrahim biraz daha düşündü, Sodom'da elli doğru kişinin olup olmadığını merak etti. Bu yüzden Rab'le bir süre pazarlık etti. On kişiye kadar pazarlık etti.
Yaratılış 18:32 İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım" dedi, "Eğer on kişi bulursan?" Rab, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yantıladı.
Dağdaki vaazda İsa şöyle dedi:
Matta 5:13 "Yeryüzünün tuzu sizsiniz."
İsa'nın gününde Arçelik buzdolabı yoktu. Yemeklerinizin çürümemesi isterseniz tuz eklerdiniz. Tuz yiyecekleri çürümekden korurdu. Baş koruma maddesiydi. Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Tanrı'nın egemenliğinin tebaaları yeryüzünde sadece Tanrı'nın dostları olmak için yaşamıyorlar. Onlar, doğruluk, adalet ve dünyada Tanrı'nın yolunu korumak için varlar. Vatanda iyilik olsun diye, başkalarını etkilemeliler . Kötülerin bunu bilmemesine rağmen, doğru kişilerin varlığı kötülerin hayatlarını koruyor. İbrahim dünyaya nasıl bereket kaynağı olduysa, siz de dünyanın bereket kaynağısınız.
Tuzun bir şeyi koruması için, o şeye eklenmesi lazım. Korumak için nüfuz etmesi lazım. Bütün insanları kurtuluş ve sonsuz yaşama getiren müjde, onlara kişisel temas ve birliktelik aracılığıyla geliyor. Biz bir ulusa veya bir din grubuna ait olduğumuz için kurtulmuyoruz. Biz bireyler olarak, Tanrı'nın gücüyle yenilendiğimiz zaman kurtuluyoruz. Kişisel etki güçtür. İnsanları kurtarmak için insanlara yaklaşmamız lazım.
İsa devam etti:
Matta 5:13 Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz.
Tuzun tadı, Tanrı'nın bencil olmayan sevgiyi temsil eder. Sahip olmadığımız şeyi paylaşamıyoruz. Doğal olarak, insanın kalbi soğuk ve sevimsizdir. Kalplerimize Tanrı'nın sevgisini almamız gerek. Değiştirilmemiz lazım.
Matta 5:3-4 "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır. 4 Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler."
Matta 5:6 Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar.
Sonsuz yaşama girmek isteyenler, girmeleri için gereken doğruluğa sahip olmadıklarının farkındadırlar. Göklerin Egemenliği'nin üyeleri alacak olanlar günahları için yas tutuyorlar ve kendilerini ruhsal açıdan yoksul hissediyorlar. Murdar oldukları halde, dinsel eylemlerle kendilerini arındıramayacaklarını anlıyorlar. Sahip olmadıkları doğruluğa acıkıp susuyorlar.
John 3:3 İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez."
Tanrı'nın Egemenliğinin bir parçası olmak istiyorsanız ruhsal olarak yeniden doğmanız lazım. Yüreğinize özverili sevginin gücünü almanız gerek. Bu sevgiye sahip olmazsanız asla cennete giremezseniz. Tatsız tuzsuz olursunuz.
Biri çok dindar olabilir ancak fedakar sevgiye sahip olmazsa Allah katında onun dini faydasızdır. Yeniden doğmak lazım.
Siz bana, "Bunu nasıl yapabilirim? Nasıl yeniden doğabilirim? Bu sevgiyi Allah'tan nasıl alabilirim?" diye soruyorsunuz. Bunlar iyi sorular. Ben değil, Kutsal Kitap yanıtlayacak.
Yuhanna 3:5-9 İsa şöyle yanıt verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, 'Yeniden doğmalısınız' dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan herkes böyledir." 9 Nikodim İsa'ya, "Bunlar nasıl olabilir?" diye sordu.
Allah'ın Kutsal Ruhu, hayatı değiştirendir. İnsan yürekleri üzerinde akıl ermez bir şekilde çalışarak hayatı değiştiren Kutsal Ruh'tur. Bu insanın değil, Tanrı'nın işidir. Bir insan, bir din, bir hükümet, nefreti sevgiye, öfkeyi affa, benciliği hizmete dönüştüremez. Yeniden doğmalısınız.
Siz bana, "Hayatı değiştiren Kutsal Ruh'u nasıl alabilirim" diye soruyorsunuz. Kutsal Kitap anlatsın.
Yuhanna 3:16-17 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. 17 Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.
Günahsız olan tek kişi İsa Mesih'tir. Tanrı İsa'yı dünyaya onu kurtarmak için gönderdi. Siz İsa'nın sadece dünyanın kurtarıcısı olduğuna inanmakla kalmayıp, sizin kişisel kurtarıcınız olduğuna inanınca Tanrı hayatınıza Kutsal Ruhu veriyor. Ruh sizi değiştiriyor. İsa'nın sevgisi yüreğinizde olduğu için de, tıpkı tuz gibi dünyayı etkileyebilirsiniz.
Çok kişi, dinsel eylemlerle ve dinlerinin kurallarına uyarak kendi hayatlarını değiştirebileceklerini düşünür. Bu bir hata. Dıştan doğru gibi görünebilir ama içinde hala bencillik ve günahla doludur. Zira bir insanın kendi doğruluğu veya iyiliği yoktur. Elçi Pavlus bir gruba Kutsal Ruh'u bir yasanın gereklerini yaparak mı yoksa İsa'ya iman ederek mi aldıklarını sordu. Şöyle dedi:
Galatyalılar 3:2 Sizden yalnız şunu öğrenmek istiyorum: Kutsal Ruh'u, Yasa'nın gereklerini yaparak mı, yoksa duyduklarınıza iman ederek mi aldınız?
Galatyalılar 3:5-6 Size Kutsal Ruh'u veren ve aranızda mucizeler yaratan Tanrı, bunu Yasa'nın gereklerini yaptığınız için mi, yoksa duyduklarınıza iman ettiğiniz için mi yapıyor? 6 Örneğin, "İbrahim Tanrı'ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı."
İbrahim Tanrı'ya iman etti ve Tanrı onu doğru olarak saydı. İbrahim Tanrı tarafından dönüştürüldü. Tanrı sizin günah sununuzu İsa'yla sağladı. İsa'yı sizin günah sununuz olarak kabul ederseniz, Tanrı size hayatınızı değiştirecek olan Kutsal Ruh'u verecek. Bazı duaları yapıp, ibadethaneye yahut hacca gittiğiniz için Kutsal Ruh'u alamıyorsunuz. İsa'nın sizin kurtarıcınız olduğuna inanarak Kutsal Ruh'u alıyorsunuz.
Yuhanna 3:16 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
O zaman siz yeryüzünün tuzu olacaksınız.
"Rab İbrahim'e göründü. Ne harika bir olay. Kutsal Yazılarda İbrahim'e "Tanrı'nın dostu" dendi. (Yakup 2:23). Rab, bunu İbrahim'le açık bir şekilde iletti. Ne şaşırtıcı bir ayrıcılık o!
Rab İbrahim'e neden göründü? İbrahim ve Sara'ya çocuk sahibi olacaklarını söyledi. Ondan sonra Rab şöyle dedi:
Yaratılış 18:17-21 RAB, "Yapacağım şeyi İbrahim'den mi gizleyeceğim?" dedi, 18 "Kuşkusuz İbrahim'den büyük ve güçlü bir ulus türeyecek, yeryüzündeki bütün uluslar onun aracılığıyla kutsanacak. 19 Doğru ve adil olanı yaparak yolumda yürümeyi oğullarına ve soyuna buyursun diye İbrahim'i seçtim. Öyle ki, ona verdiğim sözü yerine getireyim." 20 Sonra İbrahim'e, "Sodom ve Gomora büyük suçlama altında" dedi, "Günahları çok ağır. 21 Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Bunları yapıp yapmadıklarını anlayacağım."
Rab İbrahim'e "bereket kaynağı olacaksın" demişti (Yaratılış 12:2). İbrahim "bereket kaynağı nasıl olacaktı? Doğru ve adil olanı yaparak Tanrı'nın yolunda yürümeyi oğullarına ve soyuna gösterip öğretecekti. İbrahim'in doğruluğu, başkalarının adil davranmalarını sağlayacaktı. İbrahim yaşadığı için dünya daha iyi bir yer olacaktı. Varlığı, kötü bir dünyada iyiliği koruyacaktı.
Rab Sodom ve Gomora'yı, büyük kötülükleri için ziyaret edecekti. İbrahim, Tarnı'nın Sodom ve Gomora ziyaretinin, onları yok etmek için olduğunu anladı. İbrahim, Tanrı'nın sözlerine şöyle söyledi:
Yaratılış 18:22-26 Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı. 23 RAB'be yaklaşarak, "Haksızla birlikte haklıyı da mı yok edeceksin?" diye sordu, 24 "Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? 25 Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." 26 RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi.
İbrahim Rabb'e elli doğru kişiyi kurtarmak için Sodom'un bütün kötü insanlarını alıkoyması için yalvardı. Rab şehirde elli doğru kişi olsa bile şehri yok etmeyeceğini vaat etti.
Doğru kişilerin mevcudiyetleri, dünyada iyiliği korur. Doğru kişilerin mevcudiyetleri, kötü olanları ani yıkımdan kurtarır.
İbrahim biraz daha düşündü, Sodom'da elli doğru kişinin olup olmadığını merak etti. Bu yüzden Rab'le bir süre pazarlık etti. On kişiye kadar pazarlık etti.
Yaratılış 18:32 İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım" dedi, "Eğer on kişi bulursan?" Rab, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yantıladı.
Dağdaki vaazda İsa şöyle dedi:
Matta 5:13 "Yeryüzünün tuzu sizsiniz."
İsa'nın gününde Arçelik buzdolabı yoktu. Yemeklerinizin çürümemesi isterseniz tuz eklerdiniz. Tuz yiyecekleri çürümekden korurdu. Baş koruma maddesiydi. Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Tanrı'nın egemenliğinin tebaaları yeryüzünde sadece Tanrı'nın dostları olmak için yaşamıyorlar. Onlar, doğruluk, adalet ve dünyada Tanrı'nın yolunu korumak için varlar. Vatanda iyilik olsun diye, başkalarını etkilemeliler . Kötülerin bunu bilmemesine rağmen, doğru kişilerin varlığı kötülerin hayatlarını koruyor. İbrahim dünyaya nasıl bereket kaynağı olduysa, siz de dünyanın bereket kaynağısınız.
Tuzun bir şeyi koruması için, o şeye eklenmesi lazım. Korumak için nüfuz etmesi lazım. Bütün insanları kurtuluş ve sonsuz yaşama getiren müjde, onlara kişisel temas ve birliktelik aracılığıyla geliyor. Biz bir ulusa veya bir din grubuna ait olduğumuz için kurtulmuyoruz. Biz bireyler olarak, Tanrı'nın gücüyle yenilendiğimiz zaman kurtuluyoruz. Kişisel etki güçtür. İnsanları kurtarmak için insanlara yaklaşmamız lazım.
İsa devam etti:
Matta 5:13 Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz.
Tuzun tadı, Tanrı'nın bencil olmayan sevgiyi temsil eder. Sahip olmadığımız şeyi paylaşamıyoruz. Doğal olarak, insanın kalbi soğuk ve sevimsizdir. Kalplerimize Tanrı'nın sevgisini almamız gerek. Değiştirilmemiz lazım.
Matta 5:3-4 "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır. 4 Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler."
Matta 5:6 Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar.
Sonsuz yaşama girmek isteyenler, girmeleri için gereken doğruluğa sahip olmadıklarının farkındadırlar. Göklerin Egemenliği'nin üyeleri alacak olanlar günahları için yas tutuyorlar ve kendilerini ruhsal açıdan yoksul hissediyorlar. Murdar oldukları halde, dinsel eylemlerle kendilerini arındıramayacaklarını anlıyorlar. Sahip olmadıkları doğruluğa acıkıp susuyorlar.
John 3:3 İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez."
Tanrı'nın Egemenliğinin bir parçası olmak istiyorsanız ruhsal olarak yeniden doğmanız lazım. Yüreğinize özverili sevginin gücünü almanız gerek. Bu sevgiye sahip olmazsanız asla cennete giremezseniz. Tatsız tuzsuz olursunuz.
Biri çok dindar olabilir ancak fedakar sevgiye sahip olmazsa Allah katında onun dini faydasızdır. Yeniden doğmak lazım.
Siz bana, "Bunu nasıl yapabilirim? Nasıl yeniden doğabilirim? Bu sevgiyi Allah'tan nasıl alabilirim?" diye soruyorsunuz. Bunlar iyi sorular. Ben değil, Kutsal Kitap yanıtlayacak.
Yuhanna 3:5-9 İsa şöyle yanıt verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, 'Yeniden doğmalısınız' dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan herkes böyledir." 9 Nikodim İsa'ya, "Bunlar nasıl olabilir?" diye sordu.
Allah'ın Kutsal Ruhu, hayatı değiştirendir. İnsan yürekleri üzerinde akıl ermez bir şekilde çalışarak hayatı değiştiren Kutsal Ruh'tur. Bu insanın değil, Tanrı'nın işidir. Bir insan, bir din, bir hükümet, nefreti sevgiye, öfkeyi affa, benciliği hizmete dönüştüremez. Yeniden doğmalısınız.
Siz bana, "Hayatı değiştiren Kutsal Ruh'u nasıl alabilirim" diye soruyorsunuz. Kutsal Kitap anlatsın.
Yuhanna 3:16-17 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. 17 Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.
Günahsız olan tek kişi İsa Mesih'tir. Tanrı İsa'yı dünyaya onu kurtarmak için gönderdi. Siz İsa'nın sadece dünyanın kurtarıcısı olduğuna inanmakla kalmayıp, sizin kişisel kurtarıcınız olduğuna inanınca Tanrı hayatınıza Kutsal Ruhu veriyor. Ruh sizi değiştiriyor. İsa'nın sevgisi yüreğinizde olduğu için de, tıpkı tuz gibi dünyayı etkileyebilirsiniz.
Çok kişi, dinsel eylemlerle ve dinlerinin kurallarına uyarak kendi hayatlarını değiştirebileceklerini düşünür. Bu bir hata. Dıştan doğru gibi görünebilir ama içinde hala bencillik ve günahla doludur. Zira bir insanın kendi doğruluğu veya iyiliği yoktur. Elçi Pavlus bir gruba Kutsal Ruh'u bir yasanın gereklerini yaparak mı yoksa İsa'ya iman ederek mi aldıklarını sordu. Şöyle dedi:
Galatyalılar 3:2 Sizden yalnız şunu öğrenmek istiyorum: Kutsal Ruh'u, Yasa'nın gereklerini yaparak mı, yoksa duyduklarınıza iman ederek mi aldınız?
Galatyalılar 3:5-6 Size Kutsal Ruh'u veren ve aranızda mucizeler yaratan Tanrı, bunu Yasa'nın gereklerini yaptığınız için mi, yoksa duyduklarınıza iman ettiğiniz için mi yapıyor? 6 Örneğin, "İbrahim Tanrı'ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı."
İbrahim Tanrı'ya iman etti ve Tanrı onu doğru olarak saydı. İbrahim Tanrı tarafından dönüştürüldü. Tanrı sizin günah sununuzu İsa'yla sağladı. İsa'yı sizin günah sununuz olarak kabul ederseniz, Tanrı size hayatınızı değiştirecek olan Kutsal Ruh'u verecek. Bazı duaları yapıp, ibadethaneye yahut hacca gittiğiniz için Kutsal Ruh'u alamıyorsunuz. İsa'nın sizin kurtarıcınız olduğuna inanarak Kutsal Ruh'u alıyorsunuz.
Yuhanna 3:16 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
O zaman siz yeryüzünün tuzu olacaksınız.