20. KUTSAL KİTAP VE FRANSIZ DEVRİMİ 1 BÖL
İsa dirildikten sonra öğrencilerine müjdeyi bütün dünyaya taşıma görevini verdi. İlk yıllarda putperestlik Hristiyanlıkta büyük bir tehdit gördü ve putperestler Hristiyanlığa zulmetti. |
|
20_kutsal_kitap_ve_fransız_devrimi_1._bölümme.pdf |
İsa dirildikten sonra öğrencilerine müjdeyi bütün dünyaya taşıma görevini verdi. İlk yıllarda putperestlik Hristiyanlıkta büyük bir tehdit gördü ve putperestler Hristiyanlığa zulmetti. Hristiyanlığın ilk üç yüzyılında bu görüldü.
Bu baskısının görünmeyen lideri Şeytan’dı. Örnek olarak şu ayete bakalım:
Vahiy 12:3-4 Ardından gökte başka bir belirti göründü: Yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. Yedi başında yedi taç vardı. 4 Kuyruğuyla gökteki yıldızların üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Sonra doğum yapmak üzere olan kadının önünde durdu; kadın doğurur doğurmaz ejderha çocuğu yutacaktı.
Ejderha kimdir? Kadın kimdir? Çocuk kimdir? Peki İsa doğduğu zaman kim O’nu öldürmeye çalıştı? Romalı kralı Hirodes İsa’yı öldürmeye çalıştı ama Kutsal Kitap bize, ejderha’nın olayların arkasında olduğunu gösteriyor.
İmparator Nero ile başlayarak putperest Roma’nın Hristiyanlığa karşı zulmü değişik seviyelerde üç yüzyıl sürdü. Fakat Şeytan, Hristiyanlığı zulmederek yok edemedi. Tam tersine, Hristiyanlık büyüyordu. O zaman Şeytan, taktiğini değiştirdi. Şeytan kiliseye katıldı. Bu şekilde Hristiyanlığı yok etmek için daha kolay, daha büyük başarı kazandı. Kiliseye putperestlik ilkelerini aşılayarak kiliseyi yozlaştırdı. 313 yılında Büyük Konstantin’in Milan fermanıyla başlayarak, İsa Mesih’e adanmamış kişiler kendi itibarları veya çıkarları için kiliseye katılmaya başladılar. İbadet, daha şekilci hale geldi. Kişisel dindarlık azaldı ve insanların kalpleri Kutsal Ruh’un etkisine karşı nasırlaştı. Şeytan, Hristiyanlığı bozmak için kilise aracılığıyla çalışıyordu.
Aşağı yukarı iki yüz sene sonra 538 yılında İmparator Justinian, orgeneral Belesarius’u göndererek Aryan Ostrogotlarını Roma şehrinden kovdu. Artık Roma’da kral kalmamıştı. Papalık, hem dinsel hem de sivil yetkiyi engel görmeden kullanabilirdi. Böylece 538 yılında Papalık Avrupa’da hakimiyetini başlattı.
Papalık güçlendi ve yanlış öğretilere sarıldı. Kendisine karşı gelen insanlara zulmedildi. Şeytan Kutsal Yazılar’a ve içindeki gerçekleri ilan eden herkese savaş açtı. Ancak şu ayette bu çağda gerçek imanlıları temsil eden kadın, papalığın yüzünden kaçtı.
Vahiy 12:6 Kadınsa çöle kaçtı. Orada bin iki yüz altmış gün beslenmesi için Tanrı tarafından hazırlanmış bir yeri vardı.
Bu bin iki yüz altmış gün süre, papalığın Avrupa’da 1260 sene boyunca egemen süren dönemi temsil ediyor. Valdensler gibi insanlar, papalıktan kaçıp dağlara gittiler. Orada gerçek ve ruhta Allah’a tapındılar. Valdensler Kutsal Kitap’ı, gizli gizli el yazısı ile çoğalttılar ve Avrupa’da pek çok yere gidip paylaştılar. İrlanda’da Columba ve dostları Tanrı’nın gerçeklerini ilan ettiler, İngiltere’de Wycliffe, Kutsal Kitap’ı İngilizce’ye çevirdi ve papalığın yanılgılarına karşı geldi. Papalık, onun hayatını almak için çok çaba harcadı. Hus ve Jerome gibi insanlar ortaya çıkıp gerçeği vaaz ettiler ve papalık onları öldürttü. Martin Luther, Reform hareketini en büyük haline getirdi. Alman prensleri, reform tarafında kaldıkları için reformu kurtardılar. İsviçre’de Zwingli, Fransa’da Lefevre, Calvin ve Berquin, Hollanda’da Menno Simons, İskandinavya’da Tausen, sonra İngiltere’de Tyndale Rab için çalıştılar. Milyonlarca kişi imanları için vahşi bir şekilde işkence görerek idam edildiler.
Orta Çağda Kutsal Kitap ve Kutsal Kitap bilgisi Avrupa’nın ülkelerine sunuldu. Gerçek ve yanılgı arasındaki mücadele yüzyıllar boyunca devam etti. Sonunda bir ülkede karanlık, ışık yerine seçildi ve millet bile bile gerçeği reddetti. Allah’ın Kutsal Ruh’unu geri çeviren halk, Şeytan’ın eline teslim edildi. Kötülüğün olgunlaşmasına bir daha izin verilecekti.
“Bir daha” dedim çünkü hatırlıyorsunuz Yeruşalim, yani Kudüs, Mesih’i açıkça reddederek Şeytan’ın eline düştü ve sonuç korkunç oldu.
Papalığın döneminde, Kutsal Kitap baskı altına alındı. Kutsal Kitap şu peygamberlikle bu dönemi tasvir ediyor:
Vahiy 11:2-11 Tapınağın dış avlusunu bırak, orayı ölçme. Çünkü orası, kutsal kenti kırk iki ay ayaklarıyla çiğneyecek olan uluslara verildi. 3 İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler. 4 Bunlar yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin ağacıyla iki kandilliktir. 5 Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir. 6 Peygamberlik ettikleri sürece yağmur yağmasın diye göğü kapamaya yetkileri vardır. Suları kana dönüştürme ve yeryüzünü, kaç kez isterlerse, her türlü belayla vurma yetkisine sahiptirler. 7 Tanıklık görevleri sona erince dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek. 8 Cesetleri, simgesel olarak Sodom ve Mısır diye adlandırılan büyük kentin anayoluna serilecek. Onların Rabbi de orada çarmıha gerilmişti. 9 Her halktan, oymaktan, dilden, ulustan insan üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, cesetlerinin mezara konulmasına izin vermeyecekler. 10 Yeryüzünde yaşayanlar onların bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yaşayanlara çok eziyet etmişti. 11 Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanrı'dan gelen yaşam soluğunu alınca ayağa kalktılar. Onları görenler dehşete kapıldı.
Kırk iki ay ve 1260 gün dönemleri aynıdır. Ön bildiren sembolik peygamberlik sözünde her ay 30 gün eder. 42 çarpı 30, 1260 gün yapar. Her gün bir seneyi simgeliyor. Böylece papalığın hakimiyeti 538 yılından 1798 yılına kadar sürdü. 1798 yılında Fransız bir orgeneral papayı tutukladı. O zamandan bu yana papalık daha önce yaptığı gibi gücünü kullanamadı.
Devam etmeden önce, buradaki kutsal kentin, kilise olduğunu tespit edelim. İlk önce, Filistin’deki Yeruşalim 70 yılında yıkıldı. M.S. 640 yılından 1917 yılına kadar, haç seferleri zamanı hariç, Yeruşalim genelde Müslümanların elindeydi. 1948 yılında Yeruşalim Israililerin eline geçti. Bu dönemler, (42 ay ve 1260 gün/sene) fiziksel Yeruşalim’in Yahudi olmayanların işgal zamanlarına uymaz. 1260 sene bu zamanlardan çıkmaz. Ancak dönemler, Allah’ın halkının papalık tarafından baskı gördüğü süreyle tam bir ahenk gösteriyor.
Galatians 4:26 Oysa göksel Yeruşalim özgürdür, annemiz odur.
Yeni Ahit’te, biyolojik Yahudiler değil, İsa’ya iman edenler Israil’dir. Göklerdeki Yeni Yeruşalim, imanlıları temsil ediyor.
Biz İsa Mesih’in Matta 24’teki açıklamasını, Luka 21’deki açıklamasıyla karşılaştırırsak, şu iki ayet paralel olarak çıkıyor:
Luka 21:24 Kılıçtan geçirilecek, tutsak olarak bütün uluslar arasına sürülecekler. Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek onların ayakları altında çiğnenecektir.
Matta 24:21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
Protestan Reformu, papalığın zulüm gücünü kısalttı. 1798 yılından biraz önce zulüm bitti.
Bu son ayetler kesinlikle M.S. 70 yılında Yeruşalim’in yıkılışı ile ilgili değildir çünkü İsa şöyle dedi:
Matta 24:29 “O günlerin sıkıntısından hemen sonra, ‘Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’ ”
Güneş, 70 yılında değil, 19 Mayıs 1780’de karardı. Yani, zulüm, 1798 yılından biraz önce bitecekti ve o zaman güneş kararacaktı. Öyle oldu.
Şimdi Vahiy’deki peygamberlik sözüne dönelim:
Vahiy 11:2-4 Tapınağın dış avlusunu bırak, orayı ölçme. Çünkü orası, kutsal kenti kırk iki ay ayaklarıyla çiğneyecek olan uluslara verildi. 3 İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler. 4 Bunlar yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin ağacıyla iki kandilliktir.
Bu iki tanık kimdir? Kim çul içinde 1260 sene boyunca peygamberlik etti? Bu iki tanık da iki zeytin ağacı ve kandillik nedir?
Mezmur 119:105 Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır.
Bu iki tanık, Eski ve Yeni Ahit olan Kutsal Yazılar’dır. Hem Eski hem de Yeni Ahit, Allah’ın yasasına ve İsa’daki kurtuluş planına tanıklık ediyor. Eski Ahit’teki kurban sistemi, İsa’nın bütün insanlar için gerçekleştiği kurbanına işaret ediyor. Eski Ahit’teki ön gören peygamberlik sözleri, İsa’nın hizmetine işaret ediyor. Papalığın Kutsal Kitap’ı yasakladığı sürece bu tanıklık simgeli olarak çul içinde yapıldı.
Vahiy 11:5-6 Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir. 6 Peygamberlik ettikleri sürece yağmur yağmasın diye göğü kapamaya yetkileri vardır. Suları kana dönüştürme ve yeryüzünü, kaç kez isterlerse, her türlü belayla vurma yetkisine sahiptirler.
Kutsal Kitap, Allah’ın yasasına itaat edenler için vaatler, isyan edenler için lanetler içeriyor. Bugünlerde çok kişi Kutsal Kitap’ı küçümsemekten çekinmez. Ancak onlar masum kalmayacak ve yargılanacaktır. Bu ikaz, Kutsal Yazılar’ın önemini, yasaları ve geçerliliği inkâr edenleri de içeriyor.
Vahiy 11:7-11 Tanıklık görevleri sona erince onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek. 8 Cesetleri, simgesel olarak Sodom ve Mısır diye adlandırılan büyük kentin anayoluna serilecek. Onların Rabbi de orada çarmıha gerilmişti. 9 Her halktan, oymaktan, dilden, ulustan insan üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, cesetlerinin mezara konulmasına izin vermeyecekler. 10 Yeryüzünde yaşayanlar onların bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yaşayanlara çok eziyet etmişti. 11 Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanrı'dan gelen yaşam soluğunu alınca ayağa kalktılar. Onları görenler dehşete kapıldı.
Tanıklık görevleri sona erince, yani, Grekçede olduğu gibi “ne zaman tanıklık görevleri sona gelse” ifadesi, 1798 yılına doğru işaret eder. Dipsiz derinliklerden çıkan canavar, papalık değildi, yeni bir şeytani araçtır. Bir kentten bahsediliyor. Kutsal Kitap, simgeli olarak öldürülecekti. Bu nedir?
Fransa’da, Fransa Devrimin süresinde, Kutsal Kitap’a karşı savaş açıldı. Medeni bir ulus, meclis halindeyken, Allah’ın varlığını inkâr etti ve sonra Kutsal Kitaplar toplanıp yakıldılar. Gelecek sefer biz bu peygamberlik sözlerine daha yakından bakacağız. Gelecek sefer, Kutsal Kitap’ın yasaklanması, Allah’ı yadsımanın neticesinin ne olacağını göreceğiz. Fransız Devrimi, dünyaya Allah’ı ve Kutsal Kitap’ı reddetme sonuçlarının neler olacağına korkunç bir örnektir. Vikipedi’de de şu ifadeyi kullandı: Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Biz bu peygamberlik sözünü inceledikçe, Kutsal Kitap’ın, nasıl geleceğ ön gördüğünü ve Kutsal Yazılar’a bir gerçek kaynağı olarak nasıl güvenebileceğinizi göreceksiniz. Kaçırmayın!
EK: Matta 24 ile Luka 21’in karşılaştırılması
Bu baskısının görünmeyen lideri Şeytan’dı. Örnek olarak şu ayete bakalım:
Vahiy 12:3-4 Ardından gökte başka bir belirti göründü: Yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. Yedi başında yedi taç vardı. 4 Kuyruğuyla gökteki yıldızların üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Sonra doğum yapmak üzere olan kadının önünde durdu; kadın doğurur doğurmaz ejderha çocuğu yutacaktı.
Ejderha kimdir? Kadın kimdir? Çocuk kimdir? Peki İsa doğduğu zaman kim O’nu öldürmeye çalıştı? Romalı kralı Hirodes İsa’yı öldürmeye çalıştı ama Kutsal Kitap bize, ejderha’nın olayların arkasında olduğunu gösteriyor.
İmparator Nero ile başlayarak putperest Roma’nın Hristiyanlığa karşı zulmü değişik seviyelerde üç yüzyıl sürdü. Fakat Şeytan, Hristiyanlığı zulmederek yok edemedi. Tam tersine, Hristiyanlık büyüyordu. O zaman Şeytan, taktiğini değiştirdi. Şeytan kiliseye katıldı. Bu şekilde Hristiyanlığı yok etmek için daha kolay, daha büyük başarı kazandı. Kiliseye putperestlik ilkelerini aşılayarak kiliseyi yozlaştırdı. 313 yılında Büyük Konstantin’in Milan fermanıyla başlayarak, İsa Mesih’e adanmamış kişiler kendi itibarları veya çıkarları için kiliseye katılmaya başladılar. İbadet, daha şekilci hale geldi. Kişisel dindarlık azaldı ve insanların kalpleri Kutsal Ruh’un etkisine karşı nasırlaştı. Şeytan, Hristiyanlığı bozmak için kilise aracılığıyla çalışıyordu.
Aşağı yukarı iki yüz sene sonra 538 yılında İmparator Justinian, orgeneral Belesarius’u göndererek Aryan Ostrogotlarını Roma şehrinden kovdu. Artık Roma’da kral kalmamıştı. Papalık, hem dinsel hem de sivil yetkiyi engel görmeden kullanabilirdi. Böylece 538 yılında Papalık Avrupa’da hakimiyetini başlattı.
Papalık güçlendi ve yanlış öğretilere sarıldı. Kendisine karşı gelen insanlara zulmedildi. Şeytan Kutsal Yazılar’a ve içindeki gerçekleri ilan eden herkese savaş açtı. Ancak şu ayette bu çağda gerçek imanlıları temsil eden kadın, papalığın yüzünden kaçtı.
Vahiy 12:6 Kadınsa çöle kaçtı. Orada bin iki yüz altmış gün beslenmesi için Tanrı tarafından hazırlanmış bir yeri vardı.
Bu bin iki yüz altmış gün süre, papalığın Avrupa’da 1260 sene boyunca egemen süren dönemi temsil ediyor. Valdensler gibi insanlar, papalıktan kaçıp dağlara gittiler. Orada gerçek ve ruhta Allah’a tapındılar. Valdensler Kutsal Kitap’ı, gizli gizli el yazısı ile çoğalttılar ve Avrupa’da pek çok yere gidip paylaştılar. İrlanda’da Columba ve dostları Tanrı’nın gerçeklerini ilan ettiler, İngiltere’de Wycliffe, Kutsal Kitap’ı İngilizce’ye çevirdi ve papalığın yanılgılarına karşı geldi. Papalık, onun hayatını almak için çok çaba harcadı. Hus ve Jerome gibi insanlar ortaya çıkıp gerçeği vaaz ettiler ve papalık onları öldürttü. Martin Luther, Reform hareketini en büyük haline getirdi. Alman prensleri, reform tarafında kaldıkları için reformu kurtardılar. İsviçre’de Zwingli, Fransa’da Lefevre, Calvin ve Berquin, Hollanda’da Menno Simons, İskandinavya’da Tausen, sonra İngiltere’de Tyndale Rab için çalıştılar. Milyonlarca kişi imanları için vahşi bir şekilde işkence görerek idam edildiler.
Orta Çağda Kutsal Kitap ve Kutsal Kitap bilgisi Avrupa’nın ülkelerine sunuldu. Gerçek ve yanılgı arasındaki mücadele yüzyıllar boyunca devam etti. Sonunda bir ülkede karanlık, ışık yerine seçildi ve millet bile bile gerçeği reddetti. Allah’ın Kutsal Ruh’unu geri çeviren halk, Şeytan’ın eline teslim edildi. Kötülüğün olgunlaşmasına bir daha izin verilecekti.
“Bir daha” dedim çünkü hatırlıyorsunuz Yeruşalim, yani Kudüs, Mesih’i açıkça reddederek Şeytan’ın eline düştü ve sonuç korkunç oldu.
Papalığın döneminde, Kutsal Kitap baskı altına alındı. Kutsal Kitap şu peygamberlikle bu dönemi tasvir ediyor:
Vahiy 11:2-11 Tapınağın dış avlusunu bırak, orayı ölçme. Çünkü orası, kutsal kenti kırk iki ay ayaklarıyla çiğneyecek olan uluslara verildi. 3 İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler. 4 Bunlar yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin ağacıyla iki kandilliktir. 5 Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir. 6 Peygamberlik ettikleri sürece yağmur yağmasın diye göğü kapamaya yetkileri vardır. Suları kana dönüştürme ve yeryüzünü, kaç kez isterlerse, her türlü belayla vurma yetkisine sahiptirler. 7 Tanıklık görevleri sona erince dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek. 8 Cesetleri, simgesel olarak Sodom ve Mısır diye adlandırılan büyük kentin anayoluna serilecek. Onların Rabbi de orada çarmıha gerilmişti. 9 Her halktan, oymaktan, dilden, ulustan insan üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, cesetlerinin mezara konulmasına izin vermeyecekler. 10 Yeryüzünde yaşayanlar onların bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yaşayanlara çok eziyet etmişti. 11 Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanrı'dan gelen yaşam soluğunu alınca ayağa kalktılar. Onları görenler dehşete kapıldı.
Kırk iki ay ve 1260 gün dönemleri aynıdır. Ön bildiren sembolik peygamberlik sözünde her ay 30 gün eder. 42 çarpı 30, 1260 gün yapar. Her gün bir seneyi simgeliyor. Böylece papalığın hakimiyeti 538 yılından 1798 yılına kadar sürdü. 1798 yılında Fransız bir orgeneral papayı tutukladı. O zamandan bu yana papalık daha önce yaptığı gibi gücünü kullanamadı.
Devam etmeden önce, buradaki kutsal kentin, kilise olduğunu tespit edelim. İlk önce, Filistin’deki Yeruşalim 70 yılında yıkıldı. M.S. 640 yılından 1917 yılına kadar, haç seferleri zamanı hariç, Yeruşalim genelde Müslümanların elindeydi. 1948 yılında Yeruşalim Israililerin eline geçti. Bu dönemler, (42 ay ve 1260 gün/sene) fiziksel Yeruşalim’in Yahudi olmayanların işgal zamanlarına uymaz. 1260 sene bu zamanlardan çıkmaz. Ancak dönemler, Allah’ın halkının papalık tarafından baskı gördüğü süreyle tam bir ahenk gösteriyor.
Galatians 4:26 Oysa göksel Yeruşalim özgürdür, annemiz odur.
Yeni Ahit’te, biyolojik Yahudiler değil, İsa’ya iman edenler Israil’dir. Göklerdeki Yeni Yeruşalim, imanlıları temsil ediyor.
Biz İsa Mesih’in Matta 24’teki açıklamasını, Luka 21’deki açıklamasıyla karşılaştırırsak, şu iki ayet paralel olarak çıkıyor:
Luka 21:24 Kılıçtan geçirilecek, tutsak olarak bütün uluslar arasına sürülecekler. Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek onların ayakları altında çiğnenecektir.
Matta 24:21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
Protestan Reformu, papalığın zulüm gücünü kısalttı. 1798 yılından biraz önce zulüm bitti.
Bu son ayetler kesinlikle M.S. 70 yılında Yeruşalim’in yıkılışı ile ilgili değildir çünkü İsa şöyle dedi:
Matta 24:29 “O günlerin sıkıntısından hemen sonra, ‘Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’ ”
Güneş, 70 yılında değil, 19 Mayıs 1780’de karardı. Yani, zulüm, 1798 yılından biraz önce bitecekti ve o zaman güneş kararacaktı. Öyle oldu.
Şimdi Vahiy’deki peygamberlik sözüne dönelim:
Vahiy 11:2-4 Tapınağın dış avlusunu bırak, orayı ölçme. Çünkü orası, kutsal kenti kırk iki ay ayaklarıyla çiğneyecek olan uluslara verildi. 3 İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler. 4 Bunlar yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin ağacıyla iki kandilliktir.
Bu iki tanık kimdir? Kim çul içinde 1260 sene boyunca peygamberlik etti? Bu iki tanık da iki zeytin ağacı ve kandillik nedir?
Mezmur 119:105 Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır.
Bu iki tanık, Eski ve Yeni Ahit olan Kutsal Yazılar’dır. Hem Eski hem de Yeni Ahit, Allah’ın yasasına ve İsa’daki kurtuluş planına tanıklık ediyor. Eski Ahit’teki kurban sistemi, İsa’nın bütün insanlar için gerçekleştiği kurbanına işaret ediyor. Eski Ahit’teki ön gören peygamberlik sözleri, İsa’nın hizmetine işaret ediyor. Papalığın Kutsal Kitap’ı yasakladığı sürece bu tanıklık simgeli olarak çul içinde yapıldı.
Vahiy 11:5-6 Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir. 6 Peygamberlik ettikleri sürece yağmur yağmasın diye göğü kapamaya yetkileri vardır. Suları kana dönüştürme ve yeryüzünü, kaç kez isterlerse, her türlü belayla vurma yetkisine sahiptirler.
Kutsal Kitap, Allah’ın yasasına itaat edenler için vaatler, isyan edenler için lanetler içeriyor. Bugünlerde çok kişi Kutsal Kitap’ı küçümsemekten çekinmez. Ancak onlar masum kalmayacak ve yargılanacaktır. Bu ikaz, Kutsal Yazılar’ın önemini, yasaları ve geçerliliği inkâr edenleri de içeriyor.
Vahiy 11:7-11 Tanıklık görevleri sona erince onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek. 8 Cesetleri, simgesel olarak Sodom ve Mısır diye adlandırılan büyük kentin anayoluna serilecek. Onların Rabbi de orada çarmıha gerilmişti. 9 Her halktan, oymaktan, dilden, ulustan insan üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, cesetlerinin mezara konulmasına izin vermeyecekler. 10 Yeryüzünde yaşayanlar onların bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yaşayanlara çok eziyet etmişti. 11 Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanrı'dan gelen yaşam soluğunu alınca ayağa kalktılar. Onları görenler dehşete kapıldı.
Tanıklık görevleri sona erince, yani, Grekçede olduğu gibi “ne zaman tanıklık görevleri sona gelse” ifadesi, 1798 yılına doğru işaret eder. Dipsiz derinliklerden çıkan canavar, papalık değildi, yeni bir şeytani araçtır. Bir kentten bahsediliyor. Kutsal Kitap, simgeli olarak öldürülecekti. Bu nedir?
Fransa’da, Fransa Devrimin süresinde, Kutsal Kitap’a karşı savaş açıldı. Medeni bir ulus, meclis halindeyken, Allah’ın varlığını inkâr etti ve sonra Kutsal Kitaplar toplanıp yakıldılar. Gelecek sefer biz bu peygamberlik sözlerine daha yakından bakacağız. Gelecek sefer, Kutsal Kitap’ın yasaklanması, Allah’ı yadsımanın neticesinin ne olacağını göreceğiz. Fransız Devrimi, dünyaya Allah’ı ve Kutsal Kitap’ı reddetme sonuçlarının neler olacağına korkunç bir örnektir. Vikipedi’de de şu ifadeyi kullandı: Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Biz bu peygamberlik sözünü inceledikçe, Kutsal Kitap’ın, nasıl geleceğ ön gördüğünü ve Kutsal Yazılar’a bir gerçek kaynağı olarak nasıl güvenebileceğinizi göreceksiniz. Kaçırmayın!
EK: Matta 24 ile Luka 21’in karşılaştırılması