26. İSA’NIN GELİŞİNİN BELİRTİLERİ
26_İsanın_gelişinin_belirtileri.pdf |
Bu vaaz serisine, Matta’nın 24. bölümü ile başladık. Kutsal Kitap’ın a bölümünde, İsa, kendi zamanından dünyanın sonuna kadar uzanan zaman çerçevesinde halkıyla ilgili önemli olayları önceden bildiriyor.
İlk önce İsa, eski Kudüs’ün, yani Yeruşalim’in yıkılışını önceden bildirdi. Bu olay, 70 yılında gerçekleşti. Sonra, İsa büyük sıkıntı zamanını işaret etti. Biz, önce putperest, sonra papalık Roması’nın Mesih’in gerçek imanlılarına nasıl zulmettiğini gördük. Papalığın Avrupa’daki hakimiyet zamanının, 538 yılından 1798 yılına kadar uzandığını inceledik. Bu zamana dair İsa şöyle söyledi:
Matta 24:21-22 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
İsa sözüne devam etti:
Matta 24:29-30 ‘‘O günlerin sıkıntısından hemen sonra, ‘Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’ 30 ‘‘O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
İsa bu dünyaya tekrar geliyor! Küçük bir bebek olarak, sonra küçümsenecek, reddedilecek ve çarmıha gerilecek birisi olarak gelmeyecek. Büyük güç ve görkemle gelecek. Bütün halklar ağlayıp dövünecek. Neden halklar ağlayıp dövünecek? Çünkü İsa’yı sözleriyle onurlandırırken gerçek ve ruhta O’nu reddediyorlar. “Hazreti İsa peygamberdir” derken O’nun çarmıhtaki kurtuluş eylemini inkâr ediyorlar. “Allah, Allah” derken, Allah’ın yasasını çiğniyorlar. İsa gelince o insanlar hazır olmayacak. İsa’nın görkemi onları yok edecek.
Fakat İsa, bizi ikinci gelişinin ne zaman olacağı konuda habersiz bırakmadı. Sıkıntı zamanından hemen sonra, gelişinin yakın olduğunu gösteren belirtiler olacak. Güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek. Bütün bunların zamanlaması nasıl? Bugün bunlarla ilgili konuşacağız.
Peygamber Yuhanna, İsa’nın gelişinden önce gerçekleşecek olan ilk büyük belirtiyi açıkladı. Yuhanna’nın sözleri şöyledir:
Vahiy 6:12-17 Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü. 13 İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında nasıl ham incirlerini dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü. 14 Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı. Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı. 15 Dünya kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendiler. 16 Dağlara, kayalara, ‘‘Üzerimize düşün!” dediler, ‘‘Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından saklayın bizi! 17 Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?”
İlk belirti, büyük deprem olacaktı. Güneş kararmadan, ay kan rengine dönmeden ve yıldızlar düşmeden önce büyük deprem olacaktı. İsa, güneş, ay ve yıldızlar belirtilerinin büyük sıkıntı zamanından hemen sonra olacağını söyledi. Papalığın 1260 senelik hakimiyet zamanının 1798 yılında sona erdiğini biliyoruz. Fakat İsa, “Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak” demişti. 1798 yılından 25 sene önce zulüm neredeyse tamamen sona ermişti. Böylece Yuhanna’nın önceden bildirdiği büyük depremi, 1773 yılından önce bekliyoruz. Böyle bir deprem o zamanda oldu mu? Oldu.
1 Kasım 1755’te Lizbon Portekiz’de o zamana dek görülmemiş derecede en şiddetli ve dikkat çekici deprem ve sonra bunu takiben bir tsunami oldu. Aziz yortusu gününe denk geldiği için pek çok kişi kiliselerdeydi. Deprembilim uzmanları, depremin Richter ölçeğine göre 8.5 ila 9 büyüklüğünde olduğunu tahmin ediyorlar. O zamanda Lizbon’un nüfuzu 230.000 civarındaydı. 10 bin ila 100 bin kişinin hayatlarını kaybetmesiyle, deprem o zamana dek bilinen en korkunç deprem oldu. Binaların %85i yok oldu. Şok dalgaları, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve İsviçre’de hissedildi. 2,880 kilometre mesafesinde olan İsveç ve Norveç’te bile hareket raporları vardı. Depremin yok etmediği şeyleri bir hafta süren yangınlar yok etti.
Sonraki tsunami dalgaları 6 metreden fazla yükseklikteydi. Çok sayıda kent su altında kaldı. Böyle bir deprem daha önce olmamıştı. İnsanlar şok oldu ve Allah’ı ve dünyanın sonunu düşündüler.
İlk büyük belirti olmuştu. İsa’ya göre büyük sıkıntı zamanından hemen sonra güneş, ay ve yıldızlarda belirtiler görülecekti. Böyle bir şey oldu mu? Oldu.
19 Mayıs 1780’de, güneş karardı ve ay kızıl göründü. Bir tanık şöyle yazdı:
Karanlığın ilk çöküşünden başlayarak, öğleden sonra saat dörde kadar olan gözlemleri, (Massachusetts Eyaleti) Ipswich Hamlet Pederi Bay Cutler’in evinde, genel kültür eğitim almış birkaç beyefendi tarafından yapılmıştır.
Bu olayın süre öncesi ve sonrasında dikkate değer bazı şeyler olmuştur. Kuzey Yarımküre birkaç günden beri duman ve rutubetten büyük oranda kararmıştı, öyle ki güneş ve ay olağan dışı bir kızıllıkta görünüyordu. Perşembe öğle sonrası ve akşamı, güneyi ve güney batıyı kalın bir bulut kaplamıştı, rüzgâr azdı. Cuma sabahı, bir kaç gün öncesinde de olduğu gibi, güneş kırmızı doğdu. Saat sekiz-dokuz arası güney batıdan gelen hafif bir esinti ile gelen bulutlar güneşi kapattı ve yağmur yağmaya başladı. Güney batıdan gelmeye devam eden bulutlar mevcut bulutların yoğunluğunu ve hareketlerindeki belirsizliği artırdı. Biz şiddetli bir fırtına ve yağmur bekledik ama ne var ki rüzgâr yeryüzüne yakın, hafif bir şekilde kalmaya devam etti, yağış oldu ama azdı. Saat on bir civarı karanlık dikkatimizi çekip, bizleri gözlemlemeye sevk edecek ölçüdeydi.
Saat on bir buçukta, tamamı güney-güney doğu cephesine bakan her biri 24 bölümden oluşan üç pencereli bir odada, gözleri keskin birisi bile iri harfleri okuyamazdı. Saat on iki civarı, pencereler hâlâ açıkken, bir mumun duvara düşürmüş olduğu gölgeler ancak geceleri görülebilecek şekilde belirgindi. Saat bir civarı, doğuda o ana kadar devam etmiş olan parıltı gitti ve ortalık daha önce hiç görülmemiş bir şekilde karanlığa büründü. Saat bir ile iki arası, batıdan esen bir rüzgâr ortamı biraz ferahlattı ve o kısımda ışıltı belirdi. Öğleden sonra saat iki civarı, tüm pencereler açık ve masada iki mum yanıyor iken yemek yedik. Karanlığın en yoğun olduğu sırada kimi tavuklar kümeslerine gitti, horozlar geceleri yaptıkları gibi birbirlerine sesle karşılık verdiler, gece kuşu olan çulluklar sadece geceleri yaptıkları şekilde öttüler, kurbağalar vırakladı. Kısacası, öğle vakti bir gece yarısı görüntüsü vardı. Saat üç gibi, batıdaki ışık güçlendi, bulutların hareketleri daha hızlı, renkleri daha belirgin ve daha önce hiç olmadığı kadar canlıydı. [Aurora Borealis adı verilen kutuplara yakın yerlerde görülen] kuzey ışıklarında rastlanan bir biçimde ani şimşekler ve parıltılar belirdi.
Kaynak: “Viator”dan 22 Mayıs 1780 tarihli mektup, 29 Mayıs 1780 tarihli The Boston Gazette and the Country Journal’da (s. 4)
Musa’nın zamanından o olay yana, böyle kesif, yaygın ve uzun karanlık hiç görülmemişti. Tam zamanında oldu, İsa söylediği gibi.
Melek’le ben Amerika’dayken bir kere yıldız kaymasını gözledik. Bir saat boyunca her beş dakikada belki bir yıldız kaydı. Büyük beklentiyle ve heyecanla gökyüzünü izledik. Bir saat boyunca galiba 15-20 yıldız kayması oldu. Nadir görülen bir şeyi izlemek büyük bir zevkti.
Ancak 13 Kasım 1833’te, Amerika’da, müthiş bir yıldız kayması olayı gözlemlendi. Tahminen saatte 60 bin yıldız kaydı. Düşünebilir misiniz? Her dakikada gökyüzünde 1000 yıldız kayması oluyordu. Harika bir şey! Dikkat çekici bir olaydı! Tarihte kaydedilmiş olan en büyük yıldız kayması oldu!
Olaylar ne zaman oldu? Büyük sıkıntı zamanından hemen sonra. İsa’nın söylediği gibi.
Peygamber Yoel, İsa’dan belki 600 sene önce, 19 Mayıs 1780 yılından neredeyse 2400 önce ne söyledi?
Yoel 2:31 RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek.
Bazı insanlar bana, “Bu belirtiler, neden en çok Amerika’da oldu? Neden bizim ülkemizde olmadı?” diye sorarak bu tezi çürütmeye çalışırlar. Ancak beraber düşünelim. İsa, dünyaya ilk gelişinde neden özel bir belirti sadece doğudan gelen yıldızbilimcilere göründü? Neden gökyüzünde yol gösteren yıldız, sadece o yıldızbilimcilere göründü? Neden melekler, İsa’nın olduğu yeri sadece birkaç çobana gösterdi? Neden rahiplere ve din bilginlerine ve önemli insanlara gösterilmedi? Çünkü o kibirli, kendilerine güvenenler, Kutsal Yazılar’ı, Mesih’in ne zaman ve nasıl geleceğini öğrenmek için araştırmıyorlardı. Hazır değildiler. Onlar, para ve ün peşinde koşuyorlardı.
Buna benzer bir şekilde, dünyanın çok yerinde bu güneş, ay ve yıldızlarda olan belirtileri anlayabilecek, bilmek isteyen kişi yoktu. Amerika’da bile, maalesef, dindarlık çok düşük bir hale gelmişti. İsa’nın ikinci gelişi ile ilgili olarak Kutsal Yazılar’ı araştıranlar çok azdı. Genelde din liderleri, şekilciliğe dönmüştü. Gerçek iman nadirdi. Ama bazı insanlar gerçeği arıyorlardı. Rab, onlara şaşırtıcı bir mesaj vermek için önemli insanları, ön gelenleri, kendi başarılarına ve akıllarına güvenenleri geçerek, tevazu ile gerçeği arayanları seçti. Gelecek sefer biz bundan bahsedeceğiz.
İsa tekrar geliyor. Kutsal Yazılar’dan aldığım kanıtlar ciddi. İsa’dan belki 600 sene önce peygamberlikte olan Yoel, İsa’nın kendisi ve İsa’dan 65 sene sonra yazan Yuhanna, yüzyıllar sonra gerçekleşecek aynı olayları açıkladılar. Bu kanıtlarla ne yapacaksınız? Siz onları ciddiye alıyor musunuz? Söylediğim şeylerin doğru olup olmadığını anlamak için Kutsal Yazılar’ı kendiniz için okuyor musunuz?
İsa tekrar geliyor. Hazır mısınız?
İlk önce İsa, eski Kudüs’ün, yani Yeruşalim’in yıkılışını önceden bildirdi. Bu olay, 70 yılında gerçekleşti. Sonra, İsa büyük sıkıntı zamanını işaret etti. Biz, önce putperest, sonra papalık Roması’nın Mesih’in gerçek imanlılarına nasıl zulmettiğini gördük. Papalığın Avrupa’daki hakimiyet zamanının, 538 yılından 1798 yılına kadar uzandığını inceledik. Bu zamana dair İsa şöyle söyledi:
Matta 24:21-22 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
İsa sözüne devam etti:
Matta 24:29-30 ‘‘O günlerin sıkıntısından hemen sonra, ‘Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’ 30 ‘‘O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
İsa bu dünyaya tekrar geliyor! Küçük bir bebek olarak, sonra küçümsenecek, reddedilecek ve çarmıha gerilecek birisi olarak gelmeyecek. Büyük güç ve görkemle gelecek. Bütün halklar ağlayıp dövünecek. Neden halklar ağlayıp dövünecek? Çünkü İsa’yı sözleriyle onurlandırırken gerçek ve ruhta O’nu reddediyorlar. “Hazreti İsa peygamberdir” derken O’nun çarmıhtaki kurtuluş eylemini inkâr ediyorlar. “Allah, Allah” derken, Allah’ın yasasını çiğniyorlar. İsa gelince o insanlar hazır olmayacak. İsa’nın görkemi onları yok edecek.
Fakat İsa, bizi ikinci gelişinin ne zaman olacağı konuda habersiz bırakmadı. Sıkıntı zamanından hemen sonra, gelişinin yakın olduğunu gösteren belirtiler olacak. Güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek. Bütün bunların zamanlaması nasıl? Bugün bunlarla ilgili konuşacağız.
Peygamber Yuhanna, İsa’nın gelişinden önce gerçekleşecek olan ilk büyük belirtiyi açıkladı. Yuhanna’nın sözleri şöyledir:
Vahiy 6:12-17 Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü. 13 İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında nasıl ham incirlerini dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü. 14 Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı. Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı. 15 Dünya kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendiler. 16 Dağlara, kayalara, ‘‘Üzerimize düşün!” dediler, ‘‘Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından saklayın bizi! 17 Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?”
İlk belirti, büyük deprem olacaktı. Güneş kararmadan, ay kan rengine dönmeden ve yıldızlar düşmeden önce büyük deprem olacaktı. İsa, güneş, ay ve yıldızlar belirtilerinin büyük sıkıntı zamanından hemen sonra olacağını söyledi. Papalığın 1260 senelik hakimiyet zamanının 1798 yılında sona erdiğini biliyoruz. Fakat İsa, “Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak” demişti. 1798 yılından 25 sene önce zulüm neredeyse tamamen sona ermişti. Böylece Yuhanna’nın önceden bildirdiği büyük depremi, 1773 yılından önce bekliyoruz. Böyle bir deprem o zamanda oldu mu? Oldu.
1 Kasım 1755’te Lizbon Portekiz’de o zamana dek görülmemiş derecede en şiddetli ve dikkat çekici deprem ve sonra bunu takiben bir tsunami oldu. Aziz yortusu gününe denk geldiği için pek çok kişi kiliselerdeydi. Deprembilim uzmanları, depremin Richter ölçeğine göre 8.5 ila 9 büyüklüğünde olduğunu tahmin ediyorlar. O zamanda Lizbon’un nüfuzu 230.000 civarındaydı. 10 bin ila 100 bin kişinin hayatlarını kaybetmesiyle, deprem o zamana dek bilinen en korkunç deprem oldu. Binaların %85i yok oldu. Şok dalgaları, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve İsviçre’de hissedildi. 2,880 kilometre mesafesinde olan İsveç ve Norveç’te bile hareket raporları vardı. Depremin yok etmediği şeyleri bir hafta süren yangınlar yok etti.
Sonraki tsunami dalgaları 6 metreden fazla yükseklikteydi. Çok sayıda kent su altında kaldı. Böyle bir deprem daha önce olmamıştı. İnsanlar şok oldu ve Allah’ı ve dünyanın sonunu düşündüler.
İlk büyük belirti olmuştu. İsa’ya göre büyük sıkıntı zamanından hemen sonra güneş, ay ve yıldızlarda belirtiler görülecekti. Böyle bir şey oldu mu? Oldu.
19 Mayıs 1780’de, güneş karardı ve ay kızıl göründü. Bir tanık şöyle yazdı:
Karanlığın ilk çöküşünden başlayarak, öğleden sonra saat dörde kadar olan gözlemleri, (Massachusetts Eyaleti) Ipswich Hamlet Pederi Bay Cutler’in evinde, genel kültür eğitim almış birkaç beyefendi tarafından yapılmıştır.
Bu olayın süre öncesi ve sonrasında dikkate değer bazı şeyler olmuştur. Kuzey Yarımküre birkaç günden beri duman ve rutubetten büyük oranda kararmıştı, öyle ki güneş ve ay olağan dışı bir kızıllıkta görünüyordu. Perşembe öğle sonrası ve akşamı, güneyi ve güney batıyı kalın bir bulut kaplamıştı, rüzgâr azdı. Cuma sabahı, bir kaç gün öncesinde de olduğu gibi, güneş kırmızı doğdu. Saat sekiz-dokuz arası güney batıdan gelen hafif bir esinti ile gelen bulutlar güneşi kapattı ve yağmur yağmaya başladı. Güney batıdan gelmeye devam eden bulutlar mevcut bulutların yoğunluğunu ve hareketlerindeki belirsizliği artırdı. Biz şiddetli bir fırtına ve yağmur bekledik ama ne var ki rüzgâr yeryüzüne yakın, hafif bir şekilde kalmaya devam etti, yağış oldu ama azdı. Saat on bir civarı karanlık dikkatimizi çekip, bizleri gözlemlemeye sevk edecek ölçüdeydi.
Saat on bir buçukta, tamamı güney-güney doğu cephesine bakan her biri 24 bölümden oluşan üç pencereli bir odada, gözleri keskin birisi bile iri harfleri okuyamazdı. Saat on iki civarı, pencereler hâlâ açıkken, bir mumun duvara düşürmüş olduğu gölgeler ancak geceleri görülebilecek şekilde belirgindi. Saat bir civarı, doğuda o ana kadar devam etmiş olan parıltı gitti ve ortalık daha önce hiç görülmemiş bir şekilde karanlığa büründü. Saat bir ile iki arası, batıdan esen bir rüzgâr ortamı biraz ferahlattı ve o kısımda ışıltı belirdi. Öğleden sonra saat iki civarı, tüm pencereler açık ve masada iki mum yanıyor iken yemek yedik. Karanlığın en yoğun olduğu sırada kimi tavuklar kümeslerine gitti, horozlar geceleri yaptıkları gibi birbirlerine sesle karşılık verdiler, gece kuşu olan çulluklar sadece geceleri yaptıkları şekilde öttüler, kurbağalar vırakladı. Kısacası, öğle vakti bir gece yarısı görüntüsü vardı. Saat üç gibi, batıdaki ışık güçlendi, bulutların hareketleri daha hızlı, renkleri daha belirgin ve daha önce hiç olmadığı kadar canlıydı. [Aurora Borealis adı verilen kutuplara yakın yerlerde görülen] kuzey ışıklarında rastlanan bir biçimde ani şimşekler ve parıltılar belirdi.
Kaynak: “Viator”dan 22 Mayıs 1780 tarihli mektup, 29 Mayıs 1780 tarihli The Boston Gazette and the Country Journal’da (s. 4)
Musa’nın zamanından o olay yana, böyle kesif, yaygın ve uzun karanlık hiç görülmemişti. Tam zamanında oldu, İsa söylediği gibi.
Melek’le ben Amerika’dayken bir kere yıldız kaymasını gözledik. Bir saat boyunca her beş dakikada belki bir yıldız kaydı. Büyük beklentiyle ve heyecanla gökyüzünü izledik. Bir saat boyunca galiba 15-20 yıldız kayması oldu. Nadir görülen bir şeyi izlemek büyük bir zevkti.
Ancak 13 Kasım 1833’te, Amerika’da, müthiş bir yıldız kayması olayı gözlemlendi. Tahminen saatte 60 bin yıldız kaydı. Düşünebilir misiniz? Her dakikada gökyüzünde 1000 yıldız kayması oluyordu. Harika bir şey! Dikkat çekici bir olaydı! Tarihte kaydedilmiş olan en büyük yıldız kayması oldu!
Olaylar ne zaman oldu? Büyük sıkıntı zamanından hemen sonra. İsa’nın söylediği gibi.
Peygamber Yoel, İsa’dan belki 600 sene önce, 19 Mayıs 1780 yılından neredeyse 2400 önce ne söyledi?
Yoel 2:31 RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek.
Bazı insanlar bana, “Bu belirtiler, neden en çok Amerika’da oldu? Neden bizim ülkemizde olmadı?” diye sorarak bu tezi çürütmeye çalışırlar. Ancak beraber düşünelim. İsa, dünyaya ilk gelişinde neden özel bir belirti sadece doğudan gelen yıldızbilimcilere göründü? Neden gökyüzünde yol gösteren yıldız, sadece o yıldızbilimcilere göründü? Neden melekler, İsa’nın olduğu yeri sadece birkaç çobana gösterdi? Neden rahiplere ve din bilginlerine ve önemli insanlara gösterilmedi? Çünkü o kibirli, kendilerine güvenenler, Kutsal Yazılar’ı, Mesih’in ne zaman ve nasıl geleceğini öğrenmek için araştırmıyorlardı. Hazır değildiler. Onlar, para ve ün peşinde koşuyorlardı.
Buna benzer bir şekilde, dünyanın çok yerinde bu güneş, ay ve yıldızlarda olan belirtileri anlayabilecek, bilmek isteyen kişi yoktu. Amerika’da bile, maalesef, dindarlık çok düşük bir hale gelmişti. İsa’nın ikinci gelişi ile ilgili olarak Kutsal Yazılar’ı araştıranlar çok azdı. Genelde din liderleri, şekilciliğe dönmüştü. Gerçek iman nadirdi. Ama bazı insanlar gerçeği arıyorlardı. Rab, onlara şaşırtıcı bir mesaj vermek için önemli insanları, ön gelenleri, kendi başarılarına ve akıllarına güvenenleri geçerek, tevazu ile gerçeği arayanları seçti. Gelecek sefer biz bundan bahsedeceğiz.
İsa tekrar geliyor. Kutsal Yazılar’dan aldığım kanıtlar ciddi. İsa’dan belki 600 sene önce peygamberlikte olan Yoel, İsa’nın kendisi ve İsa’dan 65 sene sonra yazan Yuhanna, yüzyıllar sonra gerçekleşecek aynı olayları açıkladılar. Bu kanıtlarla ne yapacaksınız? Siz onları ciddiye alıyor musunuz? Söylediğim şeylerin doğru olup olmadığını anlamak için Kutsal Yazılar’ı kendiniz için okuyor musunuz?
İsa tekrar geliyor. Hazır mısınız?