39. PEYGAMBERLİK SÖZÜNDEKİ ABD
39_peygamberlik_sözündeki_amerika_birleşik_devletleri.pdf |
Geçen sefer, Göklerdeki En Kutsal Yer’de, antlaşma sandığının içinde Tanrı’nın değişmeyen On Emir’ini gördük. Zamanın sonunda İsa gelmeden hemen önce bir grup ortaya çıkıyor:
Vahiy 14:12 Bu da, Tanrı'nın buyruklarını yerine getiren, İsa'ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.
Bu grup, Şabat Günü dahil, Tanrı’nın tüm buyruklarını yerine getiriyor.
Buna tezat olarak, 3. melek, başka bir gruba işaret ediyor:
Vahiy 14:9-10 Onları üçüncü bir melek izledi. Yüksek sesle şöyle diyordu: “Bir kimse canavara ve heykeline taparsa, alnına ya da eline canavarın işaretini koydurursa, Tanrı gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış Tanrı öfkesinin şarabından içecektir. Böylelerine kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek.”
Son zamanlarda iki grup olacak: biri Tanrı’nın buyruklarını yerine getiriyor diğeri ise canavara ve heykeline tapıyor, alnına ya da eline canavarın işaretini koyduruyor. Hangi grupta olacaksınız?
Bu ayetleri tam anlamak için, içindeki simgeleri anlamamız gerekiyor. Canavar, heykeli, ve işareti nedir? Bu peygamberlik hattı Vahiy 12’de başlıyor.
Vahiy 12:1-5 Gökte olağanüstü bir belirti, güneşe sarınmış bir kadın göründü. Ay ayaklarının altındaydı, başında on iki yıldızdan oluşan bir taç vardı. 2 Kadın gebeydi. Doğum sancıları içinde kıvranıyor, feryat ediyordu. 3 Ardından gökte başka bir belirti göründü: Yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. Yedi başında yedi taç vardı. 4 Kuyruğuyla gökteki yıldızların üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Sonra doğum yapmak üzere olan kadının önünde durdu; kadın doğurur doğurmaz ejderha çocuğu yutacaktı. 5 Kadın bir oğul, bütün ulusları demir çomakla güdecek bir erkek çocuk doğurdu. Çocuk hemen alınıp Tanrı'ya, Tanrı'nın tahtına götürüldü.
Peki, kadın kim? Doğru, peygamberlik sözünde kadın Tanrı’nın halkını temsil ediyor. Daha önce bunu tespit etmiştik. Ejderha kim? Doğru, bu Şeytan’dır.
Vahiy 12:9 Büyük ejderha -İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.
Peki, çocuk kimdir? Evet, sadece ve sadece İsa Mesih bütün ulusları güdecek ve Mesih dirildiği zaman Tanrı’nın yanına gitti. İsa doğar doğmaz kim onu yutmak üzereydi? Ayet bize ejderhanın onu yutacağını söylüyor. Fakat, Şetyan’ın aracısı kimdi? Evet, Kral Hirodes, iki yaşından küçük olan bütün çocukların öldürülmesini emretti. Hirodes, Romalı bir kraldı. Hristiyanlığın ilk 3 yüzyılında Hristiyanlığa en çok baskı yapan putperest Roma’ydı. O yüzden ejderha öncelikle Şeytan’ı simgeliyor fakat ikinci anlamda putperest Roma’yı simgeliyor.
Peygamberlik sözü Vahiy 13’te devam ediyor:
Vahiy 13:1 Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı. 2 Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi. 3 Canavarın başlarından biri ölümcül bir yara almışa benziyordu. Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın ardından gitti. 4 İnsanlar canavara yetki veren ejderhaya taptılar. “Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?” diyerek canavara da taptılar. 5 Canavara, kurumlu sözler söyleyen, küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi. 6 Tanrı'ya küfretmek, O'nun adına ve konutuna, yani gökte yaşayanlara küfretmek için ağzını açtı. 7 Kutsallarla savaşıp onları yenmesine izin verildi. Canavar her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılındı. 8 Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabına adı yazılmamış olan herkes ona tapacak. 9 Kulağı olan işitsin! 10 Tutsak düşecek olan tutsak düşecek. Kılıçla öldürülecek olan kılıçla öldürülecek.
Bu canavar kimdir? Bu canavar papalıktır. Papalık, putperest Roma’nın yetkisini, gücünü ve yerini aldı. Papalık, günah affetmek ve Tanrı’ya haz olan diğer yetkilerini kendisine özelleştirerek Tanrı’ya küfrediyor. Valdensleri, Huss’ı, Jerome’i ve daha milyonlarca isimsiz insanı baskı ve işkenceyle öldürerek “kutsallarla savaşıp onları” yendi. Bu peygamberlik, Daniel 7’deki küçük boyunuzun tarifi ile hemen hemen aynıdır ve bunlar papalığa işaret ediyor.
“Kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi.” Daha önce bu zaman çerçevesine bakmıştık. 42 ay ve ‘zaman, zamanlar ve yarım zaman’ ve 1260 gün aynı zaman çerçevesidir yani, 1260 sene. M.S. 538 yılından 1798 yılına kadar, yani tam 1260 sene, papalık hakim oldu. Avrupa’da ve kendi otoritesini tanımayan herkes baskı gördü. 1798 yılında Fransız ordusu, papayı tutsak aldı ve papalık böylece “ölümcül bir yara al[dı].” Tutsak düşecek olan tutsak düştü. Kılıçla öldürülecek olan kılıçla öldürüldü. Fakat Kutsal Kitap şöyle diyor:
Vahiy 13:3 Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın ardından gitti.
1929 yılında İtalya, Vatikan’ı özerk bir devlet olarak tanıdı. Ölümcül yara iyileşmişti.
Bu noktada peygamber Yuhanna başka bir simge gördü.
Vahiy 13:11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.
Bu canavarın görünümü ve çıkışı, Daniel 7’deki yaratıklarınkinden farklıdır. Daniel 7’de, ülkeler, Babil, Med-Pers, Grek ve Roma, vahşi hayvanlar olarak simgeleniyor. Onlar, şöyle bir ortamda çıktılar:
Daniel 7:2-3 şöyle dedi: “Gece bir görümde göğün dört rüzgârın büyük denize saldırdığını gördüm. Denizden birbirinden farklı dört büyük yaratık çıktı.
Vahiy 17:15 in kendi içinde açıklama var. Burada sular, insanları temsil ediyor:
Vahiy 17:15 Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi.
Rüzgârlar, çekişmeleri temsil ediyor.
Yeremya 49:36-37 “Üzerine göğün dört ucundan dört rüzgarı gönderecek, Halkını bu rüzgarlara dağıtacağım. Elam sürgünlerinin gitmediği bir ulus kalmayacak. 37 Düşmanlarının önünde, can düşmanlarının önünde Elam'ı darmadağın edeceğim. Başlarına felaket gönderecek, şiddetli öfkemi yağdıracağım” diyor RAB, “Onları büsbütün yok edene dek peşlerine kılıcı salacağım.”
Rüzgârlar, ulusları iktidara çıkaran korkunç fetihleri ve devrimleri simgeliyor. Kutsal Yazılar’ın simgelerini çözmek için kullandığımız yöntemi fark ettiniz mi? Biz Kutsal Yazılar’ı tarayarak simgeleri karşılaştırdık. Kafamızdan bir şey yapmadık. Çok kişi tuhaf yorumlara varıyorlar çünkü Kutsal Kitap’a, kendi simgelerini tanıtmak için izin vermiyorlar, kendi insani fikirlerini ekliyorlar.
Kuzu gibi boynuzlu canavar yerden çıktı. Kendisini oluşturmak için başka bir ülkeyi fethetmek gerekmiyordu. Boş bir yerden, azar azar ve barış içinde çıktı. O zaman, eski dünyada çıkmadı, çünkü eski dünyada boş bir yer yoktu. Batıda çıktı.
Dünyanın dikkatini çeken ve büyük olacağı beklentisi içinde hangi ülke 1798 yılında çıkıyordu? Kuşkusuz bu güç Amerika Birleşik Devletleridir.
Canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı. Kuzu boynuzları gençliği, masumiyeti ve nezaketi simgeliyor. İlk olarak 1798 yılında ortaya çıktığı zaman bu simgeler yerindeydiler. Pek çok kişi, kralların eziyetinden ve rahiplerin hoşgörüsüzlüğünden kaçıp Amerika’ya gitti. İlk gidenlerin arasında, insan hakları ve din özgürlüğü üzerine bir devlet kurmak isteyenler vardı. Bağımsızlık Bildirgesi’nde şu kavramlar bulunuyor: “Tüm insanlar eşit yaratıldılar ve onlara Yaratıcıları tarafından, yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişmek gibi vazgeçilemez haklar verildi.” Amerikan anayasası, insanlara kendi kendilerini yönetme hakkını ve güvencesini verir. En çok oy alan temsilcilerin yasaları çıkarmalarını ve yürütmelerini sağlar. Dinsel inanç özgürlüğünü de tanır. Herkes Allah’a kendi vicdanının emrettiği şekilde ibadet etme hakkına sahiptir. Vicdan ve inanç özgürlüğü, Protestan kavramlarıdırlar. Bu yüzden, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Cumhuriyetçilik ve Protestanlık ulusun temel ilkeleri oldu. Gücünün ve zenginliğinin sırrı bu ilkelerdedir. Amerika, bu ilkelere ne kadar sırt çevirirse, gücünü o kadar kaybedecektir. Çünkü Allah, bunlara göre ülkeleri bereketler. Kulağı olan işitsin.
Maalesef Amerika, genç, masum ve nazik olarak kalmadı. Kutsal Kitap şöyle diyor:
Vahiy 13:11 “…ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.”
Bir ülkenin “ses çıkarması,” yasama ve yargılama yetkililerinin eylemleridir.
Vahiy 13:12-14 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu.
Bu ikinci canavar, “İlk canavarın bütün yetkisini” kullanarak ve “ejderha gibi” konuşarak, ejderhanın ve ilk canavarın temsil ettiği ülkelerin hoşgörüsüzlüğünü ve zulmünü yapacak.
Siz bana, “Amerika Birleşik Devletleri, emperyalisttir. Petrolü ve başka doğal kaynakları sömürmek için gücünü kullanıyor” diyebilirsiniz. Doğru, fakat Kutsal Kitap en çok bu şeylerden bahsetmiyor. Özellikle bir konuda ejderha gibi konuşacağına işaret ediyor. Din konusunda. “İlk canavara tapmaya zorluyordu.” İlk canavar papalıktır. Amerika Birleşik Devletleri, papalığın onuruna bir uygulamayı bir şekilde zorlayacak. Kendi Bağımsızlık Bildirgesi’ne ve anayasasına aykırı olmasına rağmen, insanları kontrol etmek için parasını, ordusunu ve etkisini kullanacak.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucuları, dinin, devletin güçlerini kullanmasını istemediler. Kaçınılmaz sonuç hoşgörüsüzlük ve zulümdür. Amerikan anayasası şöyle der:
“Kongre, herhangi bir dinin tesis edilmesiyle ilgili, ya da onun özgürce uygulanmasını yasaklayan bir kanun çıkaramaz,” ve “Amerika Birleşik Devletleri’nde herhangi bir kamu kuruluşunda görev almak için yeterlilik göstergesi olarak hiçbir din ikrarı istenmeyecektir.”
ABD bir din uygulamasını, sadece bu kavramları çiğneyerek zorlayabilir. Fakat bu tutarsızlık, sembolde gözüküyor. Kuzu gibi iki boynuzu var fakat ejderha gibi konuşuyor.
Vahiy 13:14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu.
“Onlara” ve “yapmalarını” kelimeleri kullanıldığı için anlıyoruz ki yasalama hakkı millettedir. Bu da ABD’ye işaret ediyor.
Arkadaşlar, konuşalım. Bu son 38 vaazda Katolik Kilisesi ile ilgili bayağı olumsuz şeyler paylaştık. Bunlar, tarihsel olaylardır. Bazı insanlar, “Siz Kotaliklerden nefret ediyorsunuz” diyebilir ama doğru değildir. Neredeyse bütün reformcular Katolik’tiler. İsa bize, düşmanlarımızı dahil herkesi sevmemizi buyurdu. Katolikleri seviyoruz. Şüphesiz iyi insanlar var o sistemde.
Vahiy 18:4 Gökten başka bir ses işittim: “Ey halkım!” diyordu. “Onun günahlarına ortak olmamak, Uğradığı belalara uğramamak için çık oradan!”
Rab onlara, “halkım” diyor. Buna karşı değiliz. Fakat, Kutsal Kitap bize, Vahiy 13’teki ilk canavarın papalık olduğunu gösteriyor ve ona göre vaaz etmemiz lazım.
Ben bir Türk vatandaşıyım ama aslen Amerikalıyım. Amerikalılardan nefret ediyor muyum? Hayır. Onları seviyorum. İyi insanlar var orada. Vatanımdan nefret ediyor muyum? Hayır. Fakat Kutsal Kitap bize Vahiy 13’teki ikinci canavarın Amerika Birleşik Devletleri olduğunu gösteriyor ve ona göre vaaz etmemiz lazım. Amerika ve papalık son zamanlarda birlik içinde, Allah’a karşıt bir din uygulamasını zorlayacaklar. Gelecek sefer bu şeyleri daha detaylı bir şekilde anlatacağız. Bu konular, dünyadaki tüm insanları ilgilendiriyor çünkü zamanın sonunda sadece iki grup olacak: 1. Canavara ve heykeline tapanlar veya alnına ya da eline canavarın işaretini koyduranlar 2. Tanrı’nın buyruklarını yerine getirenler.
Seçim sizde.
Vahiy 14:12 Bu da, Tanrı'nın buyruklarını yerine getiren, İsa'ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.
Bu grup, Şabat Günü dahil, Tanrı’nın tüm buyruklarını yerine getiriyor.
Buna tezat olarak, 3. melek, başka bir gruba işaret ediyor:
Vahiy 14:9-10 Onları üçüncü bir melek izledi. Yüksek sesle şöyle diyordu: “Bir kimse canavara ve heykeline taparsa, alnına ya da eline canavarın işaretini koydurursa, Tanrı gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış Tanrı öfkesinin şarabından içecektir. Böylelerine kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek.”
Son zamanlarda iki grup olacak: biri Tanrı’nın buyruklarını yerine getiriyor diğeri ise canavara ve heykeline tapıyor, alnına ya da eline canavarın işaretini koyduruyor. Hangi grupta olacaksınız?
Bu ayetleri tam anlamak için, içindeki simgeleri anlamamız gerekiyor. Canavar, heykeli, ve işareti nedir? Bu peygamberlik hattı Vahiy 12’de başlıyor.
Vahiy 12:1-5 Gökte olağanüstü bir belirti, güneşe sarınmış bir kadın göründü. Ay ayaklarının altındaydı, başında on iki yıldızdan oluşan bir taç vardı. 2 Kadın gebeydi. Doğum sancıları içinde kıvranıyor, feryat ediyordu. 3 Ardından gökte başka bir belirti göründü: Yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. Yedi başında yedi taç vardı. 4 Kuyruğuyla gökteki yıldızların üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Sonra doğum yapmak üzere olan kadının önünde durdu; kadın doğurur doğurmaz ejderha çocuğu yutacaktı. 5 Kadın bir oğul, bütün ulusları demir çomakla güdecek bir erkek çocuk doğurdu. Çocuk hemen alınıp Tanrı'ya, Tanrı'nın tahtına götürüldü.
Peki, kadın kim? Doğru, peygamberlik sözünde kadın Tanrı’nın halkını temsil ediyor. Daha önce bunu tespit etmiştik. Ejderha kim? Doğru, bu Şeytan’dır.
Vahiy 12:9 Büyük ejderha -İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.
Peki, çocuk kimdir? Evet, sadece ve sadece İsa Mesih bütün ulusları güdecek ve Mesih dirildiği zaman Tanrı’nın yanına gitti. İsa doğar doğmaz kim onu yutmak üzereydi? Ayet bize ejderhanın onu yutacağını söylüyor. Fakat, Şetyan’ın aracısı kimdi? Evet, Kral Hirodes, iki yaşından küçük olan bütün çocukların öldürülmesini emretti. Hirodes, Romalı bir kraldı. Hristiyanlığın ilk 3 yüzyılında Hristiyanlığa en çok baskı yapan putperest Roma’ydı. O yüzden ejderha öncelikle Şeytan’ı simgeliyor fakat ikinci anlamda putperest Roma’yı simgeliyor.
Peygamberlik sözü Vahiy 13’te devam ediyor:
Vahiy 13:1 Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı. 2 Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi. 3 Canavarın başlarından biri ölümcül bir yara almışa benziyordu. Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın ardından gitti. 4 İnsanlar canavara yetki veren ejderhaya taptılar. “Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?” diyerek canavara da taptılar. 5 Canavara, kurumlu sözler söyleyen, küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi. 6 Tanrı'ya küfretmek, O'nun adına ve konutuna, yani gökte yaşayanlara küfretmek için ağzını açtı. 7 Kutsallarla savaşıp onları yenmesine izin verildi. Canavar her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılındı. 8 Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabına adı yazılmamış olan herkes ona tapacak. 9 Kulağı olan işitsin! 10 Tutsak düşecek olan tutsak düşecek. Kılıçla öldürülecek olan kılıçla öldürülecek.
Bu canavar kimdir? Bu canavar papalıktır. Papalık, putperest Roma’nın yetkisini, gücünü ve yerini aldı. Papalık, günah affetmek ve Tanrı’ya haz olan diğer yetkilerini kendisine özelleştirerek Tanrı’ya küfrediyor. Valdensleri, Huss’ı, Jerome’i ve daha milyonlarca isimsiz insanı baskı ve işkenceyle öldürerek “kutsallarla savaşıp onları” yendi. Bu peygamberlik, Daniel 7’deki küçük boyunuzun tarifi ile hemen hemen aynıdır ve bunlar papalığa işaret ediyor.
“Kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi.” Daha önce bu zaman çerçevesine bakmıştık. 42 ay ve ‘zaman, zamanlar ve yarım zaman’ ve 1260 gün aynı zaman çerçevesidir yani, 1260 sene. M.S. 538 yılından 1798 yılına kadar, yani tam 1260 sene, papalık hakim oldu. Avrupa’da ve kendi otoritesini tanımayan herkes baskı gördü. 1798 yılında Fransız ordusu, papayı tutsak aldı ve papalık böylece “ölümcül bir yara al[dı].” Tutsak düşecek olan tutsak düştü. Kılıçla öldürülecek olan kılıçla öldürüldü. Fakat Kutsal Kitap şöyle diyor:
Vahiy 13:3 Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın ardından gitti.
1929 yılında İtalya, Vatikan’ı özerk bir devlet olarak tanıdı. Ölümcül yara iyileşmişti.
Bu noktada peygamber Yuhanna başka bir simge gördü.
Vahiy 13:11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.
Bu canavarın görünümü ve çıkışı, Daniel 7’deki yaratıklarınkinden farklıdır. Daniel 7’de, ülkeler, Babil, Med-Pers, Grek ve Roma, vahşi hayvanlar olarak simgeleniyor. Onlar, şöyle bir ortamda çıktılar:
Daniel 7:2-3 şöyle dedi: “Gece bir görümde göğün dört rüzgârın büyük denize saldırdığını gördüm. Denizden birbirinden farklı dört büyük yaratık çıktı.
Vahiy 17:15 in kendi içinde açıklama var. Burada sular, insanları temsil ediyor:
Vahiy 17:15 Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi.
Rüzgârlar, çekişmeleri temsil ediyor.
Yeremya 49:36-37 “Üzerine göğün dört ucundan dört rüzgarı gönderecek, Halkını bu rüzgarlara dağıtacağım. Elam sürgünlerinin gitmediği bir ulus kalmayacak. 37 Düşmanlarının önünde, can düşmanlarının önünde Elam'ı darmadağın edeceğim. Başlarına felaket gönderecek, şiddetli öfkemi yağdıracağım” diyor RAB, “Onları büsbütün yok edene dek peşlerine kılıcı salacağım.”
Rüzgârlar, ulusları iktidara çıkaran korkunç fetihleri ve devrimleri simgeliyor. Kutsal Yazılar’ın simgelerini çözmek için kullandığımız yöntemi fark ettiniz mi? Biz Kutsal Yazılar’ı tarayarak simgeleri karşılaştırdık. Kafamızdan bir şey yapmadık. Çok kişi tuhaf yorumlara varıyorlar çünkü Kutsal Kitap’a, kendi simgelerini tanıtmak için izin vermiyorlar, kendi insani fikirlerini ekliyorlar.
Kuzu gibi boynuzlu canavar yerden çıktı. Kendisini oluşturmak için başka bir ülkeyi fethetmek gerekmiyordu. Boş bir yerden, azar azar ve barış içinde çıktı. O zaman, eski dünyada çıkmadı, çünkü eski dünyada boş bir yer yoktu. Batıda çıktı.
Dünyanın dikkatini çeken ve büyük olacağı beklentisi içinde hangi ülke 1798 yılında çıkıyordu? Kuşkusuz bu güç Amerika Birleşik Devletleridir.
Canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı. Kuzu boynuzları gençliği, masumiyeti ve nezaketi simgeliyor. İlk olarak 1798 yılında ortaya çıktığı zaman bu simgeler yerindeydiler. Pek çok kişi, kralların eziyetinden ve rahiplerin hoşgörüsüzlüğünden kaçıp Amerika’ya gitti. İlk gidenlerin arasında, insan hakları ve din özgürlüğü üzerine bir devlet kurmak isteyenler vardı. Bağımsızlık Bildirgesi’nde şu kavramlar bulunuyor: “Tüm insanlar eşit yaratıldılar ve onlara Yaratıcıları tarafından, yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişmek gibi vazgeçilemez haklar verildi.” Amerikan anayasası, insanlara kendi kendilerini yönetme hakkını ve güvencesini verir. En çok oy alan temsilcilerin yasaları çıkarmalarını ve yürütmelerini sağlar. Dinsel inanç özgürlüğünü de tanır. Herkes Allah’a kendi vicdanının emrettiği şekilde ibadet etme hakkına sahiptir. Vicdan ve inanç özgürlüğü, Protestan kavramlarıdırlar. Bu yüzden, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Cumhuriyetçilik ve Protestanlık ulusun temel ilkeleri oldu. Gücünün ve zenginliğinin sırrı bu ilkelerdedir. Amerika, bu ilkelere ne kadar sırt çevirirse, gücünü o kadar kaybedecektir. Çünkü Allah, bunlara göre ülkeleri bereketler. Kulağı olan işitsin.
Maalesef Amerika, genç, masum ve nazik olarak kalmadı. Kutsal Kitap şöyle diyor:
Vahiy 13:11 “…ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.”
Bir ülkenin “ses çıkarması,” yasama ve yargılama yetkililerinin eylemleridir.
Vahiy 13:12-14 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu.
Bu ikinci canavar, “İlk canavarın bütün yetkisini” kullanarak ve “ejderha gibi” konuşarak, ejderhanın ve ilk canavarın temsil ettiği ülkelerin hoşgörüsüzlüğünü ve zulmünü yapacak.
Siz bana, “Amerika Birleşik Devletleri, emperyalisttir. Petrolü ve başka doğal kaynakları sömürmek için gücünü kullanıyor” diyebilirsiniz. Doğru, fakat Kutsal Kitap en çok bu şeylerden bahsetmiyor. Özellikle bir konuda ejderha gibi konuşacağına işaret ediyor. Din konusunda. “İlk canavara tapmaya zorluyordu.” İlk canavar papalıktır. Amerika Birleşik Devletleri, papalığın onuruna bir uygulamayı bir şekilde zorlayacak. Kendi Bağımsızlık Bildirgesi’ne ve anayasasına aykırı olmasına rağmen, insanları kontrol etmek için parasını, ordusunu ve etkisini kullanacak.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucuları, dinin, devletin güçlerini kullanmasını istemediler. Kaçınılmaz sonuç hoşgörüsüzlük ve zulümdür. Amerikan anayasası şöyle der:
“Kongre, herhangi bir dinin tesis edilmesiyle ilgili, ya da onun özgürce uygulanmasını yasaklayan bir kanun çıkaramaz,” ve “Amerika Birleşik Devletleri’nde herhangi bir kamu kuruluşunda görev almak için yeterlilik göstergesi olarak hiçbir din ikrarı istenmeyecektir.”
ABD bir din uygulamasını, sadece bu kavramları çiğneyerek zorlayabilir. Fakat bu tutarsızlık, sembolde gözüküyor. Kuzu gibi iki boynuzu var fakat ejderha gibi konuşuyor.
Vahiy 13:14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu.
“Onlara” ve “yapmalarını” kelimeleri kullanıldığı için anlıyoruz ki yasalama hakkı millettedir. Bu da ABD’ye işaret ediyor.
Arkadaşlar, konuşalım. Bu son 38 vaazda Katolik Kilisesi ile ilgili bayağı olumsuz şeyler paylaştık. Bunlar, tarihsel olaylardır. Bazı insanlar, “Siz Kotaliklerden nefret ediyorsunuz” diyebilir ama doğru değildir. Neredeyse bütün reformcular Katolik’tiler. İsa bize, düşmanlarımızı dahil herkesi sevmemizi buyurdu. Katolikleri seviyoruz. Şüphesiz iyi insanlar var o sistemde.
Vahiy 18:4 Gökten başka bir ses işittim: “Ey halkım!” diyordu. “Onun günahlarına ortak olmamak, Uğradığı belalara uğramamak için çık oradan!”
Rab onlara, “halkım” diyor. Buna karşı değiliz. Fakat, Kutsal Kitap bize, Vahiy 13’teki ilk canavarın papalık olduğunu gösteriyor ve ona göre vaaz etmemiz lazım.
Ben bir Türk vatandaşıyım ama aslen Amerikalıyım. Amerikalılardan nefret ediyor muyum? Hayır. Onları seviyorum. İyi insanlar var orada. Vatanımdan nefret ediyor muyum? Hayır. Fakat Kutsal Kitap bize Vahiy 13’teki ikinci canavarın Amerika Birleşik Devletleri olduğunu gösteriyor ve ona göre vaaz etmemiz lazım. Amerika ve papalık son zamanlarda birlik içinde, Allah’a karşıt bir din uygulamasını zorlayacaklar. Gelecek sefer bu şeyleri daha detaylı bir şekilde anlatacağız. Bu konular, dünyadaki tüm insanları ilgilendiriyor çünkü zamanın sonunda sadece iki grup olacak: 1. Canavara ve heykeline tapanlar veya alnına ya da eline canavarın işaretini koyduranlar 2. Tanrı’nın buyruklarını yerine getirenler.
Seçim sizde.