allah_kavramınız_nedirme.docx | |
File Size: | 33 kb |
File Type: | docx |
Eski zamanlarda bir baba, oğlunu yanına çağırır.
“Oğlum.”
“Efendim baba.”
“Ben pak fazla yaşamayacağım. Sen tek oğlumsun. Ben ölünce bütün tarlalarım sana geçecek. Ancak önce senin bu mirası almaya lâyık olduğundan emin olmak istiyorum. Söyleyeceğimi yerine getirirsen belki tarlalarımı sana bırakırım. Ama yapmazsan, ben ölmeden önce bütün tarlalarımı satıp paramı bir başkasına vereceğim. Yapacağın şey şu: Şu an hasat mevsimi. Tarlalarımda bir ay çalışacaksın. Hasadı çuvalayıp ambarımıza koyacaksın. Ondan sonra dedemin meleketine gideceksin. Oraya giderken oruç tutacaksın. Orada dedemin mezarının önünde dua edeceksin. Hepsini yaparsan belki mirasçı olacaksın” dedi.
“Tamam baba yaparım. Ancak “belki” dedin. Ne demek “belki”? Hepsini yaptıktan sonra mirasımı alacağım kesin değil mi?”
“Kesinlik yok. Yeteri kadar çalışman lazım. Ben bakacağım. Yeterince ürün toplarsan, iyice oruç tutarsan, dua edersen belki kabul ederim. Ama söz vermem.”
“Baba, beni sevmiyor musun?” dedi oğlu.
“Oğlum! Böyle bir şey sorulur mu? Ben senin babanım.”
“Özür dilerim baba. Ancak ne kadar ürün gerekiyor? Seni hoşnut edecek kadar iyice oruç tuttuğumu nasıl bilebilirim? Dedenin mezarının önünde edeceğim dualarımın seni hoşnut edeceğini nasıl bilebilirim?”
“Ben karar verene kadar bilemeyeceksin.”
Öyle sözlerle oğlu içi rahatsız halde tarlalara gidip işe başladı. Her gün beş vakit, toplayıp çuvalladığı ürünü ambara götürdü. Ancak her yük kaldırdığı zaman oğul merak etti. “Bu kadar ürün yetecek mi? Mirasımı alacak mıyım almayacak mıyım? Babam gerçekten beni seviyor mu? Neden hep “belki” dedi? Yapacağım işin yeterli olacağını bilseydim memnuniyetle yapardım. Ama şimdi telaş içinde şüpheyle çalışıyorum. Neşem kaçtı. Bu işte zevk yok. Yüklü bir görev bu” dedi.
Bir gün tarlada çalışırken komşu taralasında şarkı söyleyen iki kişinin çalıştığını gördü. Öğlede oğul onlarla konuşmaya başladı.
“Siz iş yaparken şarkı söylüyorsunuz. Çok mutlu çalışıyorsunuz.”
“Evet” komşu dedi. “Babam beni tarlaya çalışmak için gönderdi.”
Oğul: “Ben de babamın tarlalarında çalışıyorum. Babam dedi ki yeterince çalışırsam belki bu tarlaları bana miras olarak bırakabilirmiş.”
Komşu: “Öyle mi? Peki ne kadar çalışman lazım?”
Oğul: “Belli değil. Bir ay çalışacağım. Her gün beş vakit doldurduğum çuvalları ambara götürüyorum. Ondan sonra oruç tutarak babamın dedesinin memleketine gidip mezarının önünde dua etmek zorundayım. Babamı hoşnut ederesem babam belki tarlalarını başkasını satmayacak, bana miras olarak bırakabilir.”
Komşu: “Çok stres yaşıyorsun galiba. Hiçbir güvencen yok.”
Oğul: “Peki senin durumun nedir?”
Komşu: “Babam beni de tarlasına çalışmam için gönderdi. Bana, “sözümü tutarsan, söylediğimi yaparsan, kesin, sahip olduğum her şey senin olacak. Söz” dedi. Ben ona, “Ne yapmam lazım babam?” diye sordum. O bana, “Vergi dairesinde borcumu kapatacaksın. 50 milyon TL. Ondan sonra bir ay çalışacaksın tarlamda. 200 çuval toplayacaksın. Öyle yaparsan kesin hepsini sana vereceğim.” Ben babama, “Baba, borcunu asla kapatamam. 50 milyon TL’im yok ki. 200 çuval ürünü tek başıma toplamam mümkün değil.” Babam bana, “Oğlum, o kadar paran olmadığını biliyorum. Sen tarladayken ben öderim. Bir de senin yanına bir yardımcı gönderirim. Sen elinden gelini yap. Yardımcı seninle çalışacak. Mutlaka onunla beraber 200 çuval doldurursun. Kafana takma. Benim planım işe yarar. Sözlerime inanıyor musun?” Babama “Sana güveniyorum” dedim. Ve öyle oluyor. Biz çalışırken şarkı söylüyoruz çünkü babam ne yaptığını biliyor. Ona güveniyorum. Yardımıcı yanımdayken kuşkusuz biz başarılı olacağız. Ancak yardımıcıyı reddedersem, kötü muamele yaparsam kesin kendi başıma 200 çuval dolduramam.”
Oğul: “Demek senin baban seni çok seviyor. Öyle söyledi mi hiç?”
Komşu: “Evet, açıkça söyledi. Ancak sözden çok, eylemleriyle beni sevdiğini biliyorum. Çünkü beni hiç şüphe içinde bırakmadı.”
Pek çok kişinin Allah kavramı, hikâyemizdeki ilk baba gibidir. O baba, oğuluna hiçbir miras güvencesini vermiyor. Hep bir şey istiyor, yardım yok. Sadece “çalış” emri. Bunun yanı sıra sevgi ifadesi de yok. Belki sizin de Allah kavramınız böyledir. Allah’a saygı gösteriyorsun mecburen, fakat siz sadece bir kulsunuz. Belki “Allah’ı seviyorum” diyorsunuz çünkü öyle demezseniz ayıp olur. Ancak yüreğinizde sizi hareket ettiren içgüdünün sadece cezadan korkmak ya da ödül kazanmak mı olduğunu merak ediyorsunuz? Öyleyse sizin Allah’a hizmetiniz sevgiden kaynaklanmıyor değil mi? Sizin Allah’la ilişkiniz sadece köleliktir.
Şeytan, bizim Allah’a böyle bakmamızı istiyor. Şeytan, kendi niteliklerini Rabb’e atfediyor. Çünkü Şeytan, biz Tanrı’mızı olduğu gibi bir görürsek, üzerimize uygulamaya çalıştığı hilelerin gücünü kaybedeceğini biliyor.
Allah, sözünde sevgisini açıkça belirtiyor:
Yeremya 31:3 Ona uzaktan görünüp şöyle dedim: Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim, Bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.
Yaratıcımız bizi kendisine çekiyor. O bizi arıyor. Eğer Allah’ı arıyorsanız, mutlaka siz sadece O’nun sizi çekmesine karşılık veriyorsunuz.
Romalılar 2:4 Tanrı'nın sınırsız iyiliğini, hoşgörüsünü, sabrını hor mu görüyorsun? O'nun iyiliğinin seni tövbeye yönelttiğini bilmiyor musun?
Rab sizi kendisine, Ruhuyla ve size iyiliğini göstererek çekiyor.
Allah, eylemleriyle sevgisini gösteriyor. Biz, günah borcumuzu kapatamıyoruz. Hikâyemizdeki komşu gibi, gücümüz yetmiyor. Çünkü günahın ücreti sonsuz ölümdür. Ancak göklerdeki Babamız, günah borcumuzu kapatamayacağımızı biliyor ve kendisi ödedi:
Yuhanna 3:16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”
Efesliler 2:4-5 Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih'le birlikte yaşama kavuşturdu. O'nun lütfuyla kurtuldunuz.
1. Yuhanna 3:1 Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize “Tanrı'nın çocukları” deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba'yı tanımadığı için bizi de tanımıyor.
Çok kişi, “Biz Allah’ın çocukları değiliz” der. Kutsal Kitap “öylesiniz” diyor. Neden insanlar bunu anlayamazlar? Çünkü Tanrı’yı tanımıyorlar. Onlar Tanrı’ya hâlâ hikâyemizdeki ilk oğlun babasına bakıyorlar. Neşemize giremezler.
Güvencemiz de var kurtuluşumuza. Allah bizi şüphede bırakmaz.
1. Yuhanna 5:13 Tanrı Oğlu'nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım.
Ephesians 1:12-14 Öyle ki, Mesih'e ilk umut bağlayan bizler, O'nun yüceliğinin övülmesi için yaşayalım. Gerçeğin bildirisini, kurtuluşunuzun Müjdesi'ni duyup O'na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh'la O'nda mühürlendiniz. 14 Ruh, Tanrı'nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı'ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir.
Bu adımlara bakalım. Gerçeğin bildirisi nedir? Evet Mesih İsa’nın verdiği vaazlar ve elçilerinin yazdıkları mektuplardır. Kurtuluşunuzun Müjdesi nedir? Aynısı. O’na iman ettiğinizde. Kim O? Evet İsa Mesih. Mesih’e iman ettiğinizde ne olur? Kutsal Ruh sizi İsa Mesih’te mühürledi.
Mühür nedir? Mühür, resmi bir simgedir. Bir şeyin resmi olarak bir kimse ait gösteren bir şey. Kadim zamanlarda mektuplar bazen mühürlenirlerdi. Mektuplarını yuvarlayıp iple sararlardı. İplerin üzerine yumuşak kil koyarlardı. Mektup sahibi, üzerine ismi ve simgesi oyulmuş bir metal şey ile, bazen yüzük halde, yumuşak kile basardı. Kil içinde ismi ve simgesinin izleri bırakılırdı. Kil kuruduğu zaman o mühür kırılmadan mektup okunamazdı. Bizim zamanımızda su hesabınızı ödemezseniz İZSU evinize gelip su vananıza mühür koyar. O mühür İZSU’ya aittir. Mührü kırırsanız sizi mahkemeye götürürler.
Siz iman ettiğiniz zaman, Kutsal Ruh sizi İsa Mesih’te mühürlüyor. Siz İsa’ya aitsiniz. Bu sizin sonsuz yaşama dirilteceğinizin güvencesidir.
Romalılar 8:11 Mesih İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'nın Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesih'i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan Ruhu'yla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir.
Kutsal Ruh da bizim yardımcımızdır. Hikâyemizde iyi baba oğlunu tarlalara yalnız göndermedi. Gökteki Babamız da sizi Şeytan ve ayartıcılarına karşı yalnız bırakmaz.
Yuhanna 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.
Yardımcı kimdir? Kutsal Ruh’tur. Grekçe parakletos olan Yardımıcı beş yüz sene sonra gönderliecek bir peygamber midir? Değildir. Kutsal Ruh’tur.
Yuhanna 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Kutsal Ruh içinizde yaşayacak. O sizin diriliş güvenceniz oluyor. Fakat bununla birlikte, günah karşı bir yardımcı da oluyor.
Romalılar 8:3, 4 İnsan benliğinden ötürü güçsüz olan Kutsal Yasa'nın yapamadığını Tanrı yaptı. Öz Oğlu'nu günahlı insan benzerliğinde günah sunusu olarak gönderip günahı insan benliğinde yargıladı. 4Öyle ki, Yasa'nın gereği, benliğe göre değil, Ruh'a göre yaşayan bizlerde yerine gelsin.
Artık siz Tanrı’nın yasasını yürekten yerine getirebilirsiniz. Önceleri Kutsal Ruh içinizde yokken, benlik yüzünden yasasını sevgiyle yerine getiremediniz. Şimdi ise Yardımıcı, yani Kutsal Ruh içinizde yaşadığı için sevgiyle yerine getirebilirsiniz.
Sizin Allah kavramınız nedir? Size göre Tanrımız talep içinde bulunan ama yardımcı olmayan bir Tanrı mıdır? Size göre Tanrı, sevgisini ifade etmeyen ve eylemleriyle sevgisini göstermeyen bir Tanrı mıdır? Size göre Allah sizin kendisini aramanızı talep eden bir Tanrı mıdır? Size göre Allah, sizin için hiçbir ölümden diriliş ve sonsuz yaşam güvencesi sağlamayan bir Tanrı mıdır?
Bunlar gerçek değildir. Kutsal Kitap diyor ki: Tanrı sevgidir. 1. Yuhanna 4:8. Tanrı size doğru sevgisini ifade etti. Sizi o kadar sevdi ki, günah borcunuzu kapatmak için kendi Oğlu’nu günah sunusu olarak verdi. Gerçek Tanrı sizi arıyor ve sizi kendisine çekiyor. Direniş göstermezseniz sizi başarılı bir şekilde sonsuz yaşama götürecek. Sizi günah savaşında yalnız bırakmaz. Parakletos olan Kutsal Ruh size verecek. Kutsal Ruh size On Emir’i yürekten yerine getirebileceğiniz güç verecek. Kutsal Ruh da içinizde yaşıyorsa, o zaman sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilirsiniz. Yani kurtuluş güvenceniz olacak.
Gerçek işte budur.
“Oğlum.”
“Efendim baba.”
“Ben pak fazla yaşamayacağım. Sen tek oğlumsun. Ben ölünce bütün tarlalarım sana geçecek. Ancak önce senin bu mirası almaya lâyık olduğundan emin olmak istiyorum. Söyleyeceğimi yerine getirirsen belki tarlalarımı sana bırakırım. Ama yapmazsan, ben ölmeden önce bütün tarlalarımı satıp paramı bir başkasına vereceğim. Yapacağın şey şu: Şu an hasat mevsimi. Tarlalarımda bir ay çalışacaksın. Hasadı çuvalayıp ambarımıza koyacaksın. Ondan sonra dedemin meleketine gideceksin. Oraya giderken oruç tutacaksın. Orada dedemin mezarının önünde dua edeceksin. Hepsini yaparsan belki mirasçı olacaksın” dedi.
“Tamam baba yaparım. Ancak “belki” dedin. Ne demek “belki”? Hepsini yaptıktan sonra mirasımı alacağım kesin değil mi?”
“Kesinlik yok. Yeteri kadar çalışman lazım. Ben bakacağım. Yeterince ürün toplarsan, iyice oruç tutarsan, dua edersen belki kabul ederim. Ama söz vermem.”
“Baba, beni sevmiyor musun?” dedi oğlu.
“Oğlum! Böyle bir şey sorulur mu? Ben senin babanım.”
“Özür dilerim baba. Ancak ne kadar ürün gerekiyor? Seni hoşnut edecek kadar iyice oruç tuttuğumu nasıl bilebilirim? Dedenin mezarının önünde edeceğim dualarımın seni hoşnut edeceğini nasıl bilebilirim?”
“Ben karar verene kadar bilemeyeceksin.”
Öyle sözlerle oğlu içi rahatsız halde tarlalara gidip işe başladı. Her gün beş vakit, toplayıp çuvalladığı ürünü ambara götürdü. Ancak her yük kaldırdığı zaman oğul merak etti. “Bu kadar ürün yetecek mi? Mirasımı alacak mıyım almayacak mıyım? Babam gerçekten beni seviyor mu? Neden hep “belki” dedi? Yapacağım işin yeterli olacağını bilseydim memnuniyetle yapardım. Ama şimdi telaş içinde şüpheyle çalışıyorum. Neşem kaçtı. Bu işte zevk yok. Yüklü bir görev bu” dedi.
Bir gün tarlada çalışırken komşu taralasında şarkı söyleyen iki kişinin çalıştığını gördü. Öğlede oğul onlarla konuşmaya başladı.
“Siz iş yaparken şarkı söylüyorsunuz. Çok mutlu çalışıyorsunuz.”
“Evet” komşu dedi. “Babam beni tarlaya çalışmak için gönderdi.”
Oğul: “Ben de babamın tarlalarında çalışıyorum. Babam dedi ki yeterince çalışırsam belki bu tarlaları bana miras olarak bırakabilirmiş.”
Komşu: “Öyle mi? Peki ne kadar çalışman lazım?”
Oğul: “Belli değil. Bir ay çalışacağım. Her gün beş vakit doldurduğum çuvalları ambara götürüyorum. Ondan sonra oruç tutarak babamın dedesinin memleketine gidip mezarının önünde dua etmek zorundayım. Babamı hoşnut ederesem babam belki tarlalarını başkasını satmayacak, bana miras olarak bırakabilir.”
Komşu: “Çok stres yaşıyorsun galiba. Hiçbir güvencen yok.”
Oğul: “Peki senin durumun nedir?”
Komşu: “Babam beni de tarlasına çalışmam için gönderdi. Bana, “sözümü tutarsan, söylediğimi yaparsan, kesin, sahip olduğum her şey senin olacak. Söz” dedi. Ben ona, “Ne yapmam lazım babam?” diye sordum. O bana, “Vergi dairesinde borcumu kapatacaksın. 50 milyon TL. Ondan sonra bir ay çalışacaksın tarlamda. 200 çuval toplayacaksın. Öyle yaparsan kesin hepsini sana vereceğim.” Ben babama, “Baba, borcunu asla kapatamam. 50 milyon TL’im yok ki. 200 çuval ürünü tek başıma toplamam mümkün değil.” Babam bana, “Oğlum, o kadar paran olmadığını biliyorum. Sen tarladayken ben öderim. Bir de senin yanına bir yardımcı gönderirim. Sen elinden gelini yap. Yardımcı seninle çalışacak. Mutlaka onunla beraber 200 çuval doldurursun. Kafana takma. Benim planım işe yarar. Sözlerime inanıyor musun?” Babama “Sana güveniyorum” dedim. Ve öyle oluyor. Biz çalışırken şarkı söylüyoruz çünkü babam ne yaptığını biliyor. Ona güveniyorum. Yardımıcı yanımdayken kuşkusuz biz başarılı olacağız. Ancak yardımıcıyı reddedersem, kötü muamele yaparsam kesin kendi başıma 200 çuval dolduramam.”
Oğul: “Demek senin baban seni çok seviyor. Öyle söyledi mi hiç?”
Komşu: “Evet, açıkça söyledi. Ancak sözden çok, eylemleriyle beni sevdiğini biliyorum. Çünkü beni hiç şüphe içinde bırakmadı.”
Pek çok kişinin Allah kavramı, hikâyemizdeki ilk baba gibidir. O baba, oğuluna hiçbir miras güvencesini vermiyor. Hep bir şey istiyor, yardım yok. Sadece “çalış” emri. Bunun yanı sıra sevgi ifadesi de yok. Belki sizin de Allah kavramınız böyledir. Allah’a saygı gösteriyorsun mecburen, fakat siz sadece bir kulsunuz. Belki “Allah’ı seviyorum” diyorsunuz çünkü öyle demezseniz ayıp olur. Ancak yüreğinizde sizi hareket ettiren içgüdünün sadece cezadan korkmak ya da ödül kazanmak mı olduğunu merak ediyorsunuz? Öyleyse sizin Allah’a hizmetiniz sevgiden kaynaklanmıyor değil mi? Sizin Allah’la ilişkiniz sadece köleliktir.
Şeytan, bizim Allah’a böyle bakmamızı istiyor. Şeytan, kendi niteliklerini Rabb’e atfediyor. Çünkü Şeytan, biz Tanrı’mızı olduğu gibi bir görürsek, üzerimize uygulamaya çalıştığı hilelerin gücünü kaybedeceğini biliyor.
Allah, sözünde sevgisini açıkça belirtiyor:
Yeremya 31:3 Ona uzaktan görünüp şöyle dedim: Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim, Bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.
Yaratıcımız bizi kendisine çekiyor. O bizi arıyor. Eğer Allah’ı arıyorsanız, mutlaka siz sadece O’nun sizi çekmesine karşılık veriyorsunuz.
Romalılar 2:4 Tanrı'nın sınırsız iyiliğini, hoşgörüsünü, sabrını hor mu görüyorsun? O'nun iyiliğinin seni tövbeye yönelttiğini bilmiyor musun?
Rab sizi kendisine, Ruhuyla ve size iyiliğini göstererek çekiyor.
Allah, eylemleriyle sevgisini gösteriyor. Biz, günah borcumuzu kapatamıyoruz. Hikâyemizdeki komşu gibi, gücümüz yetmiyor. Çünkü günahın ücreti sonsuz ölümdür. Ancak göklerdeki Babamız, günah borcumuzu kapatamayacağımızı biliyor ve kendisi ödedi:
Yuhanna 3:16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”
Efesliler 2:4-5 Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih'le birlikte yaşama kavuşturdu. O'nun lütfuyla kurtuldunuz.
1. Yuhanna 3:1 Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize “Tanrı'nın çocukları” deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba'yı tanımadığı için bizi de tanımıyor.
Çok kişi, “Biz Allah’ın çocukları değiliz” der. Kutsal Kitap “öylesiniz” diyor. Neden insanlar bunu anlayamazlar? Çünkü Tanrı’yı tanımıyorlar. Onlar Tanrı’ya hâlâ hikâyemizdeki ilk oğlun babasına bakıyorlar. Neşemize giremezler.
Güvencemiz de var kurtuluşumuza. Allah bizi şüphede bırakmaz.
1. Yuhanna 5:13 Tanrı Oğlu'nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım.
Ephesians 1:12-14 Öyle ki, Mesih'e ilk umut bağlayan bizler, O'nun yüceliğinin övülmesi için yaşayalım. Gerçeğin bildirisini, kurtuluşunuzun Müjdesi'ni duyup O'na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh'la O'nda mühürlendiniz. 14 Ruh, Tanrı'nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı'ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir.
Bu adımlara bakalım. Gerçeğin bildirisi nedir? Evet Mesih İsa’nın verdiği vaazlar ve elçilerinin yazdıkları mektuplardır. Kurtuluşunuzun Müjdesi nedir? Aynısı. O’na iman ettiğinizde. Kim O? Evet İsa Mesih. Mesih’e iman ettiğinizde ne olur? Kutsal Ruh sizi İsa Mesih’te mühürledi.
Mühür nedir? Mühür, resmi bir simgedir. Bir şeyin resmi olarak bir kimse ait gösteren bir şey. Kadim zamanlarda mektuplar bazen mühürlenirlerdi. Mektuplarını yuvarlayıp iple sararlardı. İplerin üzerine yumuşak kil koyarlardı. Mektup sahibi, üzerine ismi ve simgesi oyulmuş bir metal şey ile, bazen yüzük halde, yumuşak kile basardı. Kil içinde ismi ve simgesinin izleri bırakılırdı. Kil kuruduğu zaman o mühür kırılmadan mektup okunamazdı. Bizim zamanımızda su hesabınızı ödemezseniz İZSU evinize gelip su vananıza mühür koyar. O mühür İZSU’ya aittir. Mührü kırırsanız sizi mahkemeye götürürler.
Siz iman ettiğiniz zaman, Kutsal Ruh sizi İsa Mesih’te mühürlüyor. Siz İsa’ya aitsiniz. Bu sizin sonsuz yaşama dirilteceğinizin güvencesidir.
Romalılar 8:11 Mesih İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'nın Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesih'i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan Ruhu'yla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir.
Kutsal Ruh da bizim yardımcımızdır. Hikâyemizde iyi baba oğlunu tarlalara yalnız göndermedi. Gökteki Babamız da sizi Şeytan ve ayartıcılarına karşı yalnız bırakmaz.
Yuhanna 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.
Yardımcı kimdir? Kutsal Ruh’tur. Grekçe parakletos olan Yardımıcı beş yüz sene sonra gönderliecek bir peygamber midir? Değildir. Kutsal Ruh’tur.
Yuhanna 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Kutsal Ruh içinizde yaşayacak. O sizin diriliş güvenceniz oluyor. Fakat bununla birlikte, günah karşı bir yardımcı da oluyor.
Romalılar 8:3, 4 İnsan benliğinden ötürü güçsüz olan Kutsal Yasa'nın yapamadığını Tanrı yaptı. Öz Oğlu'nu günahlı insan benzerliğinde günah sunusu olarak gönderip günahı insan benliğinde yargıladı. 4Öyle ki, Yasa'nın gereği, benliğe göre değil, Ruh'a göre yaşayan bizlerde yerine gelsin.
Artık siz Tanrı’nın yasasını yürekten yerine getirebilirsiniz. Önceleri Kutsal Ruh içinizde yokken, benlik yüzünden yasasını sevgiyle yerine getiremediniz. Şimdi ise Yardımıcı, yani Kutsal Ruh içinizde yaşadığı için sevgiyle yerine getirebilirsiniz.
Sizin Allah kavramınız nedir? Size göre Tanrımız talep içinde bulunan ama yardımcı olmayan bir Tanrı mıdır? Size göre Tanrı, sevgisini ifade etmeyen ve eylemleriyle sevgisini göstermeyen bir Tanrı mıdır? Size göre Allah sizin kendisini aramanızı talep eden bir Tanrı mıdır? Size göre Allah, sizin için hiçbir ölümden diriliş ve sonsuz yaşam güvencesi sağlamayan bir Tanrı mıdır?
Bunlar gerçek değildir. Kutsal Kitap diyor ki: Tanrı sevgidir. 1. Yuhanna 4:8. Tanrı size doğru sevgisini ifade etti. Sizi o kadar sevdi ki, günah borcunuzu kapatmak için kendi Oğlu’nu günah sunusu olarak verdi. Gerçek Tanrı sizi arıyor ve sizi kendisine çekiyor. Direniş göstermezseniz sizi başarılı bir şekilde sonsuz yaşama götürecek. Sizi günah savaşında yalnız bırakmaz. Parakletos olan Kutsal Ruh size verecek. Kutsal Ruh size On Emir’i yürekten yerine getirebileceğiniz güç verecek. Kutsal Ruh da içinizde yaşıyorsa, o zaman sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilirsiniz. Yani kurtuluş güvenceniz olacak.
Gerçek işte budur.