putlara_tapınmaktan_vazgeçin.pdf | |
File Size: | 74 kb |
File Type: |
Geçen vaazımızda, kadim İsrail’in tarihini bilmenin bizim için bugün önemli olduğunu gördük.
1. Korintliler 10:11 Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.
Onların tarihini bilmek bizim için önemlidir. Çünkü çağlar değiştiği halde insanlığın doğası da Allah’ın doğası da değişmemiştir. Kadim İsrail, insanları Mesih’in bu dünyaya ilk gelişine hazırlanmaya davet etmekle görevlendirilmişti. Ama onlar, Mesih’i ve bu kutsal görevi yerine getirmeyi reddettikleri için, dünyayı Mesih’in ikinci gelişine hazırlanması için davet etme görevi, İsa’ya iman edenlere düştü. Yeni Ahit bu gruba Ruhsal İsrail diyor. Ruhsal İsrail, bir politika hareketi değildir ve bu yüzden neredeyse 2,000 sene sonra kurulmuş olan modern İsrail ile politika bağı yoktur.
Geçen sefer biz öğrendik ki Allah İsrail’i Mısır’dan çıkardığı zaman onları çöle getirdi. İsrailliler çölü gördükleri zaman korkmaya başladılar. Kendilerinin ve hayvanlarının çölde nasıl hayatta kalabileceğini öngöremediler. Ezrakları henüz bitmemişti ancak geleceklerinden kaygı duydular. Allah’ın Mısır’da onları korumak ve kurtarmak için neler yaptığını unutmuşlardı maalesef. Çünkü kesinlikle Kızıl Deniz’i bölen ve içinde firavunla tüm ordusunu yok eden Allah, insanlar ve hayvanlar için yemek sağlayabilirdi.
İnsan doğası hep aynıdır. Henüz olmamış olaylardan endişelendiğimizi görürüz. Allah’ın Şabat gününü kutsal tutmak için daha az para kazanacağımız bir işe girersek geçinemeyeceğimizden kaygılanırız. Hemen çözümün Allah’ın Şabat gününü bozmak olduğunu düşünürüz. Aslında İsrailliler gibi biz de Mısır’a dönmek istemekteyiz. Dünyanın, yoksulluğa ve zorluklara karşı Allah’tan daha iyi bir koruyucu olduğunu zannediyoruz.
Aldanmayın. Tanrı, sizin O’na gerçekten güvenip güvenmediğinizi gösteren bir durumun ortaya çıkmasına izin verecek. İmanınıza meydan okunmasına izin verecek. Siz, çölde halkın arasındaki yabancıların yaptığı gibi dünyasal yaşantıya dönmek için Tanrı’yı terk mi edeceksiniz? Yoksa Allah’ın gerçekten gereksinimlerinizi sağlayacağına inanıyor musunuz?
Çoğu zaman, ihtiyacımızın ve isteklerimizin aynı olduğunu sanırız. Bazen hayatın komforuna ve lüksüne sahip değilsek Tanrı’nın bize bakmadığını düşünürüz. Belki gerçek ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi değerlendirmemiz ve birbirinden ayırmamız lazım. İstediğimiz ama gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyler için Tanrı’nın ilkelerini terk edersek, istediğimiz şeyler putlara dönüşmüş demektir.
Çoğu kişi bir puta asla tapınmayacağını söylese de, farkında olarak ya da olmayarak bunu yapar. Belki benim Katolik ve Ortodoks kiliselerde putlara gösterilen hürmetten bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır, sadece ondan bahsetmiyorum. Belki Hintlilerin sayısız tanrılarından bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır, sadece onlardan bahsetmiyorum.
Koloseliler 3:5 Bu nedenle bedenin dünyasal eğilimlerini -fuhuşu, pisliği, şehveti, kötü arzuları ve putperestlikle eş olan açgözlülüğü- öldürün.
Kutsal Kitap, açgözlülüğümüzün putperestlik olduğunu söylüyor. Açgözlülüğünün ne olduğunu öğrenelim. Bir sözlük açgözlü kelimesine şöyle bir tanım veriyor:
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
Açgözlülük de tabii ki açgözlü olma durumudur.
Kutsal Kitap neden bunların putperestlik olduklarını söylüyor?
Puta hizmet vermek için sadece oyulmuş bir tahta veya taş parçasının önünde eğilmek gerekmez. Tanrı’nın Kutsal Ruhu hariç yüreğinizi denetleyen, hizmetinizi emreden her hangi birşey puttur. Bkz. {18MR 129.2} .
İnsanlar en çok neye göz dikerler? Paraya. Para kötü mü? Hayır. Para ya iyilik ya da kötülük için bir güçtür. Para sevgisi kötülüğün köküdür.
1. Timoteus 6:10 Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.
Kişinin sadece kendi zevklerini tatmin etmek için kullanılan paraya olan sevgisi putperestliktir. Parayla gelen kibir putperestliktir. Tüm paramız Tanrı’ya aittir. Bize sadece kendimizi hoşnut etmek için verilmedi.
Allah’a ait parayı alıkoyuyor musunuz? Allah maaşınızın %10’unu sizden bekliyor. Maaşınızın %10’unu Tanrı’ya vermek yerine gereksiz yemekler ve eğlenceler için mi harcıyorsunuz? Bir derneğe aidat veriyorsunuz ama Allah’a ya çok az, ya da bir hiç mi veriyorsunuz? Paranızı sigara, çay, kahve ve benzeri bedene zarar veren şeyler için harcıyorsunuz da Allah’ın önüne gelince O’na bir şey kalmıyor mu? Cevabınız evetse, Tanrı’nın parasına göz dikmiş olmuyor musunuz? Kutsal Kitap, açgözlülüğün putperestlik olduğunu söylüyor.
Bazı insanlar başkaları tarafından onurlandırılmak için her hangi bir şey yapabilir. Onlar üstün görünmek için eğitimlerini, paralarını, ailevi durumlarını kullanarak toplumda yada kilisede mevki ararlar. Bu da bir çeşit putperestlik. İnsanlar kendilerine tapınırlar ve bu, egolarında bellidir.
Biz bunu aklımızda bulundururken, Pavlus’un Yeni Ahit’te Ruhsal İsrail’e verdiği uyarıya bakalım:
1. Korintliler 10:7 Onlardan bazıları gibi puta tapanlar olmayın. Nitekim şöyle yazılmıştır: “Halk yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.”
Orijinal Grekçedeki fiil zamanı Korintlilerin bazılarının putperest ibadetine katılarak zaten putperestlik yaptıklarını ima ediyor.
Pavlus, İsraillilerin altın buzağıyı tapındıkları olaya işaret ediyor. Tanrı, İsraillilere On Emri vermişti. Musa’yla Yeşu Allah’tan daha çok talimat almak üzere dağa tırmanmışlardı. Musa ile Yeşu 40 gün dağda kaldılar. Millet, bu zamanı kendi hayatları ve Tanrı’nın yasası üzerine derin derin düşünerek geçireceğine, korkup endişe ederek Tanrı’ya güvensizlik göstermeye başladı.
Mısır’dan Çıkış 32:1-6 Halk Musa'nın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, “Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap” dediler, “Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz!” 2 Harun, “Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin” dedi. 3 Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi. 4 Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, “Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!” dedi. 5 Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, “Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak” diye ilan etti. 6 Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.
Tanrı korkunç bir güç gösteriyle On Emri verdiği zaman İsrailliler korkudan sinmişlerdi. O olayda ateş, duman ve deprem vardı. Şimdi halk Tanrı’ya o kadar güvensizlik gösteriyordu ki küpelerinden yapılan altın buzağıyı tapınıyorlardı! İsraillileri Mısır’dan Allah çıkarmıştı fakat onlar bunu Musa’nın yaptığını söylüyorlardı. İnsanlar Tanrı’yı unutarak kararlarını vermek için insan liderlerine bakmaya başlayınca günaha düşerler.
Milletin yiyip içmeye oturup, sonra kalkıp çılgınca eğlendiğini fark edin. Bugünlerde insanlar kutsal olan ibadet ile eğlenceyi karıştırıyorlar. Pek çok Hristiyan kilisesinde aşırı yüksek sesle çılgın müzik ve kontrol dışı davranışlar sergileniyor. Buna da ibadet denilirmiş! Halkın istediği şey şu: din kisvesi altında eğlence. Böyle bir din ancak bencil canlarını tatmin eder. Fedakar bir hayat yaşayıp günahı bırakacaklarına heyecan ve kendilerini güldürecek bir şeyler isterler. Bu gerçek din değil putperestliktir. Tanrı’nın gösterdiği yolda değil, kendi uydurdukları şekilde ibadet ederler.
Harun liderlik yapıyordu, ancak adam gibi davranamadı ve kötülüğü önleyemedi. Hatta kötülüğe izin verip katıldı bile. Allah’tan çok halktan korktu.
Mesih’in ikinci gelişi kapıda. Gerçek ibadetin ne olduğunu bilelim ve putperestliğe düşmeyelim.
İsa dediki:
Yuhanna 4:24 Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.
Putları hayatımızdan çıkarıp Allah’a gerçekte ruhta tapınalım.
1. Korintliler 10:11 Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.
Onların tarihini bilmek bizim için önemlidir. Çünkü çağlar değiştiği halde insanlığın doğası da Allah’ın doğası da değişmemiştir. Kadim İsrail, insanları Mesih’in bu dünyaya ilk gelişine hazırlanmaya davet etmekle görevlendirilmişti. Ama onlar, Mesih’i ve bu kutsal görevi yerine getirmeyi reddettikleri için, dünyayı Mesih’in ikinci gelişine hazırlanması için davet etme görevi, İsa’ya iman edenlere düştü. Yeni Ahit bu gruba Ruhsal İsrail diyor. Ruhsal İsrail, bir politika hareketi değildir ve bu yüzden neredeyse 2,000 sene sonra kurulmuş olan modern İsrail ile politika bağı yoktur.
Geçen sefer biz öğrendik ki Allah İsrail’i Mısır’dan çıkardığı zaman onları çöle getirdi. İsrailliler çölü gördükleri zaman korkmaya başladılar. Kendilerinin ve hayvanlarının çölde nasıl hayatta kalabileceğini öngöremediler. Ezrakları henüz bitmemişti ancak geleceklerinden kaygı duydular. Allah’ın Mısır’da onları korumak ve kurtarmak için neler yaptığını unutmuşlardı maalesef. Çünkü kesinlikle Kızıl Deniz’i bölen ve içinde firavunla tüm ordusunu yok eden Allah, insanlar ve hayvanlar için yemek sağlayabilirdi.
İnsan doğası hep aynıdır. Henüz olmamış olaylardan endişelendiğimizi görürüz. Allah’ın Şabat gününü kutsal tutmak için daha az para kazanacağımız bir işe girersek geçinemeyeceğimizden kaygılanırız. Hemen çözümün Allah’ın Şabat gününü bozmak olduğunu düşünürüz. Aslında İsrailliler gibi biz de Mısır’a dönmek istemekteyiz. Dünyanın, yoksulluğa ve zorluklara karşı Allah’tan daha iyi bir koruyucu olduğunu zannediyoruz.
Aldanmayın. Tanrı, sizin O’na gerçekten güvenip güvenmediğinizi gösteren bir durumun ortaya çıkmasına izin verecek. İmanınıza meydan okunmasına izin verecek. Siz, çölde halkın arasındaki yabancıların yaptığı gibi dünyasal yaşantıya dönmek için Tanrı’yı terk mi edeceksiniz? Yoksa Allah’ın gerçekten gereksinimlerinizi sağlayacağına inanıyor musunuz?
Çoğu zaman, ihtiyacımızın ve isteklerimizin aynı olduğunu sanırız. Bazen hayatın komforuna ve lüksüne sahip değilsek Tanrı’nın bize bakmadığını düşünürüz. Belki gerçek ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi değerlendirmemiz ve birbirinden ayırmamız lazım. İstediğimiz ama gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyler için Tanrı’nın ilkelerini terk edersek, istediğimiz şeyler putlara dönüşmüş demektir.
Çoğu kişi bir puta asla tapınmayacağını söylese de, farkında olarak ya da olmayarak bunu yapar. Belki benim Katolik ve Ortodoks kiliselerde putlara gösterilen hürmetten bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır, sadece ondan bahsetmiyorum. Belki Hintlilerin sayısız tanrılarından bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır, sadece onlardan bahsetmiyorum.
Koloseliler 3:5 Bu nedenle bedenin dünyasal eğilimlerini -fuhuşu, pisliği, şehveti, kötü arzuları ve putperestlikle eş olan açgözlülüğü- öldürün.
Kutsal Kitap, açgözlülüğümüzün putperestlik olduğunu söylüyor. Açgözlülüğünün ne olduğunu öğrenelim. Bir sözlük açgözlü kelimesine şöyle bir tanım veriyor:
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
Açgözlülük de tabii ki açgözlü olma durumudur.
Kutsal Kitap neden bunların putperestlik olduklarını söylüyor?
Puta hizmet vermek için sadece oyulmuş bir tahta veya taş parçasının önünde eğilmek gerekmez. Tanrı’nın Kutsal Ruhu hariç yüreğinizi denetleyen, hizmetinizi emreden her hangi birşey puttur. Bkz. {18MR 129.2} .
İnsanlar en çok neye göz dikerler? Paraya. Para kötü mü? Hayır. Para ya iyilik ya da kötülük için bir güçtür. Para sevgisi kötülüğün köküdür.
1. Timoteus 6:10 Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.
Kişinin sadece kendi zevklerini tatmin etmek için kullanılan paraya olan sevgisi putperestliktir. Parayla gelen kibir putperestliktir. Tüm paramız Tanrı’ya aittir. Bize sadece kendimizi hoşnut etmek için verilmedi.
Allah’a ait parayı alıkoyuyor musunuz? Allah maaşınızın %10’unu sizden bekliyor. Maaşınızın %10’unu Tanrı’ya vermek yerine gereksiz yemekler ve eğlenceler için mi harcıyorsunuz? Bir derneğe aidat veriyorsunuz ama Allah’a ya çok az, ya da bir hiç mi veriyorsunuz? Paranızı sigara, çay, kahve ve benzeri bedene zarar veren şeyler için harcıyorsunuz da Allah’ın önüne gelince O’na bir şey kalmıyor mu? Cevabınız evetse, Tanrı’nın parasına göz dikmiş olmuyor musunuz? Kutsal Kitap, açgözlülüğün putperestlik olduğunu söylüyor.
Bazı insanlar başkaları tarafından onurlandırılmak için her hangi bir şey yapabilir. Onlar üstün görünmek için eğitimlerini, paralarını, ailevi durumlarını kullanarak toplumda yada kilisede mevki ararlar. Bu da bir çeşit putperestlik. İnsanlar kendilerine tapınırlar ve bu, egolarında bellidir.
Biz bunu aklımızda bulundururken, Pavlus’un Yeni Ahit’te Ruhsal İsrail’e verdiği uyarıya bakalım:
1. Korintliler 10:7 Onlardan bazıları gibi puta tapanlar olmayın. Nitekim şöyle yazılmıştır: “Halk yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.”
Orijinal Grekçedeki fiil zamanı Korintlilerin bazılarının putperest ibadetine katılarak zaten putperestlik yaptıklarını ima ediyor.
Pavlus, İsraillilerin altın buzağıyı tapındıkları olaya işaret ediyor. Tanrı, İsraillilere On Emri vermişti. Musa’yla Yeşu Allah’tan daha çok talimat almak üzere dağa tırmanmışlardı. Musa ile Yeşu 40 gün dağda kaldılar. Millet, bu zamanı kendi hayatları ve Tanrı’nın yasası üzerine derin derin düşünerek geçireceğine, korkup endişe ederek Tanrı’ya güvensizlik göstermeye başladı.
Mısır’dan Çıkış 32:1-6 Halk Musa'nın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, “Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap” dediler, “Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz!” 2 Harun, “Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin” dedi. 3 Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi. 4 Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, “Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!” dedi. 5 Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, “Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak” diye ilan etti. 6 Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.
Tanrı korkunç bir güç gösteriyle On Emri verdiği zaman İsrailliler korkudan sinmişlerdi. O olayda ateş, duman ve deprem vardı. Şimdi halk Tanrı’ya o kadar güvensizlik gösteriyordu ki küpelerinden yapılan altın buzağıyı tapınıyorlardı! İsraillileri Mısır’dan Allah çıkarmıştı fakat onlar bunu Musa’nın yaptığını söylüyorlardı. İnsanlar Tanrı’yı unutarak kararlarını vermek için insan liderlerine bakmaya başlayınca günaha düşerler.
Milletin yiyip içmeye oturup, sonra kalkıp çılgınca eğlendiğini fark edin. Bugünlerde insanlar kutsal olan ibadet ile eğlenceyi karıştırıyorlar. Pek çok Hristiyan kilisesinde aşırı yüksek sesle çılgın müzik ve kontrol dışı davranışlar sergileniyor. Buna da ibadet denilirmiş! Halkın istediği şey şu: din kisvesi altında eğlence. Böyle bir din ancak bencil canlarını tatmin eder. Fedakar bir hayat yaşayıp günahı bırakacaklarına heyecan ve kendilerini güldürecek bir şeyler isterler. Bu gerçek din değil putperestliktir. Tanrı’nın gösterdiği yolda değil, kendi uydurdukları şekilde ibadet ederler.
Harun liderlik yapıyordu, ancak adam gibi davranamadı ve kötülüğü önleyemedi. Hatta kötülüğe izin verip katıldı bile. Allah’tan çok halktan korktu.
Mesih’in ikinci gelişi kapıda. Gerçek ibadetin ne olduğunu bilelim ve putperestliğe düşmeyelim.
İsa dediki:
Yuhanna 4:24 Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.
Putları hayatımızdan çıkarıp Allah’a gerçekte ruhta tapınalım.