gol_.pdf | |
File Size: | 90 kb |
File Type: |
Ben gençken Amerikan futbolu oynadım. Amerikan futbolunda hedef, topu rakibin kale çizgisinden geçirmektir. İngilizcede özel bir terim var bunun için. Türkçede “gol” diyoruz galiba, yani bir sayı yapma. Amerikan futbolu, Amerikan kültürünün bir parçasıdır ve futbol terimleri, hayatın başka alanlarına da girmiştir. Her hangi bir zafer yada başarı için biri, mecazi olarak ‘gol’ diyebilir. Üniversite giriş sınavını kazanırsam, sınav sonuçlarıyla ilgili haberi bekleyen kişiye, “Kazandım!” veya “Kabul edildim” söylemek yerine “Gol!” dersem, ne demek istediğimi anlar. Yeni işe kabul edildiysem, “Gol” diyebilirim.
Türkiye’de spor haberleri verilirken, hep golleri gösteren film kliplerini gösteriyorlar. “Gooool!” diye bağıran sunucunun sesindeki heyecanı ve tribündekiler haykırış ve bağrışların gürlemelerini duymayı seviyorum. Millet hoplayıp zıplıyor, insanlar birbirlerine sarılıyorlar ve ellerini sallıyorlar. Çok heyecanlı bir şey.
Bazen, takımınız topu kaleye doğru getirince, takımınızın bir gol atacağını umarak, sanki bir yardım olacakmış gibi beden hareketlerini kullanıyorsunuz. Kaleye doğru eğiyorsunuz. Yüreklerimiz, bedenlerimiz bile oyunda!
Hristiyan hayatında, kendimizi her zaman o kadar zaferli hissetmiyoruz. Eziliyoruz. Şaşırıyoruz. Ne yapmamız gerektiğini bilemiyoruz. Hastayız, belimiz, dizlerimiz ağrıyor. Doktora bunun şunun için gidiyoruz, bedenimiz dökülüyor.
Satın aldığımız her şey bozuluyor. Bu sizin de başınıza geliyor mu? Her şeyin kutusunu saklıyorum çünkü çalışmadığı için geri göndermenin sadece zaman meselesi olduğunu düşünüyorum. Cep telefonlarımız bozuluyor, televizyonun uzaktan kumandası çalışmaz, bilgisayarımız bozuluyor, arabamız da. Hayatımın yarısını tamircide geçiriyorum.
Aceleciyiz. Her şeyin hızlı yapılması gerekirmiş gibi görünüyor. Hiçbir şey ertelenemez. Endişeliyiz. Bu devlet dairesinden diğerine koşmanız lazım ve iki vesikalık ve bir kimlik fotokopisi gerekiyor Galiba Türk hükümet birimlerinde nüfus cüzdanımın 100’den fazla fotokopisi var. Sanki bu yemiyormuş gibi bir de mavi ıslak imzalı belge istiyorlar. Her zaman başka bir daireye gidip başka bir belge ibraz etmemiz lazım.
Faturalar geliyor ve paranın nereden geleceğini merak ediyoruz. Bütçemizin içinde yaşamaya çalışıyoruz fakat her zaman beklenmeyen bir masraf gelip bütçemizi bozuyor.
Sevdiklerimiz kiliseden nefret ediyorlar. Kilise büyümüyormuş gibi görünüyor. İnsanları davet ediyorsunuz ama gelmiyorlar, ruhsal şeylere ilgi bile göstermiyorlar. Kiliseye katılanlardan çok, ayrılan var. Bu zafer midir?
Efesliler 3:8-10 Bütün kutsalların en değersiziydim. Yine de Mesih'in akıl ermez zenginliğini uluslara müjdeleme ve her şeyi yaratan Tanrı'da öncesizlikten beri gizli tutulan sırrın nasıl düzenlendiğini bütün insanlara açıklama ayrıcalığı bana verildi. 9 10 Öyle ki, Tanrı'nın çok yönlü bilgeliği, kilise aracılığıyla göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara şimdiki dönemde bildirilsin.
Kilise, Tanrı’nın çok yönlü bilgeliğini gösterecek.
Size bir zafer gibi gelmeyenler, aslında zafer olabilir. Aslanlara atılan Hristiyanlar kendilerini zaferde mi hissettiler? Allah’tan gelen bir iç huzurları olduğundan eminim fakat duygusal olarak, siz vahşi hayvanlar tarafından parçalanırken binlerce kişi kahkahalarıyla ölümünüzü alkışlarken, bu bir zafer olarak gelmiyordu herhalde. Fakat o Hristiyanlar muzafferdiler. İmanları yerinde öldükleri için muzafferdiler. İmanları var olduğu için muzafferdiler. Şeytan, imanı yeryüzünden silmeye çalışıyor. Siz imanınızı elde tutunca, kazanıyorsunuz. Gooool!
Şeytan, size imanınızı kaybettirmek için her şeye başvuruyor. Günah işlemeniz için, yani Allah’ın On Emir’ini ihlal etmeniz için sizi ayartıyor. Bunu yapamazsa, sizi hüsrana ve hayal kırıklığına uğratan durumları yaratıyor. İmanınızdan hala vazgeçmezseniz, başarı ve parayı kullanarak vazgeçirmeye çalışıyor. (Belki sizi henüz fazla para ile ayartmaya çalışmadı!) Şeytan bu dünyanın bütün kaygılarını size yüklüyor. Baskı da kullanacaktır. Bütün bunlarla imanınızdan vazgeçmenizi sağlayamazsa, hüsrana uğramış bir cin için geri kalan tek şey sizi öldürmek olabilir.
Zor zamanları yaşıyorsunuz, Şeytan hayal kıran olayları başınıza getirdi. Bedeniniz ağrıyor. Sahip olduğunuz her şeyin bozuk ve tamire ihtiyacı var gibi görünüyor. İstediğiniz işe giremediniz. Beklemediğiniz bir masraf için belki yeterli paranız yoktur. İlişkileriniz gergin. Erkek arkadaşınız tartışmacı veya eşiniz sinirli ve mutsuz. Hep kavga ediyorsunuz. Ortamınız kasvetli ve sanki etrafınızdaki her şey ters gidiyor. Ruhsal hayatınızda da kendinizi pek başarılı hissetmiyorsunuz.
Fakat hâlâ imanınız sapasağlam yerinde olduğu için Şeytan’ın ne kadar hüsrana uğradığını bir düşünün. Hâlâ galip geliyorsunuz. Pavlus, yakında idam edilecekti. Onun sözlerini dinleyin.
Romalılar 8:35-37 Mesih'in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? 36 Yazılmış olduğu gibi: “Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz, Kasaplık koyun sayılıyoruz.” 37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.
Siz galiplerden üstünsünüz. Yerinizde kalın. Vazgeçmeyin.
Hayattaki zorluklar sizi şaşırtıyor mu?
1. Petrus 4:12-14 Sevgili kardeşlerim, sınanmanız için size giydirilen ateşten gömleği, size garip bir şey oluyormuş gibi yadırgamayın. 13 Tersine, Mesih'in acılarına ortak olduğunuz oranda sevinin ki, Mesih'in görkemi göründüğünde de sevinçle coşasınız. 14 Mesih'in adından ötürü hakarete uğrarsanız, ne mutlu size! Çünkü Tanrı'nın yüce Ruhu üzerinizde bulunuyor.
1. Selanikliler 3:1-4 İşte bu özleme daha fazla dayanacak halimiz kalmayınca Atina'da yalnız bırakılmaya razı olduk ve Mesih'in Müjdesi'ni yayan Tanrı emektaşı kardeşimiz Timoteos'u yanınıza gönderdik. Bu sıkıntılardan ötürü kimse sarsılmasın diye sizi imanda güçlendirip yüreklendirmesini istedik. Sıkıntılardan geçmek için belirlendiğimizi siz de biliyorsunuz. 2 3 4 Çünkü sıkıntı çekeceğimizi size önceden, daha yanınızdayken söylemiştik. Bildiğiniz gibi, öyle oldu.
Her şey ters gidiyor, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Hastaneye ödemeniz için yeterli para yok, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Ayağınız ağrıyınca, kolesterol seviyesi çok yüksek olunca fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Kilise üyelerini kaybediyor, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
İmanın olduğu yerde zafer var.
Eyüp, ailesini ve bütün mal varlığını kaybettiği zaman ve yaralarla kaplıyken zaferliydi.
Yusuf, pis kokulu zindandayken zaferliydi.
Pavlus Listra’da taşlandığı zaman, zaferliydi.
İsa, çarmıhtayken başarısız gibi göründü fakat nihai zafer O’nundu. İsa, “Tamamlandı” haykırıp öldüğü zaman melekler “Zafer” diye bağırdılar.
Size ayartılar aşırı derece gelince ve melekler sizi izlerken doğru seçim yapmanız için sanki bir yardım olacakmış, işe yarayacakmış gibi belki bedenlerini eğiyorlar. Doğru seçim yapınca, imanı seçince, Allah’ın yasasına uymayı seçince imandan vazgeçmeyince belki melekler “Gooool!” diye bağırıyorlar!
İmanın olduğu yerde zafer var.
Efesliler 3:10 Öyle ki, Tanrı'nın çok yönlü bilgeliği, kilise aracılığıyla göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara şimdiki dönemde bildirilsin.
Efesliler 3:20-21 Tanrı, bizde etkin olan kudretiyle, dilediğimiz ya da düşündüğümüz her şeyden çok daha fazlasını yapabilecek güçtedir. 21 Kilisede ve Mesih İsa'da bütün kuşaklar boyunca sonsuzlara dek O'na yücelik olsun! Amin.
Hamdedelim zafer sesiyle, Rabbimiz hamde layıktır!
Türkiye’de spor haberleri verilirken, hep golleri gösteren film kliplerini gösteriyorlar. “Gooool!” diye bağıran sunucunun sesindeki heyecanı ve tribündekiler haykırış ve bağrışların gürlemelerini duymayı seviyorum. Millet hoplayıp zıplıyor, insanlar birbirlerine sarılıyorlar ve ellerini sallıyorlar. Çok heyecanlı bir şey.
Bazen, takımınız topu kaleye doğru getirince, takımınızın bir gol atacağını umarak, sanki bir yardım olacakmış gibi beden hareketlerini kullanıyorsunuz. Kaleye doğru eğiyorsunuz. Yüreklerimiz, bedenlerimiz bile oyunda!
Hristiyan hayatında, kendimizi her zaman o kadar zaferli hissetmiyoruz. Eziliyoruz. Şaşırıyoruz. Ne yapmamız gerektiğini bilemiyoruz. Hastayız, belimiz, dizlerimiz ağrıyor. Doktora bunun şunun için gidiyoruz, bedenimiz dökülüyor.
Satın aldığımız her şey bozuluyor. Bu sizin de başınıza geliyor mu? Her şeyin kutusunu saklıyorum çünkü çalışmadığı için geri göndermenin sadece zaman meselesi olduğunu düşünüyorum. Cep telefonlarımız bozuluyor, televizyonun uzaktan kumandası çalışmaz, bilgisayarımız bozuluyor, arabamız da. Hayatımın yarısını tamircide geçiriyorum.
Aceleciyiz. Her şeyin hızlı yapılması gerekirmiş gibi görünüyor. Hiçbir şey ertelenemez. Endişeliyiz. Bu devlet dairesinden diğerine koşmanız lazım ve iki vesikalık ve bir kimlik fotokopisi gerekiyor Galiba Türk hükümet birimlerinde nüfus cüzdanımın 100’den fazla fotokopisi var. Sanki bu yemiyormuş gibi bir de mavi ıslak imzalı belge istiyorlar. Her zaman başka bir daireye gidip başka bir belge ibraz etmemiz lazım.
Faturalar geliyor ve paranın nereden geleceğini merak ediyoruz. Bütçemizin içinde yaşamaya çalışıyoruz fakat her zaman beklenmeyen bir masraf gelip bütçemizi bozuyor.
Sevdiklerimiz kiliseden nefret ediyorlar. Kilise büyümüyormuş gibi görünüyor. İnsanları davet ediyorsunuz ama gelmiyorlar, ruhsal şeylere ilgi bile göstermiyorlar. Kiliseye katılanlardan çok, ayrılan var. Bu zafer midir?
Efesliler 3:8-10 Bütün kutsalların en değersiziydim. Yine de Mesih'in akıl ermez zenginliğini uluslara müjdeleme ve her şeyi yaratan Tanrı'da öncesizlikten beri gizli tutulan sırrın nasıl düzenlendiğini bütün insanlara açıklama ayrıcalığı bana verildi. 9 10 Öyle ki, Tanrı'nın çok yönlü bilgeliği, kilise aracılığıyla göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara şimdiki dönemde bildirilsin.
Kilise, Tanrı’nın çok yönlü bilgeliğini gösterecek.
Size bir zafer gibi gelmeyenler, aslında zafer olabilir. Aslanlara atılan Hristiyanlar kendilerini zaferde mi hissettiler? Allah’tan gelen bir iç huzurları olduğundan eminim fakat duygusal olarak, siz vahşi hayvanlar tarafından parçalanırken binlerce kişi kahkahalarıyla ölümünüzü alkışlarken, bu bir zafer olarak gelmiyordu herhalde. Fakat o Hristiyanlar muzafferdiler. İmanları yerinde öldükleri için muzafferdiler. İmanları var olduğu için muzafferdiler. Şeytan, imanı yeryüzünden silmeye çalışıyor. Siz imanınızı elde tutunca, kazanıyorsunuz. Gooool!
Şeytan, size imanınızı kaybettirmek için her şeye başvuruyor. Günah işlemeniz için, yani Allah’ın On Emir’ini ihlal etmeniz için sizi ayartıyor. Bunu yapamazsa, sizi hüsrana ve hayal kırıklığına uğratan durumları yaratıyor. İmanınızdan hala vazgeçmezseniz, başarı ve parayı kullanarak vazgeçirmeye çalışıyor. (Belki sizi henüz fazla para ile ayartmaya çalışmadı!) Şeytan bu dünyanın bütün kaygılarını size yüklüyor. Baskı da kullanacaktır. Bütün bunlarla imanınızdan vazgeçmenizi sağlayamazsa, hüsrana uğramış bir cin için geri kalan tek şey sizi öldürmek olabilir.
Zor zamanları yaşıyorsunuz, Şeytan hayal kıran olayları başınıza getirdi. Bedeniniz ağrıyor. Sahip olduğunuz her şeyin bozuk ve tamire ihtiyacı var gibi görünüyor. İstediğiniz işe giremediniz. Beklemediğiniz bir masraf için belki yeterli paranız yoktur. İlişkileriniz gergin. Erkek arkadaşınız tartışmacı veya eşiniz sinirli ve mutsuz. Hep kavga ediyorsunuz. Ortamınız kasvetli ve sanki etrafınızdaki her şey ters gidiyor. Ruhsal hayatınızda da kendinizi pek başarılı hissetmiyorsunuz.
Fakat hâlâ imanınız sapasağlam yerinde olduğu için Şeytan’ın ne kadar hüsrana uğradığını bir düşünün. Hâlâ galip geliyorsunuz. Pavlus, yakında idam edilecekti. Onun sözlerini dinleyin.
Romalılar 8:35-37 Mesih'in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? 36 Yazılmış olduğu gibi: “Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz, Kasaplık koyun sayılıyoruz.” 37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.
Siz galiplerden üstünsünüz. Yerinizde kalın. Vazgeçmeyin.
Hayattaki zorluklar sizi şaşırtıyor mu?
1. Petrus 4:12-14 Sevgili kardeşlerim, sınanmanız için size giydirilen ateşten gömleği, size garip bir şey oluyormuş gibi yadırgamayın. 13 Tersine, Mesih'in acılarına ortak olduğunuz oranda sevinin ki, Mesih'in görkemi göründüğünde de sevinçle coşasınız. 14 Mesih'in adından ötürü hakarete uğrarsanız, ne mutlu size! Çünkü Tanrı'nın yüce Ruhu üzerinizde bulunuyor.
1. Selanikliler 3:1-4 İşte bu özleme daha fazla dayanacak halimiz kalmayınca Atina'da yalnız bırakılmaya razı olduk ve Mesih'in Müjdesi'ni yayan Tanrı emektaşı kardeşimiz Timoteos'u yanınıza gönderdik. Bu sıkıntılardan ötürü kimse sarsılmasın diye sizi imanda güçlendirip yüreklendirmesini istedik. Sıkıntılardan geçmek için belirlendiğimizi siz de biliyorsunuz. 2 3 4 Çünkü sıkıntı çekeceğimizi size önceden, daha yanınızdayken söylemiştik. Bildiğiniz gibi, öyle oldu.
Her şey ters gidiyor, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Hastaneye ödemeniz için yeterli para yok, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Ayağınız ağrıyınca, kolesterol seviyesi çok yüksek olunca fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
Kilise üyelerini kaybediyor, fakat imanınız varsa, muzaffersiniz.
İmanın olduğu yerde zafer var.
Eyüp, ailesini ve bütün mal varlığını kaybettiği zaman ve yaralarla kaplıyken zaferliydi.
Yusuf, pis kokulu zindandayken zaferliydi.
Pavlus Listra’da taşlandığı zaman, zaferliydi.
İsa, çarmıhtayken başarısız gibi göründü fakat nihai zafer O’nundu. İsa, “Tamamlandı” haykırıp öldüğü zaman melekler “Zafer” diye bağırdılar.
Size ayartılar aşırı derece gelince ve melekler sizi izlerken doğru seçim yapmanız için sanki bir yardım olacakmış, işe yarayacakmış gibi belki bedenlerini eğiyorlar. Doğru seçim yapınca, imanı seçince, Allah’ın yasasına uymayı seçince imandan vazgeçmeyince belki melekler “Gooool!” diye bağırıyorlar!
İmanın olduğu yerde zafer var.
Efesliler 3:10 Öyle ki, Tanrı'nın çok yönlü bilgeliği, kilise aracılığıyla göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara şimdiki dönemde bildirilsin.
Efesliler 3:20-21 Tanrı, bizde etkin olan kudretiyle, dilediğimiz ya da düşündüğümüz her şeyden çok daha fazlasını yapabilecek güçtedir. 21 Kilisede ve Mesih İsa'da bütün kuşaklar boyunca sonsuzlara dek O'na yücelik olsun! Amin.
Hamdedelim zafer sesiyle, Rabbimiz hamde layıktır!