rabbi_denemeyelim.pdf | |
File Size: | 72 kb |
File Type: |
Siz günahlı hayatınızı ve dünyaya yönelik yani Şeytan’a olan hizmetinizi terk etmiş oldunuz. Rab İsa Mesih’i takip etmeyi seçmiş oldunuz. Suda vaftiz edilmiş oldunuz. Şimdi Mesih’in gelip sizi cennete götürmesini beklerken hayatınızı bu dünyada yaşıyorsunuz. Hayatınızın ne denli zor olduğundan sürekli şikeyet ediyor musunuz? Çevrenizdekiler sizi, genelde mutlu bir insan olarak görüyorlar mı? Bir söz almadan hayatınız, başkalarına Mesih’in takipçisi olmalarını tavsiye ediyor mu? Yoksa şöyle mi söylerlerdi: “Kesinlikle İsa’nın takipçisi olmak hiç istemem. Onlar hep söylenip şikayet ederler!”
Allah kadim İsraillileri firavuna doğru kölelikten azletti. Rab onları Kızıldeniz’den aldı, bu olay da vaftiz olunmalarını sembolize etti. İsrailliler bu dünyadaki hayatımızı simgeleyen cölden geçtiler. Onlara Allah’a olan bir güvenleri geliştirme fırsatı verildi. Elçi Pavlus bize şöyle diyor:
1.Korintliler 10:11 Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.
Biz, bu dünya olan çölden geçip, vaat edilen ülke olan cennete giderken bizi yol gösteren İsrail’in tecrübesi örneğimiz var.
Çok sıklıkla İsrailliler mutsuz ve şikayetçi oldular. Allah’a karşı güvensizlik geliştirdiler.
1.Korintliler 10:9 Yine bazıları gibi Rab'bi denemeyelim. Böyle yapanları yılanlar öldürdü.
Bugün Pavlus’un bu ayette gönderme yaptığı vakaya bakacağız.
Çölde Sayım 21:4’e çevirelim.
Çölde Sayım 21:4-5 Edom ülkesinin çevresinden geçmek için Kızıldeniz yoluyla Hor Dağı'ndan ayrıldılar. Ama yolda halk sabırsızlandı. 5 Tanrı'dan ve Musa'dan yakınarak, “Çölde ölelim diye mi bizi Mısır'dan çıkardınız?” dediler, “Burada ne ekmek var, ne de su. Ayrıca bu iğrenç yiyecekten de tiksiniyoruz!”
İsraillerin ilk şikayet ettikleri zaman bu değildi. Tekrar, çölde Allah’la birlikte olmaktan çok Mısır’da Allah’sız olmayı tercih ettiklerini dile getirdiler. Allah’ın sağladığı yemekleri sevmediler. Su görmedikleri için ondan da şikayet ettiler.
Durumun daha derin tarihi var. Allah İsraillilere, vaat edilen ülkeye giderken Edom ülkesinden geçeceklerini söz verdi.
Yasnın Tekrarı 2:2-7 “RAB bana, ‘Bu dağlık bölgenin çevresinde yeterince dolaştınız’ dedi, ‘Şimdi kuzeye gidin.’ 3 4 Sonra halka şu buyrukları vermemi söyledi: ‘Seir'de yaşayan kardeşlerinizin, Esavoğulları'nın ülkesinden geçeceksiniz. Sizden korkacaklar. Çok dikkatli davranın. 5 Onları savaşa kışkırtmayın. Size onların ülkesinden hiçbir toprak parçası, ayağınızı basacak bir yer bile vermeyeceğim. Çünkü Seir dağlık bölgesini mülk olarak Esav'a verdim. 6 Yiyeceklerinizi, içeceklerinizi onlardan para karşılığında alacaksınız.’ 7 “Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi kutsadı. Bu geniş çölde dolanıp durduğunuz sürece sizi korudu. Tanrınız RAB geçirdiğiniz bu kırk yıl boyunca sizlerleydi ve hiçbir eksiğiniz olmadı.”
Tanrı İsraillilere kırk sene boynuca çölde mucizevi bir şekilde man ve su sağlamıştı. Neden 40 sene çölde dolaşmışlardı? Onlar Tanrı’ya başkaldırmışlardı ve Tanrı, Mısır’dan çıkan bütün reşit erkeklerin çölde ölecekleirni söylemişti. Sadece çocukları vaat edilen ülkeye gireceklerdi.
Artık İsrail’in dolaşmaları sona ermek üzereydi ve Tanrı, su ve yemek parayla satın alacaklarını söyledi. Nitekim mucize bir şekilde sağlanmış su ve yemeğe gerek kalmadı. Allah, onlara yerden fışkıran su ve gökten inmiş yemek vermeyi kestiği zaman İsrail ne yaptı?
Çölde Sayım 20:2-5 Ancak topluluk için içecek su yoktu. Halk Musa'yla Harun'a karşı toplandı. 3 Musa'ya, “Keşke kardeşlerimiz RAB'bin önünde öldüğünde biz de ölseydik!” diye çıkıştılar, 4 “RAB'bin topluluğunu neden bu çöle getirdiniz? Biz de hayvanlarımız da ölelim diye mi? 5 Neden bizi bu korkunç yere getirmek için Mısır'dan çıkardınız? Ne tahıl, ne incir, ne üzüm ne de nar var. Üstelik içecek su da yok!”
İsrailliler, Musa’ya kendilerini kötü bir yere getirdiğini yüklendiler. Gerçek değildi. Allah onlara rehberlik yaptı. Tanrı, tekrar milletle hoşnut değildi yine de kayadan su sağladı. Ancak sonra ne olduğuna bir bakalım. Tanrı daha önce Edom ülkesinden geçeceklerini söylemişti.
Çölde Sayım 20:14-21 Musa Kadeş'ten Edom Kralı'na ulaklarla şu haberi gönderdi: “Kardeşin İsrail şöyle diyor: ‘Başımıza gelen güçlükleri biliyorsun. 15 Atalarımız Mısır'a gitmişler. Orada uzun yıllar yaşadık. Mısırlılar atalarımıza da bize de kötü davrandılar. 16 Ama biz RAB'be yakarınca, yakarışımızı işitti. Bir melek gönderip bizi Mısır'dan çıkardı. 17 İzin ver, ülkenden geçelim. Tarlalardan, bağlardan geçmeyeceğiz, hiçbir kuyudan da su içmeyeceğiz. Sınırından geçinceye dek, sağa sola sapmadan Kral yolundan yolumuza devam edeceğiz’ ” 18 Ama Edom Kralı, “Ülkemden geçmeyeceksiniz!” diye yanıtladı, “Geçmeye kalkışırsanız kılıçla karşınıza çıkarım.” 19 İsrailliler, “Yol boyunca geçip gideceğiz” dediler, “Eğer biz ya da hayvanlarımız suyundan içersek karşılığını öderiz. Yürüyüp geçmek için senden izin istiyoruz, hepsi bu.” 20 Edom Kralı yine, “Geçmeyeceksiniz!” yanıtını verdi. Edomlular İsrailliler'e saldırmak üzere kalabalık ve güçlü bir orduyla yola çıktılar. 21 Edom Kralı ülkesinden geçmelerine izin vermeyince, İsrailliler dönüp ondan uzaklaştılar.
Şimdi İsrail Edom ülkesinin etrafından uzun, zor yolla gidiyordu. Ne oldu? Allah’a güvenmediler. Söylenip yakındılar ve Tanrı onlar için yapacağı mucizeyi yapmayacaktı. İsrail’in yolu daha uzun ve zor oldu.
Siz, Tanrı’ya güvenmediğiniz için hangi bereketler kaçırıyorsunuz? Şikayetleriniz Tanrı’nın kulağına ulaştı mı ve O’na güvenmediğiniz için siz O’na güvenmeyi öğreninceye dek daha zorluklara izin veriyor mu?
Çölde Sayım 21:4-5 Edom ülkesinin çevresinden geçmek için Kızıldeniz yoluyla Hor Dağı'ndan ayrıldılar. Ama yolda halk sabırsızlandı. 5 Tanrı'dan ve Musa'dan yakınarak, “Çölde ölelim diye mi bizi Mısır'dan çıkardınız?” dediler, “Burada ne ekmek var, ne de su. Ayrıca bu iğrenç yiyecekten de tiksiniyoruz!”
Çölde Sayım 21:6-9 Bunun üzerine RAB halkın arasına zehirli yılanlar gönderdi. Yılanlar ısırınca İsrailliler'den birçok kişi öldü. 7 Halk Musa'ya gelip, “RAB'den ve senden yakınmakla günah işledik. Yalvar da, RAB aramızdan yılanları kaldırsın” dedi. Bunun üzerine Musa halk için yalvardı. 8 RAB Musa'ya, “Bir yılan yap ve onu bir direğin üzerine koy. Isırılan herkes ona bakınca yaşayacaktır” dedi. 9 Böylece Musa tunç bir yılan yaparak direğin üzerine koydu. Yılan tarafından ısırılan kişiler tunç yılana bakınca yaşadı.
Tanrı, yılanların gelmeleri için bir mucize yapmadı. Yılanlar oradaydılar zaten. Tanrı, korumasını geri alarak İsraillilere Tanrı’nın seyahat boyunca onlara baktığını hatırlattı. Musa, neden tunç yılan yapıp direğin üzerine koydu? Kesinlikle tunç yılanda zehirli bir yara iyileştirme gücü yoktu.
Tanrı, İsraillilere, Tanrı’nın sözüne güvenmeyi öğretmeye çalışıyordu. Bakanlar iyileştirileceklerdi. Tek yapmaları gereken şey Tanrı’ye güvenmekti. Gerekli mucizeyi Tanrı sağlayacaktı.
İsa, Yahudilerin çöldeki bu tecrübesini, kurtuluş yolunu göstermek için kullandı.
Yuhanna 3:14-15 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.
İsa günah işlemedi. Fakat sıradan bir suçlu olarak öldürüldü. Tanrı İsa’ya dünyanın günahlarını koydu ve İsa bizim uğrumuza günahın bedelini ödedi. İsa bize, Kendisine güvenmemizi, sonra, kurtuluş için gereken mucizeyi Kendisinin sağlayacağını söylüyor.
İsa’ya bakınız ve yaşayınız.
Çok kişi, “Bu çok fazla basit. Kurtuluş yolu o kadar basit olamaz.” Bu yüzden Mesih’e inanmayı reddederler. Onlar aslında Tanrı’nın sözünü redediyorlar çünkü şöyle yazılmıştır:
Matta 17:5 Petrus daha konuşurken parlak bir bulut onlara gölge saldı. Buluttan gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!” dedi.
İsa da şöyle dedi:
Yuhanna 3:16-18 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. 17Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. 18 O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlu'nun adına iman etmemiştir.”
Bu yüzden Rabb’i denemeyiniz, bilakis O’na güveniniz. Kim bilir sizin için ne mucize tasarladı!
Allah kadim İsraillileri firavuna doğru kölelikten azletti. Rab onları Kızıldeniz’den aldı, bu olay da vaftiz olunmalarını sembolize etti. İsrailliler bu dünyadaki hayatımızı simgeleyen cölden geçtiler. Onlara Allah’a olan bir güvenleri geliştirme fırsatı verildi. Elçi Pavlus bize şöyle diyor:
1.Korintliler 10:11 Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.
Biz, bu dünya olan çölden geçip, vaat edilen ülke olan cennete giderken bizi yol gösteren İsrail’in tecrübesi örneğimiz var.
Çok sıklıkla İsrailliler mutsuz ve şikayetçi oldular. Allah’a karşı güvensizlik geliştirdiler.
1.Korintliler 10:9 Yine bazıları gibi Rab'bi denemeyelim. Böyle yapanları yılanlar öldürdü.
Bugün Pavlus’un bu ayette gönderme yaptığı vakaya bakacağız.
Çölde Sayım 21:4’e çevirelim.
Çölde Sayım 21:4-5 Edom ülkesinin çevresinden geçmek için Kızıldeniz yoluyla Hor Dağı'ndan ayrıldılar. Ama yolda halk sabırsızlandı. 5 Tanrı'dan ve Musa'dan yakınarak, “Çölde ölelim diye mi bizi Mısır'dan çıkardınız?” dediler, “Burada ne ekmek var, ne de su. Ayrıca bu iğrenç yiyecekten de tiksiniyoruz!”
İsraillerin ilk şikayet ettikleri zaman bu değildi. Tekrar, çölde Allah’la birlikte olmaktan çok Mısır’da Allah’sız olmayı tercih ettiklerini dile getirdiler. Allah’ın sağladığı yemekleri sevmediler. Su görmedikleri için ondan da şikayet ettiler.
Durumun daha derin tarihi var. Allah İsraillilere, vaat edilen ülkeye giderken Edom ülkesinden geçeceklerini söz verdi.
Yasnın Tekrarı 2:2-7 “RAB bana, ‘Bu dağlık bölgenin çevresinde yeterince dolaştınız’ dedi, ‘Şimdi kuzeye gidin.’ 3 4 Sonra halka şu buyrukları vermemi söyledi: ‘Seir'de yaşayan kardeşlerinizin, Esavoğulları'nın ülkesinden geçeceksiniz. Sizden korkacaklar. Çok dikkatli davranın. 5 Onları savaşa kışkırtmayın. Size onların ülkesinden hiçbir toprak parçası, ayağınızı basacak bir yer bile vermeyeceğim. Çünkü Seir dağlık bölgesini mülk olarak Esav'a verdim. 6 Yiyeceklerinizi, içeceklerinizi onlardan para karşılığında alacaksınız.’ 7 “Tanrınız RAB el attığınız her işte sizi kutsadı. Bu geniş çölde dolanıp durduğunuz sürece sizi korudu. Tanrınız RAB geçirdiğiniz bu kırk yıl boyunca sizlerleydi ve hiçbir eksiğiniz olmadı.”
Tanrı İsraillilere kırk sene boynuca çölde mucizevi bir şekilde man ve su sağlamıştı. Neden 40 sene çölde dolaşmışlardı? Onlar Tanrı’ya başkaldırmışlardı ve Tanrı, Mısır’dan çıkan bütün reşit erkeklerin çölde ölecekleirni söylemişti. Sadece çocukları vaat edilen ülkeye gireceklerdi.
Artık İsrail’in dolaşmaları sona ermek üzereydi ve Tanrı, su ve yemek parayla satın alacaklarını söyledi. Nitekim mucize bir şekilde sağlanmış su ve yemeğe gerek kalmadı. Allah, onlara yerden fışkıran su ve gökten inmiş yemek vermeyi kestiği zaman İsrail ne yaptı?
Çölde Sayım 20:2-5 Ancak topluluk için içecek su yoktu. Halk Musa'yla Harun'a karşı toplandı. 3 Musa'ya, “Keşke kardeşlerimiz RAB'bin önünde öldüğünde biz de ölseydik!” diye çıkıştılar, 4 “RAB'bin topluluğunu neden bu çöle getirdiniz? Biz de hayvanlarımız da ölelim diye mi? 5 Neden bizi bu korkunç yere getirmek için Mısır'dan çıkardınız? Ne tahıl, ne incir, ne üzüm ne de nar var. Üstelik içecek su da yok!”
İsrailliler, Musa’ya kendilerini kötü bir yere getirdiğini yüklendiler. Gerçek değildi. Allah onlara rehberlik yaptı. Tanrı, tekrar milletle hoşnut değildi yine de kayadan su sağladı. Ancak sonra ne olduğuna bir bakalım. Tanrı daha önce Edom ülkesinden geçeceklerini söylemişti.
Çölde Sayım 20:14-21 Musa Kadeş'ten Edom Kralı'na ulaklarla şu haberi gönderdi: “Kardeşin İsrail şöyle diyor: ‘Başımıza gelen güçlükleri biliyorsun. 15 Atalarımız Mısır'a gitmişler. Orada uzun yıllar yaşadık. Mısırlılar atalarımıza da bize de kötü davrandılar. 16 Ama biz RAB'be yakarınca, yakarışımızı işitti. Bir melek gönderip bizi Mısır'dan çıkardı. 17 İzin ver, ülkenden geçelim. Tarlalardan, bağlardan geçmeyeceğiz, hiçbir kuyudan da su içmeyeceğiz. Sınırından geçinceye dek, sağa sola sapmadan Kral yolundan yolumuza devam edeceğiz’ ” 18 Ama Edom Kralı, “Ülkemden geçmeyeceksiniz!” diye yanıtladı, “Geçmeye kalkışırsanız kılıçla karşınıza çıkarım.” 19 İsrailliler, “Yol boyunca geçip gideceğiz” dediler, “Eğer biz ya da hayvanlarımız suyundan içersek karşılığını öderiz. Yürüyüp geçmek için senden izin istiyoruz, hepsi bu.” 20 Edom Kralı yine, “Geçmeyeceksiniz!” yanıtını verdi. Edomlular İsrailliler'e saldırmak üzere kalabalık ve güçlü bir orduyla yola çıktılar. 21 Edom Kralı ülkesinden geçmelerine izin vermeyince, İsrailliler dönüp ondan uzaklaştılar.
Şimdi İsrail Edom ülkesinin etrafından uzun, zor yolla gidiyordu. Ne oldu? Allah’a güvenmediler. Söylenip yakındılar ve Tanrı onlar için yapacağı mucizeyi yapmayacaktı. İsrail’in yolu daha uzun ve zor oldu.
Siz, Tanrı’ya güvenmediğiniz için hangi bereketler kaçırıyorsunuz? Şikayetleriniz Tanrı’nın kulağına ulaştı mı ve O’na güvenmediğiniz için siz O’na güvenmeyi öğreninceye dek daha zorluklara izin veriyor mu?
Çölde Sayım 21:4-5 Edom ülkesinin çevresinden geçmek için Kızıldeniz yoluyla Hor Dağı'ndan ayrıldılar. Ama yolda halk sabırsızlandı. 5 Tanrı'dan ve Musa'dan yakınarak, “Çölde ölelim diye mi bizi Mısır'dan çıkardınız?” dediler, “Burada ne ekmek var, ne de su. Ayrıca bu iğrenç yiyecekten de tiksiniyoruz!”
Çölde Sayım 21:6-9 Bunun üzerine RAB halkın arasına zehirli yılanlar gönderdi. Yılanlar ısırınca İsrailliler'den birçok kişi öldü. 7 Halk Musa'ya gelip, “RAB'den ve senden yakınmakla günah işledik. Yalvar da, RAB aramızdan yılanları kaldırsın” dedi. Bunun üzerine Musa halk için yalvardı. 8 RAB Musa'ya, “Bir yılan yap ve onu bir direğin üzerine koy. Isırılan herkes ona bakınca yaşayacaktır” dedi. 9 Böylece Musa tunç bir yılan yaparak direğin üzerine koydu. Yılan tarafından ısırılan kişiler tunç yılana bakınca yaşadı.
Tanrı, yılanların gelmeleri için bir mucize yapmadı. Yılanlar oradaydılar zaten. Tanrı, korumasını geri alarak İsraillilere Tanrı’nın seyahat boyunca onlara baktığını hatırlattı. Musa, neden tunç yılan yapıp direğin üzerine koydu? Kesinlikle tunç yılanda zehirli bir yara iyileştirme gücü yoktu.
Tanrı, İsraillilere, Tanrı’nın sözüne güvenmeyi öğretmeye çalışıyordu. Bakanlar iyileştirileceklerdi. Tek yapmaları gereken şey Tanrı’ye güvenmekti. Gerekli mucizeyi Tanrı sağlayacaktı.
İsa, Yahudilerin çöldeki bu tecrübesini, kurtuluş yolunu göstermek için kullandı.
Yuhanna 3:14-15 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.
İsa günah işlemedi. Fakat sıradan bir suçlu olarak öldürüldü. Tanrı İsa’ya dünyanın günahlarını koydu ve İsa bizim uğrumuza günahın bedelini ödedi. İsa bize, Kendisine güvenmemizi, sonra, kurtuluş için gereken mucizeyi Kendisinin sağlayacağını söylüyor.
İsa’ya bakınız ve yaşayınız.
Çok kişi, “Bu çok fazla basit. Kurtuluş yolu o kadar basit olamaz.” Bu yüzden Mesih’e inanmayı reddederler. Onlar aslında Tanrı’nın sözünü redediyorlar çünkü şöyle yazılmıştır:
Matta 17:5 Petrus daha konuşurken parlak bir bulut onlara gölge saldı. Buluttan gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!” dedi.
İsa da şöyle dedi:
Yuhanna 3:16-18 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. 17Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. 18 O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlu'nun adına iman etmemiştir.”
Bu yüzden Rabb’i denemeyiniz, bilakis O’na güveniniz. Kim bilir sizin için ne mucize tasarladı!