KURTULUŞ VE İMAN VAAZLARI
|
yeniden_dogmanız_lazım.pdf | |
File Size: | 105 kb |
File Type: |
Dinimi merak eden bir bayan bana, “Siz dinizde ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
Neye inandığımı anlatmaya başladım ama lafımı kesti. “Hayır, siz ne gibi şeyler yapıyorsunuz?”
Bayan, dine ayin olarak bakıyordu. Ne gibi ayin yaptığımızı öğrenmek istedi. Bense dine inanç sistemi olarak bakıyordum. Ayinler anlam taşıyor ve inancımızdan doğup öğretilerimizi yansıtıyor. Fakat gerçek din sadece birkaç ayinden mi ibarettir? Allah bizden sadece ayinleri mi istiyor?
Mika 6:8 Ey insanlar, RAB iyi olanı size bildirdi; Adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız RAB sizden ne istedi?
Kısaca Rab bizden doğruluk istiyor. Sadece şekilde değil, kalpten doğruluk istiyor. Fakat günahkâr insanlar kalpten doğan doğruluğu nasıl yapabilir? Yapamazlar. Çok kişi iyi olmak istiyor ve dinlerinin bütün şartlarını yerine getiriyorlar ama hâlâ hayatlarında bencillikten doğan günahları var. Bu insanlar dürüstlerse, günahları yüzünden pişman ve alçakgönüllü oluyorlar, dürüst değilseler, günahlı durumlarını inkâr edip kendilerini pak olarak göstermeye çalışıyorlar.
Bir akşam, İsa’ya gelen bir din lideri vardı. Kendisi Ferisiydi. Ferisilik bir Yauhdi mezhebiydi. Genelde Ferisiler kendilerini pak olarak düşünüyorlardı. Fakat İsa, onların ikiyüzlü olduğunu söylemişti. Ferisilerle ilgili İsa dedi ki:
Matta 23:5 Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, hamaillerini büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar.
Ferisiler, kendilerini dindar göstermek için giysilerini şu şekilde bu şekilde yaptılar. Bugünlerde de aynı. İnsanlar özel dindar kıyafetleri giymeyi severler.
Matta 23:23-24 “Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın daha önemli konularını -adaleti, merhameti, sadakati- ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi. 24 Ey kör kılavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız!”
Yahudiler, ondalıklarını Rabb’e verirlerdi. Ondalık, birinin net kazandıklarının onda biridir. Yani kazandıklarının 10 TLsi üzerine 1 TL Rabb’e geri verirlerdi. Aslında RAb bunu emretmişti ve hâlâ geçerlidir. Ama bakın, Ferisiler en ufak bir baharat üzerine ondalık verirlerdi fakat onlarda adalet, merhamet, sadakatten yoksundular. Bugünlerde aynıdır. İnsanlar sadaka verirler fakat onlarda adalet, merhamet ve sadakat yok! Bunu tespit etmek için sadece gazete okumak yeterlidir!
Matta 23:25-26 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur. 26 Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar.
Ferisilerin törensel dini temizlik kuralları vardı. Onlar, Allah’ın önünde murdar olmamaları için bu temizlik kurallarını sımsıkı tuttunurlardı. Bugünlerde aynı. İnsanlar bana övünerek “Biz dua etmeden bu şekilde yıkanıyoruz” derler. Bunu anlatırken sigara içerek kendilerini ve etraflarını pisletiyorlar ve bu durumda o durumda nasıl yalan söylediklerini övünerek anlatırlar. Ya kardeşim bırak kötü alışkanlıklarını ve yalanlarını, ondan sonra bana ne kadar dindar olduğunu anlat!
Matta 23:27-31 “Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. 28 Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz. 29 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız. 30 ‘Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik’ diyorsunuz. 31 Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz tanıklık ediyorsunuz.”
Bugünlerde de aynıdır. İnsanlar, kendilerini dindar göstermek için kutsal sayılan yerlere büyük saygı gösterirler. Fakat kendi bedenlerini kutsal bir yer olarak görmezler. Çünkü para kazanmak için her yalana, hileye ve kurnazlığa başvururlar. İnsanlar, fiyat, kalite üzerine yalan söylerler. Hadlerini aşarak bir başkasının veya devletin toprağını işgal ettikten sonra ibadet evlerine gidip dua ederler. Onlara göre işgal ettikleri toprak Allah’tan! Kendilerini pak düşünürler
Matta 6:1-8 “Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. 2 Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 5 Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 6 Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 7 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
Matta 6:16 Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.
Kutsal Kitap, neden Ferisiler üzerine bu kadar çok duruyor? Çünkü insanlık böyledir. Ferisiler, insanlığın asıl karakterini temsil ediyor. Hepimiz, doğal olarak ve özünde Ferisiyiz.
Yuhanna 3:1-2 Yahudiler'in Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisiler'den olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, “Rabbî, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz” dedi.
Adam dinden bahsetmek istedi. İsa ise, zaman kaybetmeden dinin özüne indi.
Yuhanna 3:3-4 İsa ona şu karşılığı verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez.” 4 Nikodim, “Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?” diye sordu.
Saçma sapan bir soru gelmişti Nikodim’den.
Yuhanna 3:5-8 İsa şöyle yanıt verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, ‘Yeniden doğmalısınız’ dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan herkes böyledir.”
İsa, ayinler bahsetmedi. Cennete girmek isterseniz Kutsal Ruh aracılığıyla yeniden doğmanız lazım. Nasıl oluyor? Bilmiyorsunuz ve önemli değil. Bu Allah’ın işi. Yeniden doğmanız lazım. Şart.
Siz nasıl rüzgâr göremezseniz Kutsal Ruh’u da göremezsiniz. Rügârın etkisni görebilirsiniz Kutsal Ruh’un etkisni de görebiliyorsunuz. Kutsal Ruh’un etkisi nedir?
Galatyalılar 5:22 Ruh'un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. 23 24 Mesih İsa'ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir.
Kutsal Ruh’un etkisi, sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bunlar yoksa demek Kutsal Ruh yoktur demek. Benimle bütün gün din inançları üzerinde tartışabilirsiniz fakat yeniden doğmazsanız, hiç faydası yoktur. Siz bana kaç kere dua ettiğinizi anlatabilirsiniz. Bana siz dua etmeden önce nasıl ve ne şekilde yıkandığınızı anlatabilirsiniz. Siz bana nasıl ve kaç gün oruç tutuğunuzu anlatabilirsiniz. Bana kutsal sayılan yerlere, kitaplara ve peygamberlere nasıl saygı gösterdiğinizi anlatabilirsiniz. Ben size şunu söyleyeyim. Siz yeniden doğmadıkça hiçbir faydası yoktur. Din şekilciliği bizi cennete götürmez.
Yuhanna 3:9-10 Nikodim İsa'ya, “Bunlar nasıl olabilir?” diye sordu. 10 İsa ona şöyle yanıt verdi: “Sen İsrail'in öğretmeni olduğun halde bunları anlamıyor musun?”
Siz dindar mısınız? Din ile ilgili benimle tartışmak istiyor musunuz? Bu durumda, ben size İsa’nın söylediği gibi, “Bunları anlamıyor musunuz?” diyeceğim.
Yuhanna 3:11-12 Sana doğrusunu söyleyeyim, biz bildiğimizi söylüyoruz, gördüğümüze tanıklık ediyoruz. Sizler ise bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz. 12 Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız?
İnsanlar, bu mesajı kabul etmek istemiyorlar. Nikodim inanmak istemedi. Neden? Çünkü bu mesajı kabul etmek, bütün şekilci din törenlerimizin bizi cennete götüremez olduğunu itiraf etmek demektir. Mesajı kabul etmek, kendi din törenlerimizin bizim cennete götürmek için yetmediğini kabul etmek demektir. İnsanî kibir bunu itiraf etmek istemez. İnsanlar, Ferisiler gibi, “Ben cennete girecek kadar iyiyim” derler. Yalan. Allah’ın katında murdarız. Yeniden doğmamız lazım.
Yuhanna 3:13-16 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. 16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”
Günahın ücreti nedir? Çarmıhtaki İsa’ya bir bakın! Orada, kendi günahları için ölmüyordu. Bizim günahlarımız için ölüyordu.
Matta 27:29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyerek O'nunla alay ettiler.
Markos 15:15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
Markos 15:31 Aynı şekilde başkâhinler ve din bilginleri de O'nunla alay ederek aralarında, “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor” diye konuşuyorlardı.
Markos 15:34 Saat üçte İsa yüksek sesle, “Elohi, Elohi, lema şevaktani” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.
Günahın ücreti böyle bir ölümdür. Sizin günahlarınız size böylesine bir ölümü kazandırdı. Günahlarınızı silmek için, İsa’nın ölümünü kendiniz için kabul etmeniz lazım. Yoksa siz kendiniz, günahlarınızın kazandığı cezayı ödeyeceksiniz. Cennete girmeniz için günah işlememiş ve bu cezayı hak etmemiş olan İsa, bu iyiliği sizin için yaptı. İsa sizin için öldü. Neden bunu yaptı? Çünkü sizi seviyor.
Yuhanna 3:16 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
Şimdi, bu kurtuluşu kabul edebilirsiniz. Yeniden doğmak ister misiniz?
Neye inandığımı anlatmaya başladım ama lafımı kesti. “Hayır, siz ne gibi şeyler yapıyorsunuz?”
Bayan, dine ayin olarak bakıyordu. Ne gibi ayin yaptığımızı öğrenmek istedi. Bense dine inanç sistemi olarak bakıyordum. Ayinler anlam taşıyor ve inancımızdan doğup öğretilerimizi yansıtıyor. Fakat gerçek din sadece birkaç ayinden mi ibarettir? Allah bizden sadece ayinleri mi istiyor?
Mika 6:8 Ey insanlar, RAB iyi olanı size bildirdi; Adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız RAB sizden ne istedi?
Kısaca Rab bizden doğruluk istiyor. Sadece şekilde değil, kalpten doğruluk istiyor. Fakat günahkâr insanlar kalpten doğan doğruluğu nasıl yapabilir? Yapamazlar. Çok kişi iyi olmak istiyor ve dinlerinin bütün şartlarını yerine getiriyorlar ama hâlâ hayatlarında bencillikten doğan günahları var. Bu insanlar dürüstlerse, günahları yüzünden pişman ve alçakgönüllü oluyorlar, dürüst değilseler, günahlı durumlarını inkâr edip kendilerini pak olarak göstermeye çalışıyorlar.
Bir akşam, İsa’ya gelen bir din lideri vardı. Kendisi Ferisiydi. Ferisilik bir Yauhdi mezhebiydi. Genelde Ferisiler kendilerini pak olarak düşünüyorlardı. Fakat İsa, onların ikiyüzlü olduğunu söylemişti. Ferisilerle ilgili İsa dedi ki:
Matta 23:5 Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, hamaillerini büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar.
Ferisiler, kendilerini dindar göstermek için giysilerini şu şekilde bu şekilde yaptılar. Bugünlerde de aynı. İnsanlar özel dindar kıyafetleri giymeyi severler.
Matta 23:23-24 “Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın daha önemli konularını -adaleti, merhameti, sadakati- ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi. 24 Ey kör kılavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız!”
Yahudiler, ondalıklarını Rabb’e verirlerdi. Ondalık, birinin net kazandıklarının onda biridir. Yani kazandıklarının 10 TLsi üzerine 1 TL Rabb’e geri verirlerdi. Aslında RAb bunu emretmişti ve hâlâ geçerlidir. Ama bakın, Ferisiler en ufak bir baharat üzerine ondalık verirlerdi fakat onlarda adalet, merhamet, sadakatten yoksundular. Bugünlerde aynıdır. İnsanlar sadaka verirler fakat onlarda adalet, merhamet ve sadakat yok! Bunu tespit etmek için sadece gazete okumak yeterlidir!
Matta 23:25-26 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur. 26 Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar.
Ferisilerin törensel dini temizlik kuralları vardı. Onlar, Allah’ın önünde murdar olmamaları için bu temizlik kurallarını sımsıkı tuttunurlardı. Bugünlerde aynı. İnsanlar bana övünerek “Biz dua etmeden bu şekilde yıkanıyoruz” derler. Bunu anlatırken sigara içerek kendilerini ve etraflarını pisletiyorlar ve bu durumda o durumda nasıl yalan söylediklerini övünerek anlatırlar. Ya kardeşim bırak kötü alışkanlıklarını ve yalanlarını, ondan sonra bana ne kadar dindar olduğunu anlat!
Matta 23:27-31 “Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. 28 Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz. 29 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız. 30 ‘Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik’ diyorsunuz. 31 Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz tanıklık ediyorsunuz.”
Bugünlerde de aynıdır. İnsanlar, kendilerini dindar göstermek için kutsal sayılan yerlere büyük saygı gösterirler. Fakat kendi bedenlerini kutsal bir yer olarak görmezler. Çünkü para kazanmak için her yalana, hileye ve kurnazlığa başvururlar. İnsanlar, fiyat, kalite üzerine yalan söylerler. Hadlerini aşarak bir başkasının veya devletin toprağını işgal ettikten sonra ibadet evlerine gidip dua ederler. Onlara göre işgal ettikleri toprak Allah’tan! Kendilerini pak düşünürler
Matta 6:1-8 “Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. 2 Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 5 Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 6 Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 7 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
Matta 6:16 Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.
Kutsal Kitap, neden Ferisiler üzerine bu kadar çok duruyor? Çünkü insanlık böyledir. Ferisiler, insanlığın asıl karakterini temsil ediyor. Hepimiz, doğal olarak ve özünde Ferisiyiz.
Yuhanna 3:1-2 Yahudiler'in Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisiler'den olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, “Rabbî, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz” dedi.
Adam dinden bahsetmek istedi. İsa ise, zaman kaybetmeden dinin özüne indi.
Yuhanna 3:3-4 İsa ona şu karşılığı verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ni göremez.” 4 Nikodim, “Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?” diye sordu.
Saçma sapan bir soru gelmişti Nikodim’den.
Yuhanna 3:5-8 İsa şöyle yanıt verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, ‘Yeniden doğmalısınız’ dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan herkes böyledir.”
İsa, ayinler bahsetmedi. Cennete girmek isterseniz Kutsal Ruh aracılığıyla yeniden doğmanız lazım. Nasıl oluyor? Bilmiyorsunuz ve önemli değil. Bu Allah’ın işi. Yeniden doğmanız lazım. Şart.
Siz nasıl rüzgâr göremezseniz Kutsal Ruh’u da göremezsiniz. Rügârın etkisni görebilirsiniz Kutsal Ruh’un etkisni de görebiliyorsunuz. Kutsal Ruh’un etkisi nedir?
Galatyalılar 5:22 Ruh'un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. 23 24 Mesih İsa'ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir.
Kutsal Ruh’un etkisi, sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bunlar yoksa demek Kutsal Ruh yoktur demek. Benimle bütün gün din inançları üzerinde tartışabilirsiniz fakat yeniden doğmazsanız, hiç faydası yoktur. Siz bana kaç kere dua ettiğinizi anlatabilirsiniz. Bana siz dua etmeden önce nasıl ve ne şekilde yıkandığınızı anlatabilirsiniz. Siz bana nasıl ve kaç gün oruç tutuğunuzu anlatabilirsiniz. Bana kutsal sayılan yerlere, kitaplara ve peygamberlere nasıl saygı gösterdiğinizi anlatabilirsiniz. Ben size şunu söyleyeyim. Siz yeniden doğmadıkça hiçbir faydası yoktur. Din şekilciliği bizi cennete götürmez.
Yuhanna 3:9-10 Nikodim İsa'ya, “Bunlar nasıl olabilir?” diye sordu. 10 İsa ona şöyle yanıt verdi: “Sen İsrail'in öğretmeni olduğun halde bunları anlamıyor musun?”
Siz dindar mısınız? Din ile ilgili benimle tartışmak istiyor musunuz? Bu durumda, ben size İsa’nın söylediği gibi, “Bunları anlamıyor musunuz?” diyeceğim.
Yuhanna 3:11-12 Sana doğrusunu söyleyeyim, biz bildiğimizi söylüyoruz, gördüğümüze tanıklık ediyoruz. Sizler ise bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz. 12 Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız?
İnsanlar, bu mesajı kabul etmek istemiyorlar. Nikodim inanmak istemedi. Neden? Çünkü bu mesajı kabul etmek, bütün şekilci din törenlerimizin bizi cennete götüremez olduğunu itiraf etmek demektir. Mesajı kabul etmek, kendi din törenlerimizin bizim cennete götürmek için yetmediğini kabul etmek demektir. İnsanî kibir bunu itiraf etmek istemez. İnsanlar, Ferisiler gibi, “Ben cennete girecek kadar iyiyim” derler. Yalan. Allah’ın katında murdarız. Yeniden doğmamız lazım.
Yuhanna 3:13-16 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. 16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”
Günahın ücreti nedir? Çarmıhtaki İsa’ya bir bakın! Orada, kendi günahları için ölmüyordu. Bizim günahlarımız için ölüyordu.
Matta 27:29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyerek O'nunla alay ettiler.
Markos 15:15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
Markos 15:31 Aynı şekilde başkâhinler ve din bilginleri de O'nunla alay ederek aralarında, “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor” diye konuşuyorlardı.
Markos 15:34 Saat üçte İsa yüksek sesle, “Elohi, Elohi, lema şevaktani” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.
Günahın ücreti böyle bir ölümdür. Sizin günahlarınız size böylesine bir ölümü kazandırdı. Günahlarınızı silmek için, İsa’nın ölümünü kendiniz için kabul etmeniz lazım. Yoksa siz kendiniz, günahlarınızın kazandığı cezayı ödeyeceksiniz. Cennete girmeniz için günah işlememiş ve bu cezayı hak etmemiş olan İsa, bu iyiliği sizin için yaptı. İsa sizin için öldü. Neden bunu yaptı? Çünkü sizi seviyor.
Yuhanna 3:16 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
Şimdi, bu kurtuluşu kabul edebilirsiniz. Yeniden doğmak ister misiniz?