|
Ruhsal olarak olgunlaşmamış insanlar için olan bir cezadan bahsediyorum çünkü başka bir sebeple henüz harekete geçemezler. Sonra belki olgunlaştıktan sonra doğru sebeplerle harekete geçebilirler. Maalesef çok kişi böyledir. |
ruhsal_tapınmanızme.pdf | |
File Size: | 74 kb |
File Type: |
Zilin çaldığını duyan Zuhal, kestiği soğanı, kullandığı bıçağı bırakıp ellerini çalkaladı ve kapıya gitti. Kapıyı açar açmaz 9 yaşında oğlu Mustafa, ayakkabılarını çıkarmadan odasına doğru koşmaya başladı.
“Mustafa!” diye bağırdı annesi. Nefes nefese Mustafa durdu. “Efendim anne” dedi.
“Yavrum, bu evde nereye gidiyorsun ayakkabılarınla? Olmaz! Bunu biliyorsun!”
“Parkta oynuyoruz, anne. Topumu almaya geldim” dedi Mustafa.
“Ayakkabı konusunda ne alakası var? Çıkar ayakkabılarını! Ne düşünüyorsun?”
“Anne, televizyonda ayakkabılarını çıkarmıyorlar ya. Bu benim evim.”
“Mustafa. Burası televizyon değil, bir. İkincisi, bu ev senin değil, bizim. Onun için sen bir kuruş vermedin. Hepsini baban ve ben aldık.
Çıkar ayakkabılarını!”
“Tamam annecim” dedi Mustafa.
Küçük hikâyemizde önemli ruhsal ders var. Mustafa, evinin kendisine ait olduğunu düşünerek istediği gibi davranabileceğini sandı. Ancak yanlış düşünüyordu. Ev sadece kendisine ait değil, ilk önce annesine ve babasına aittir. Annesinin buyruğunun arkasında ceza tehdidi vardı. Mustafa bunu anladı ve yerine getirdi. Tabii ki, Mustafa bir çocuk olduğu için çocuk gibi düşünüp davranıyordu.
Olgunlaşmış bir kişi kendi evini kirletmek istemez, başka ev sahiplerine saygı gösterir. Ceza tehdidi gerekmez.
Ancak kaç yetişkin, sağlık konusunda çocuk gibi davranıyor? Bedenlerinin kendilerine ait olduğunu düşünerek ne yapmak istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. Kendi bedenlerine zarar veriyorlar ancak bunun Allah’a karşı saygısızlık olmadığını düşünüyorlar. Sadece ve sadece kendi keyfine bakıyorlar. Her gün televizyonda, gazetelerde, dergiler ve İnternette sağlıkla ilgili kapsamlı bilgi olduğu halde, çok kişi sanki önemli değilmiş gibi zarar veren alışkanlıkları sürdürüyorlar. Bu şekilde bir günah işlemediklerini zannediyorlar. Sağlıkları çökse bile çok kişi yollarını değiştirmiyorlar ve kötü beslenmeye ve zarar veren alışkanlıklara devam ediyorlar. Allah’ın buyruğunun arkasında bir ceza tehdidi olmazsa bazı insanlar harekete geçmiyorlar. Kutsal Kitap ne söylüyor?
Romalılar 12:1 Öyleyse kardeşlerim, Tanrı'nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı'yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun.
Ruhsal tapınmanız budur.
Eski Ahit’te, Allah’ın önüne kusurlu, sakat bir adak götürülemezdi. Yasaktı. Kavram neydi? Evet, kurban günah işlememiş olan İsa’yı temsil ediyordu. Fakat bundan daha önemli bir anlamı daha var. Allah bize her şeyi veriyor, O’na kusurlu bir adak sunmak saygısızlıktır. Böyle bir davranış nankör bir kalbi gösteriyor.
Romalılar 12:1 ayetinde Elçi Pavlus bize bedenlerimizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunmamızın ruhsal tapınmamız olduğunu söylüyor.
Burada ruhsal olarak çevrilen Grekçe söz, “logikos”tur. Akıl anlamına gelen logos kelimeden geliyor. Bize her şeyi veren Tanrı’ya en iyi hizmet vermek, mantıksal bir kavramdır. Allah’ı seversek, O’na en iyisini sunmak isteriz. Tamam, dirseğim, dizim kırık, bozuk. Allah’ın önüne geliyorum. Bu saygısızlık mı? Hayır. Ayet ondan bahsetmiyor. Bir sonraki ayete bakalım:
Romalılar 12:2 Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı'nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt edebilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.
Allah, bizde ahlaki bir karakter geliştirmek istiyor. Karakterin gelişmesi için vücutta akıl ve can gelişiyor. Bu yüzden Şeytan fiziksel güçlerimizi azaltmak istiyor. Beden aracılığıyla Şeytan ahlaki güçlere ulaşıp bizi yıkmak istiyor. Beden ile can ve aklın bağlantıları var. Bedenimizi iyi şekilde tutarak, ahlaki güçlerimizi destekliyoruz. Allah bize sağlık ilkelerini kendi kurtuluşumuz için verdi, kendi iyiliğimiz için verdi. Çok kişi bunu anlamaz ya da önem vermez.
Örnek olarak, birine “Sigarayı bırakmayı düşündünüz mü hiç?” diye sorsam, genelde şöyle bir cevap geliyor: “Bir sebepten dolayı öleceğim zaten. Sebep sigara olsun!”
Cevabında şöyle bir mantık var: “Ben bırakmak istemiyorum. Bedenim benim. Onunla ne yapmak istersem yapabilirim. Başka bir kimsenin işi değil. Sigara içmek günah değildir. Benim seçimim, benim hakkım.”
Ateistlerden, yani tanrısızlardan böyle bir cevap alırsam, anlarım. Onlara göre, bedenleri Allah’tan bir armağan değildir. Bu yüzden kendi bedenlerini mahvederlerse bu bir başkasının işi değildir. Tanrı olmazsa, günah ta yoktur. Ateistlere göre bu dünyada davrandıkları ve yaptıkları her şey için Allah’a hesap vermeyecekler. Onlar, küçük Mustafa gibi düşünüyorlar. Bedenlerinin yalnız kendilerine ait sanırlar. Fakat Mustafa, nasıl annesini babasını düşünmediyse, ateistler de Yaratıcı’yı düşünmüyorlar.
Ancak Allah’a inananlar için, böyle bir cevap anlaşılamaz. Bedenimiz sadece bizim değildir. Bedenimiz ilk önce Göklerdeki Babamız, Yüce Tanrı’ya aittir. Tanrı bize her şeyi verdi, bedenimiz dahil. Allah bize kullanmamız için beden verdi. Onunla ne yapmak istersek yapabiliriz demek değildir.
Farz edelim ben ayakkabılarımı çıkarmadan sizin evinize girsem. Ne düşünürdünüz? Siz evinizi kirlettiğimi düşünürdünüz. Bu eylemin, size büyük bir saygısızlık olduğunu düşünmez miydiniz? Elbette düşünürdünüz!
Peki sigara bedenimizi kirletiyor mu? Evet. Bir gün bu konuda bir adamla konuşuyordum. Adam bana, “Sigara zarar vermez” dedi. “Kesinlikle sağlığımızı olumsuz bir şekilde etkilemez.”
Sizin o kadar dar kafalı olduğunuzu düşünmüyorum. Sigara zarar verir.
Bu vaaz sadece sigara üzerinde midir? Hayır. İlk önce, bir örnekle bir tez ileri sürüyorum. Bedeniniz sadece sizin değildir. Bedeniniz ilk önce Allah’ındır. Siz, bedeninizi, kasten, tekrar tekrar yanlış alışkanlıklarınızla kirletirseniz, Allah’a büyük bir saygısızlık gösteriyorsunuz demektir. Rab, Yaratıcılarına saygı göstermeyenleri cennete mi götürecek? Sanmayın. Allah’ı sevemeyenler için, sevgi olan, özverili Allah’ın önünde olmak işkence olurdu. Rahatsız olurlardı. Böyle insanlar Allah’ın önünden kaçarlardı. Cennet, onlar için cehennem olurdu çünkü onların bencil karakteri cennetin havasına aykırı olurdu.
Bedeninize, bile bile, tekrar tekrar zarar vermek, sizi cennetten men edebilecek bir günahtır. İnanmıyor musunuz? Kutsal Yazılar’a bakalım.
1. Yuhanna 3:4 Günah işleyen, yasaya karşı gelmiş olur. Çünkü günah demek, yasaya karşı gelmek demektir.
Günah nedir? Allah’ın yasasını ihlal etmek demektir. Allah’ın yasası nedir? On Buyruktur. On Buyruk ne diyor?
Mısır’dan Çıkış 20:13 Adam öldürmeyeceksin.
Peki adam öldürmeyeceksin diyen söz, kendini de dahil ediyor mu? Elbette!
Sigara paketin önünde ne yazılır?
Sigara içmek öldürür
Smoking kills
Bunları ben yazmadım. Ancak insanlar, sigara içmenin o kadar çok zarar verdiğini anlıyor ki, böyle bir uyarıyı sigara paketin üzerine yazdırıyorlar. Sigara içmek taksitle öldürür. Günahtır arkadaşlar, günahtır.
Romalılar 6:23 Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.
Kutsal Kitap, sonsuz yaşamı sonsuz ölümle tezat gösteriyor.
Neden bu kadar sert konuşuyorum? Herkes değil ama çok kişi bu konuda büyük bir direniş gösteriyor. Ben onları uyandırmak istiyorum çünkü tehlikeyi anlayamazlar. Ruhsal olarak olgunlaşmamış insanlar için olan bir cezadan bahsediyorum çünkü başka bir sebeple henüz harekete geçemezler. Sonra belki olgunlaştıktan sonra doğru sebeplerle harekete geçebilirler. Maalesef çok kişi böyledir.
Bazı insanlar beni kendi dinlerine davet ediyorlar. Ancak sigara içiyorlar. Kardeşler, beni düşündüğünüz için teşekkürler, gerçekten. Ancak sigara içerek beni kendi dininize çekemezsiniz.
İbraniler12:14 Herkesle barış içinde yaşamaya, kutsal olmaya gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab'bi göremeyecek.
Cennetten bahseden bir ayet şöyle söylüyor:
Vahiy 21:27 Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.
Bu dünyada bile, sigaranın havayı kirlettiği biliniyor. Kapalı kamuya açık yerlerde sigara içmek yasaktır. Cennette, sigara içebileceğiniz bir yer olmayacak. Bu dünyada bırakamazsanız, orada da bırakamayacaksınız. Karakteriniz ölümle değiştirilmez. Bırakma zamanı şimdidir. Doğru karakter geliştirme zamanı şimdidir.
Çok kişi bana, “Bırakamam” derler. Katılıyorum. Siz sigaraya kölesiniz. Özgür kalmanız lazım. Peki nasıl?
Yuhanna 8:34-36 İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes günahın kölesidir” dedi. 35 “Köle ev halkının sürekli bir üyesi değildir, ama oğul sürekli üyesidir. 36 Bunun için, Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz.”
İsa Mesih sizi, sigara veya herhangi bir günahtan özgür kılabilir. Bu da gerekiyor. Günahınınızı cennete götürmeyeceksiniz.
Filipililer 4:13 Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim.
Zarar veren alışkanlığınız var mı? Sigara olabilir. Alkol olabilir. Şeker olabilir. Çok fazla yemek yemek olabilir. İsa sizi özgür kılabilir. Bahaneleri bırakın. Karar verin. Ancak bırakacak güç Rab’den geliyor. Onun için dua edin. Allah güç verecektir. Kesinlikle. Şühpe duymayın. İnanın.
“Mustafa!” diye bağırdı annesi. Nefes nefese Mustafa durdu. “Efendim anne” dedi.
“Yavrum, bu evde nereye gidiyorsun ayakkabılarınla? Olmaz! Bunu biliyorsun!”
“Parkta oynuyoruz, anne. Topumu almaya geldim” dedi Mustafa.
“Ayakkabı konusunda ne alakası var? Çıkar ayakkabılarını! Ne düşünüyorsun?”
“Anne, televizyonda ayakkabılarını çıkarmıyorlar ya. Bu benim evim.”
“Mustafa. Burası televizyon değil, bir. İkincisi, bu ev senin değil, bizim. Onun için sen bir kuruş vermedin. Hepsini baban ve ben aldık.
Çıkar ayakkabılarını!”
“Tamam annecim” dedi Mustafa.
Küçük hikâyemizde önemli ruhsal ders var. Mustafa, evinin kendisine ait olduğunu düşünerek istediği gibi davranabileceğini sandı. Ancak yanlış düşünüyordu. Ev sadece kendisine ait değil, ilk önce annesine ve babasına aittir. Annesinin buyruğunun arkasında ceza tehdidi vardı. Mustafa bunu anladı ve yerine getirdi. Tabii ki, Mustafa bir çocuk olduğu için çocuk gibi düşünüp davranıyordu.
Olgunlaşmış bir kişi kendi evini kirletmek istemez, başka ev sahiplerine saygı gösterir. Ceza tehdidi gerekmez.
Ancak kaç yetişkin, sağlık konusunda çocuk gibi davranıyor? Bedenlerinin kendilerine ait olduğunu düşünerek ne yapmak istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. Kendi bedenlerine zarar veriyorlar ancak bunun Allah’a karşı saygısızlık olmadığını düşünüyorlar. Sadece ve sadece kendi keyfine bakıyorlar. Her gün televizyonda, gazetelerde, dergiler ve İnternette sağlıkla ilgili kapsamlı bilgi olduğu halde, çok kişi sanki önemli değilmiş gibi zarar veren alışkanlıkları sürdürüyorlar. Bu şekilde bir günah işlemediklerini zannediyorlar. Sağlıkları çökse bile çok kişi yollarını değiştirmiyorlar ve kötü beslenmeye ve zarar veren alışkanlıklara devam ediyorlar. Allah’ın buyruğunun arkasında bir ceza tehdidi olmazsa bazı insanlar harekete geçmiyorlar. Kutsal Kitap ne söylüyor?
Romalılar 12:1 Öyleyse kardeşlerim, Tanrı'nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı'yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun.
Ruhsal tapınmanız budur.
Eski Ahit’te, Allah’ın önüne kusurlu, sakat bir adak götürülemezdi. Yasaktı. Kavram neydi? Evet, kurban günah işlememiş olan İsa’yı temsil ediyordu. Fakat bundan daha önemli bir anlamı daha var. Allah bize her şeyi veriyor, O’na kusurlu bir adak sunmak saygısızlıktır. Böyle bir davranış nankör bir kalbi gösteriyor.
Romalılar 12:1 ayetinde Elçi Pavlus bize bedenlerimizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunmamızın ruhsal tapınmamız olduğunu söylüyor.
Burada ruhsal olarak çevrilen Grekçe söz, “logikos”tur. Akıl anlamına gelen logos kelimeden geliyor. Bize her şeyi veren Tanrı’ya en iyi hizmet vermek, mantıksal bir kavramdır. Allah’ı seversek, O’na en iyisini sunmak isteriz. Tamam, dirseğim, dizim kırık, bozuk. Allah’ın önüne geliyorum. Bu saygısızlık mı? Hayır. Ayet ondan bahsetmiyor. Bir sonraki ayete bakalım:
Romalılar 12:2 Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı'nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt edebilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.
Allah, bizde ahlaki bir karakter geliştirmek istiyor. Karakterin gelişmesi için vücutta akıl ve can gelişiyor. Bu yüzden Şeytan fiziksel güçlerimizi azaltmak istiyor. Beden aracılığıyla Şeytan ahlaki güçlere ulaşıp bizi yıkmak istiyor. Beden ile can ve aklın bağlantıları var. Bedenimizi iyi şekilde tutarak, ahlaki güçlerimizi destekliyoruz. Allah bize sağlık ilkelerini kendi kurtuluşumuz için verdi, kendi iyiliğimiz için verdi. Çok kişi bunu anlamaz ya da önem vermez.
Örnek olarak, birine “Sigarayı bırakmayı düşündünüz mü hiç?” diye sorsam, genelde şöyle bir cevap geliyor: “Bir sebepten dolayı öleceğim zaten. Sebep sigara olsun!”
Cevabında şöyle bir mantık var: “Ben bırakmak istemiyorum. Bedenim benim. Onunla ne yapmak istersem yapabilirim. Başka bir kimsenin işi değil. Sigara içmek günah değildir. Benim seçimim, benim hakkım.”
Ateistlerden, yani tanrısızlardan böyle bir cevap alırsam, anlarım. Onlara göre, bedenleri Allah’tan bir armağan değildir. Bu yüzden kendi bedenlerini mahvederlerse bu bir başkasının işi değildir. Tanrı olmazsa, günah ta yoktur. Ateistlere göre bu dünyada davrandıkları ve yaptıkları her şey için Allah’a hesap vermeyecekler. Onlar, küçük Mustafa gibi düşünüyorlar. Bedenlerinin yalnız kendilerine ait sanırlar. Fakat Mustafa, nasıl annesini babasını düşünmediyse, ateistler de Yaratıcı’yı düşünmüyorlar.
Ancak Allah’a inananlar için, böyle bir cevap anlaşılamaz. Bedenimiz sadece bizim değildir. Bedenimiz ilk önce Göklerdeki Babamız, Yüce Tanrı’ya aittir. Tanrı bize her şeyi verdi, bedenimiz dahil. Allah bize kullanmamız için beden verdi. Onunla ne yapmak istersek yapabiliriz demek değildir.
Farz edelim ben ayakkabılarımı çıkarmadan sizin evinize girsem. Ne düşünürdünüz? Siz evinizi kirlettiğimi düşünürdünüz. Bu eylemin, size büyük bir saygısızlık olduğunu düşünmez miydiniz? Elbette düşünürdünüz!
Peki sigara bedenimizi kirletiyor mu? Evet. Bir gün bu konuda bir adamla konuşuyordum. Adam bana, “Sigara zarar vermez” dedi. “Kesinlikle sağlığımızı olumsuz bir şekilde etkilemez.”
Sizin o kadar dar kafalı olduğunuzu düşünmüyorum. Sigara zarar verir.
Bu vaaz sadece sigara üzerinde midir? Hayır. İlk önce, bir örnekle bir tez ileri sürüyorum. Bedeniniz sadece sizin değildir. Bedeniniz ilk önce Allah’ındır. Siz, bedeninizi, kasten, tekrar tekrar yanlış alışkanlıklarınızla kirletirseniz, Allah’a büyük bir saygısızlık gösteriyorsunuz demektir. Rab, Yaratıcılarına saygı göstermeyenleri cennete mi götürecek? Sanmayın. Allah’ı sevemeyenler için, sevgi olan, özverili Allah’ın önünde olmak işkence olurdu. Rahatsız olurlardı. Böyle insanlar Allah’ın önünden kaçarlardı. Cennet, onlar için cehennem olurdu çünkü onların bencil karakteri cennetin havasına aykırı olurdu.
Bedeninize, bile bile, tekrar tekrar zarar vermek, sizi cennetten men edebilecek bir günahtır. İnanmıyor musunuz? Kutsal Yazılar’a bakalım.
1. Yuhanna 3:4 Günah işleyen, yasaya karşı gelmiş olur. Çünkü günah demek, yasaya karşı gelmek demektir.
Günah nedir? Allah’ın yasasını ihlal etmek demektir. Allah’ın yasası nedir? On Buyruktur. On Buyruk ne diyor?
Mısır’dan Çıkış 20:13 Adam öldürmeyeceksin.
Peki adam öldürmeyeceksin diyen söz, kendini de dahil ediyor mu? Elbette!
Sigara paketin önünde ne yazılır?
Sigara içmek öldürür
Smoking kills
Bunları ben yazmadım. Ancak insanlar, sigara içmenin o kadar çok zarar verdiğini anlıyor ki, böyle bir uyarıyı sigara paketin üzerine yazdırıyorlar. Sigara içmek taksitle öldürür. Günahtır arkadaşlar, günahtır.
Romalılar 6:23 Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.
Kutsal Kitap, sonsuz yaşamı sonsuz ölümle tezat gösteriyor.
Neden bu kadar sert konuşuyorum? Herkes değil ama çok kişi bu konuda büyük bir direniş gösteriyor. Ben onları uyandırmak istiyorum çünkü tehlikeyi anlayamazlar. Ruhsal olarak olgunlaşmamış insanlar için olan bir cezadan bahsediyorum çünkü başka bir sebeple henüz harekete geçemezler. Sonra belki olgunlaştıktan sonra doğru sebeplerle harekete geçebilirler. Maalesef çok kişi böyledir.
Bazı insanlar beni kendi dinlerine davet ediyorlar. Ancak sigara içiyorlar. Kardeşler, beni düşündüğünüz için teşekkürler, gerçekten. Ancak sigara içerek beni kendi dininize çekemezsiniz.
İbraniler12:14 Herkesle barış içinde yaşamaya, kutsal olmaya gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab'bi göremeyecek.
Cennetten bahseden bir ayet şöyle söylüyor:
Vahiy 21:27 Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.
Bu dünyada bile, sigaranın havayı kirlettiği biliniyor. Kapalı kamuya açık yerlerde sigara içmek yasaktır. Cennette, sigara içebileceğiniz bir yer olmayacak. Bu dünyada bırakamazsanız, orada da bırakamayacaksınız. Karakteriniz ölümle değiştirilmez. Bırakma zamanı şimdidir. Doğru karakter geliştirme zamanı şimdidir.
Çok kişi bana, “Bırakamam” derler. Katılıyorum. Siz sigaraya kölesiniz. Özgür kalmanız lazım. Peki nasıl?
Yuhanna 8:34-36 İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes günahın kölesidir” dedi. 35 “Köle ev halkının sürekli bir üyesi değildir, ama oğul sürekli üyesidir. 36 Bunun için, Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz.”
İsa Mesih sizi, sigara veya herhangi bir günahtan özgür kılabilir. Bu da gerekiyor. Günahınınızı cennete götürmeyeceksiniz.
Filipililer 4:13 Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim.
Zarar veren alışkanlığınız var mı? Sigara olabilir. Alkol olabilir. Şeker olabilir. Çok fazla yemek yemek olabilir. İsa sizi özgür kılabilir. Bahaneleri bırakın. Karar verin. Ancak bırakacak güç Rab’den geliyor. Onun için dua edin. Allah güç verecektir. Kesinlikle. Şühpe duymayın. İnanın.